Hazret-i Osman (r)'ın şehadet olayı oldukça meşhûrdur. Abdullah b. Selâm şöyle demiştir: "Kardeşim Osman'ın hâl ve hatırını sormak, bir selâm vermek üzere yanına vardığımda o, kuşatma altında bulunuyordu. Yanına vardım. Selâm sabahtan sonra bana dedi ki: 'Bu gece Rasûlullah (sav)'ı evin şu açılan küçük penceresinde gördüm. Rasûlullah (sav) bana: 'Ey Osman! Seni kuşatma altına aldılar, öyle mi?' diye sordu. Ben de: 'Evet' dedim. Rasûlullah (sav): 'Seni susuz bıraktılar, öyle mi?' diye sordu. 'Evet' dedim. Bunun üzerine bana içinde su bulunan bir tas uzattı, ben de susuzluğum gidinceye dek oradan kana kana içtim. Neredeyse halen onun serinliğini damağımda, omuzlarımın arasında hissetmekteyim. Ve Rasûlullah (sav) bana şöyle söyledi: 'İstersen, onlara karşı sana yardım edeyim. İstersen, akşam yanımızda iftarını aç.' Ben de O'nun yanında iftarımı açmayı tercih ettim.' Allah O'ndan râzı olsun, o gün şehîd düştü
Dört elle sarıldığımız birçok kıymetlerin; uğrunda, sahici bir insan gibi kalbimiz ve kafamızla yaşamayı feda ettiğimiz binlerce sözde mühim şeylerin ne kadar kolay fırlatılıp atılabileceğini bana öğreten Yusuf! Benden de sana selam olsun...
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı.
"Merhaba."
"Selam," dedi Julia uykulu ve
Dört elle sarıldığımız birçok kıymetlerin; uğrunda, sahici bir insan gibi kalbimiz ve kafamızla yaşamayı feda ettiğimiz binlerce sözde mühim şeylerin ne kadar kolay fırlatılıp atılabileceğini bana öğreten Yusuf!
Benden de sana selam olsun...
Rabbim, yalvarışlarımı döndürüp çevirme bana geri;
Rahmetinden elverir bir rakam eklemeden, kapama hesabımı.
Rabbim, bu kuluna yardım et, bu dünya ve öte dünyada.
Korkulu olaylar ve durumlarda yok bir parçacık olsun dayanıklığı
Rabbim, izin ver ki çözülsün ebedî salávat bulutları bir kez daha.
Boşansın Resül üstüne sel sel, sicim sicim «selâm! selam>>> yağmurları.
Ailesi üstüne, arkadaşları ve bağlıları üstüne bir kez daha.
Yaşasın bir kez daha, o sana en yakın, eli açık. gönlü ipekten yumuşak, içleri pırıl pırıl yolunun uluları.
“Ve yine eğer bir kimse dürüst ve erdemli bir hayat sürenlerden olursa, cennette şu sözlerle karşılanacaktır: “Dürüst ve erdemlilerden [olan] sana selâm olsun!” (Vâkı’a/90,91)
Hatice Gül yazdı...
EFELYA'YI BEN DE OKUDUM...
Kitapta büyük bir kusur var hocam, 1'i 3'e bölememişsiniz. Gönül koymayın lütfen, bu konuya aşağıda değinmeden edemeyeceğim.
"Adamın biri bir gün..." diye başlayan cümleler, buradan Artvin'e yol olur. Adam'ın biri her gün, her saat, her dakika eliyle, eliyle
Dört elle sarıldığımız birçok kıymetlerin uğrunda; sahici bir insan gibi kalbimiz ve kafamızla yaşamayı feda ettiğimiz binlerce sözde mühim şeylerin ne kadar kolay fırlatılıp atılabileceğini bana öğreten Yusuf! Benden de sana selam olsun...
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
"Dört elle sarıldığımız birçok kıymetlerin; uğrunda, sahici bir insan gibi kalbimiz ve kafamızla yaşamayı feda ettiğimiz binlerce sözde mühim şeylerin ne kadar kolay fırlatılıp atılabileceğini bana öğreten Yusuf! Benden de sana selam olsun..."
Zeyd bin sabit radıyallahu anh şöyle diyor: Resulallah sallallahu aleyhi ve sellem Uhud günü beni Sa'd bin Er-Rebii'yi aramam için gönderdi.
Bana şöyle dedi: "Eğer onu görürsen, ona selamımı söyle! ona de ki: Resulallah sana, kendini nasıl hissettiğini soruyor?"
Zeyd dedi ki: öldürenlerin arasında dolaşmaya başladım. Onun yanına geldiğimde son nefesini vermek üzere olduğunu gördüm. üzerinden mızrak yarası kılıç ve ok darbesi olmak üzere 70 yara vardı.
"Ey Sa'd! Rasulallah sallallahu ve sellem sana selam ediyor ve sana kendini nasıl hissettiğini bana haber ver diyor." dedim.
Sa'd dedi ki selam Allah Resulü aleyhi sellamin üzerine olsun. ona de ki: "Ey Allah'ın resulü cennetin kokusunu duyuyorum." kavmim ensar'a da de ki: "Gözleriniz bakarken eğer peygamberimize bir zarar ulaşırsa, bu konuda Allah katında hiçbir mazeretiniz bulunmaz"!
Enes radıyallahu anh şöyle demiştir: 'Resülullah salallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu.
(Tirmizi, İsti'zân, 10)