Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Sanırım,” dedi kulağıma fısıldarken. “Bu savaşta hepimiz bir şeylerini kaybetti. Sen de beni bu halimle yeniden sevebilecek misin acaba?” “Sen ve ben ortak bir kadere sahibiz,” dedim boğazım düğümlenirken. “Sen benim yaralı kalbimin merhemisin, ben de senin kaybettiğin bacağınla kolunum. Evet… Seni ilk görüşte her halinle sevdim ben. Nefes aldığım sürece de seni hep seveceğim. Bugün tekrar kavuştuysak, biz artık birbirimiziniz.”
Sayfa 317Kitabı okudu
Bir şeyh dedi bir fahişeye: Sarhoşsun sen. Her lahza birinin tuzağına düşersin sen. Dedi: Ey şeyh, ne dersen, oyum ben. Acaba göründüğün gibi misin sen?
Reklam
Ne ben benim, ne sen sensin, ne de sen bensin, Hem ben benim, hem sen sensin, hem sen bensin ey Hotenli güzel! Seninle öyle bir haldeyim ki yanılıyorum Acaba sen ben misin, yoksa ben sen miyim?
Sayfa 88 - PdfKitabı okudu
Ben aslında yoğum....
"-Vay! Sen "var"sın ha! Acaba "var" mısın? dedi."
Sayfa 10 - Epub, Kaknüs Yayınları
"Merhaba dar görüşlü insanlar. Size yazdığım bu küfür dolu mektubu okurken bir fahişe daha ölecek ne güzel degil mi? Ahlak bozuculardan biri daha eksilecek. Sizce kadın ne? Doğduktan sonra bir elmas gibi saklanıp sonra bir adama verilen mücevherat mı? Ya da stres atmak için üretilen bir seks makinesi mi? Ben size kadını anlatayım. Kadın öncelikli olarak insandır. Onların da haklar vardır. Ama siz, bir kadın bakire değilse orospudur diyecek kadar basit insanlarsınız. Acaba sen bakir misin? Erkekleri de anlıyorum. Evleneceğiniz kadın size özel olmalı. Hiç kimsenin bilmediği bir gül bahçesi olmalı. Anlıyorum ama siz bütün kadınlara hakaret ediyorsunuz. Orospuluk bacak arasında değil ruhtadır."
Sen ben misin acaba
İç dünyası zengin insan tamamen yalnızken, kendi düşünceleriyle ve hayalleriyle eşsiz bir eğlence bulur; öte yandan, ruhsuz biri sürekli dernekten derneğe, oyundan oyuna, yolculuktan yolculuğa ve şenlikten şenliğe koşsa bile, can sıkıntısından kurtulamaz. İyi, ılımlı, yumuşak bir karakter kısıtlı koşullarda hoşnut olabilir; öte yandan, hırslı, kıskanç ve kötü biri tüm zenginliğe karşın hoşnut değildir. Ama ancak, sürekli sıradışı, zihinsel açıdan olağanüstü bir bireyselliğin tadına varan bir kimse için, genel olarak ulaşılmaya çalışılan hazlar bütünüyle gereksizdirler, hatta sadece rahatsızlık verici ve usandırıcıdırlar.
Reklam
Bir şeyh dedi bir fahişeye: Sarhoşsun sen. Her lahza birinin tuzağına düşersin sen. Dedi: Ey şeyh, ne dersen, oyum ben. Acaba göründüğün gibi misin sen?
Sayfa 87 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
. Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. " Pardon devlet memuru musunuz? " " Sapık mısın? " " Hayır, memur musunuz? " " Değilim." " Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi hangisi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde." " Ne bileyim, İstiklal caddesi herhalde. Sen kimsin? " " Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım. " .
Sayfa 16
Tuhaf! Varla yok hiç bir olur mu? Örneğin ben şimdi varım, yarın yok olacağım. Bu ikisi arasında fark yok mu? dedim. Deli, başını çevirdi. Kahkahayı bastı: Vay! Sen varsın ha?! Acaba var mısın? 
Ahh Srebrenistam canım kadim şehrim mavi kelebekli güzel...
Sen ki acıların şehri ,sen ki ayrılıklar şehri ,sen ki özlemlerin şehri. Acaba bir gün acılarını sırtından atıp eski haline dönebilecek misin???
Reklam
Vay! Sen var’sın ha! Acaba var mısın?
"Ancak ben var’ım. Çünkü hiç’im, yok’um. Vücudum mutlaktır. Mutlak vücuttur. Var’dır."
Sis yayıncılıkKitabı okudu
Devlet memurlarıyla konuşmuyorum, olmaz... Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. “Pardon devlet memuru musunuz?” “Sapık mısın?” “Hayır. Memur musunuz?” “Değilim.” “Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.” “Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin?” “Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım.” “Kaç yaşındasın sen?” “Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
Hz. İbrahim aleyhisselâm'dan yapılan rivayete göre, kendisi ölüm meleğine: "Sen kötü kimselerin ruhunu alırken, onlara gösterdiğim yüzünü ve çehreni acaba bana gösterebilir misin?" dedi. Azrail aleyhisselam: "Hayır, sen böyle bir şeye dayanamazsın." cevabını verdi. Ancak Hz. İbrahim aleyhisselâm: "Bilakis, ben buna dayanabilirim!" dedi. Bunun üzerine melek kendisine "Öyleyse yüzünü çevir, dedi. O da yüzünü çevirdi. Daha sonra dönüp baktı. Bir de ne görsün: Karşısında saçları diken diken vaziyette simsiyah bir adam, etrafa çok iğrenç bir koku saçan, simsiyah giysiler içerisinde, ağzından ve burun deliklerinden alevler ve duman çıkan bir varlık! Bu manzara karşısında Hz. İbrahim aleyhisselâm baygın düşer ve olduğu yerde yığılıp kalır. Daha sonra ayılınca bakar ki, melek ilk şeklinde durmaktadır. Bunun üzerine Hz. İbrahim (as) ölüm meleğine şöyle der: "Eğer o kötü kimsenin, başka hiçbir derdi ve hastalığı olmadan bile senin bana gösterdiğin şeklini görmesi, ızdırap olarak ona yeter."
İbrahim Bin Ethem'in hikayesine benziyor.
"Bir zamanlar Bağdat'ta kendi halinde yaşayan bir adam varmış. Sağlığı yerinde, varsıl, mutlu bir evlilik süren bir adam. Tek dileği bir evladının olmasıymış. Ama bir türlü çocuğu olmuyormuş. Doktorlara gitmiş, büyücülere taşınmış, adaklar adamış, yok, zavallı adamcağızın hanımı bir türlü hamile kalamıyormuş. Tam umudunu kestiği sırada gezgin
Sayfa 409Kitabı okudu
630 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.