Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Annem babam beni hiç azarlamazdı ancak bir şeyi küçüklüğümden beri kafama sokmuşlardı; sen burada bir yabancısın!
Sayfa 171Kitabı okudu
Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun. İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.” “Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
Reklam
Vazifesi güya, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki ‘Pontusçu’ Rum çetelerine karşı direnişe geçen bizimkileri zaptürapt altına almaktı ama ben, Dünya Savaşı’nda yüzakımız olan Çanakkale savunmasında adını duyuran ‘Anafartalar Kahramanı’nın böylesi haince bir zaptürapt girişimine âlet olmayacağından emindim. … bu arada olmadık işler de yapıyordum 17-18 yaşın delikanlılığıyla. Bir çete kurmuştuk arkadaşlarla. Hava kararınca, daha çok ‘gayrimüslimlerin’ oturduğu Cadde-i Kebir (İstiklal Caddesi) civarına dağılır ve buradaki düşman bayraklarını, utanmazca asıldıkları yerden indirir çöpe atardık. “Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen! Böyle sokaklarda ki, anası can verirken, Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var… Böyle sokaklarda ki çamurlu kaldırımlar En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini, Üstünde orospular yükseltiyor sesini. Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor.”
Sayfa 76
Sülün Osman
Bir zamanlar, İstanbul’un efsanevi dolandırıcısı olarak gazetelere geçen, televizyonlarda kendisinden söz edilen Sülün Osman, saf insanlara çeşitli kamu mallarını satmakla ün yapmıştır. İstanbul’daki Galata Köprüsü’nü, İstanbul tramvaylarını, Galata Kulesi’ni, Kızkulesi’ni, Eminönü̈ ve Dolmabahçe Saat Kuleleri’ni, Şehir Hatları Vapurlarını saf
Atilla İlhan
sen burada bir yabancısın bu rüzgarın tadı senin hiç tatmadığın bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor konuştukları dil ömrünce duymadığın gözlerini sakla sen burada bir yabancısın akşam tren raylarına yağmur yağıyor devrilmiş bu sokak ayak basmadığın çarmıha gerilmiş afişler sallanıyor karanlıkta bir kadın tanımadığın bir şeyler söylüyor anlamadığın şüpheli oteller üstüne geriniyor sen burada bir yabancısın saklanmalısın akşam tren raylarına yağmur yağıyor
Yabancı
Bir şehir düşün içinde başkasın Nereye varırsan var oraya ayrısın Elini uzattığın bile senden kaçıyorsa Bil ki sen orada bir yabancısın Ekmek bile aynı gelir yediğinde anlayamazsın Sen bu şehri memleketin gibi sanarsın Oysa insanları yalancıdır burada daima Sen kendine sığın ki boşuna yanmayasın Yabancı olmak zordur, hep zorlanırsın Bir sokağa girersin de çıkışını bulamazsın Kimseye soramazsın çünkü çekinir, utanırsın Sen bir yabancısın belki de hep yabancı olacaksın (...)
Reklam
Sen, orada bir yabancısın. Ama buraya gelsen burada bir yabancı olacaksın. Yabancılık içimizde.
Hayatta ben çok kendimi sevdim sen burada bir yabancısın, üstelik küstah
. Moskova'da kimseyi tanımadığınız ve kimsenin sizi tanımadığı devasa bir restoranda oturabilirsiniz ve yine de bir yabancı olduğunuzu hissetmezsiniz. Ve burada herkesi tanıyorsun ve herkes seni tanıyor ve sen bir yabancısın ve yalnız bir yabancı. ...
31 Ocak 1901
Reklam
Şu anda bir seyahattesin ve burada yabancısın. Sen bir maceraperestsin. Bir arayış içindesin. İçsel bir arayış bu. Güçlü kadınlara hayransın. Manevi güçleri ve yaratıcılığı olan kadınlara. Öyle bir kadın olacaksın. Hayatın tuhaflıklarına kendini bırakmalısın. Ancak kendi içindeki huzuru bulduğun taktirde başkalarıyla gerçek ilişki kurabilirsin. Before Sunrise
Yolcu düşünüyordu: Tuhaf durumlarda kararlı bir şekilde müdahale etmek her zaman düşünülmesi gereken bir şeydi. O ne ceza sömürgesinin ne de bu ülkenin vatandaşıydı. İnfazı durdurmak ya da ertelemek istese bile insanlar ona şunu diyebilirlerdi: Sen bir yabancısın, kapa çeneni. Buna verecek bir cevabı yoktu ama burada ne aradığını anlamadığını söyleyebilirdi çünkü bu yolculuğunun amacı sadece gözlemlemekti, başkalarının hukuk sistemini değiştirmek değil.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.