Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Senfoni
Önce sesin gelir aklıma Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli Sonra cumartesi günleri gelir Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak. Kırk kere söyledim bir daha söylerim Savaşta ve barışta, karada ve denizde, Düşkünlükte ve esenlikte Zamanımız apayrı bize göre Yanyana olduk mu elele Aç kalsak ağlamayız biliyorum. İçim güvercinleri okşamış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez Geniş meydanlarda akşam üstleri Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar. Sen yanımdayken ister istemez Uzak ırmakları hatırlıyorum. Arasıra düşmüyor değil aklıma Yabancı kadınların sıcaklığı Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım Yanında ihtiyarlamak istiyorum...
20. Bölüm
“Sahi mi? Ben öyle hatırlıyorum... Nihat'la Profesör Hikmet'e anlattım. O zaman sen yok muydun? Neyse, fakat kaynını hapisten kurtarmak için vezneden iki yüz lira aldığını, bunu yerine koyamadığı için defterlerde kalem oynatıp işi idareye çalıştığını herhalde söylemiştim. Aylardan beri hep tereddüt içindeydi. Büyüteç. Kaynı mahkûm olsa,
Sayfa 183 - 184 - 185 - 186Kitabı okudu
Reklam
Yağmur yağıyor, benim gözlerimde yine sen varsın; yağmur altında, ıslanmış… Damlalar saçlarından yüzüne doğru süzülüyor. Saçların ıpıslak, üşüyorsun. Fakat yine her zamanki kadar güzelsin. Sonra yağmur duruyor birden, bir toprak kokusu yayılıyor havaya. Senin kokunu hatırlıyorum. Ve yağmur sonrası gökkuşağında gördüğüm senin sevdiğin renkler
Bir acıya tahammül edebilmek ancak ondan daha büyük bir acıyla yüz yüze gelmekle mümkün olabilirmiş,anladım.Şimdi bir dağın diline emanet ettiğimde bile ölü harfler,yanık kelimeler doğuran bu seyrüseferi,altında ezildiğim her şeyi,bu acıyı unutabilmek için bir diğer acımı diriltmeye uğraşıyorum.Seni unutmak için yaşadıklarımı,yaşadığım şeyi unutmak için de seni hatırlıyorum.Ama mümkün değil,hiçbirini unutamıyorum.
Başpiskopos: – Evet, demiş. Bu, doğrudan o şeyi ifade etmiyorsa da ona uyuyor. Bir insan ölçüyü aşarsa sonu felâkettir, böyle bir insan mahvolur gider. Sen ise kendini dev aynasında görüyordun. Maksim İvanoviç, çarpılmış gibi oturuyormuş. Başpiskopos bakmış bakmış: – Beni dinle, sözlerimi de hatırında tut, demiş.” Ümidini kaybedenin sözleri ok
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha bir daha bir daha
Reklam
Ensârdan bir kişi, Allah Rasûlü'ne geldi. Ağlıyordu. Allah'ın Rasûlü 'Ey falan, neden ağlıyorsun?' diye sordu. O kişi şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü, kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin olsun ki, sen bana ailemden ve malımdan daha sevimlisin. Ailemle beraberken seni hatırlıyorum ve sana gelinceye kadar sanki aklım başımdan gidiyor. Senin de benim de öleceğimizi düşündüm. Anladım ki, ben seninle sadece dünyada bir araya geleceğim. Zira sen peygamberlerle birlikte yüksek makamlara çıkarılacaksın. Yine anladım ki, ben cennete girsem de senden daha aşağı bir makamda bulunacağım. Allah Rasûlü ona herhangi bir şey söylemedi. Ardından Allah Teâlâ 'Kim Allah'a ve Rasûl'e itaat ederse onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır.(4 Nisâ 69)' âyetini indirdi. Bunun üzerine Allah Rasûlü 'Ey falan, sana müjdeler olsun' buyurdu ve bu âyeti okudu.
Sayfa 148
Ayrıldığımız gündü. Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, her şey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta "Biliyor musun," dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?" ... "Neye?" dedim, yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi, "Neye?" "Bilardo toplarına." "Neden?" dedim. "Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..." ... Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha bir daha bir daha
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm Önce sesin gelir aklıma Sonra cumartesi geceleri gelir Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum Bir yağmur yağsa beraber ıslansak. Kırk kere söyledim bir daha söylerim Savaşta ve barışta, karada ve denizde, Düşkünlükte ve esenlikte Zamanımız apayrı bize göre Yanyana olduk mu el ele Aç kalsak ağlamayız biliyorum İçim güvercinleri okşarmış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez Geniş meydanlarda akşamüstleri Üst üste üç kere deniz, üç kere çınarlar. Sen yanımdayken ister istemez Uzak ırmakları hatırlıyorum
16 Kasım 1912,Gece
Hitap: Ruhumun Ruhu,Nurumun Nuru Zehra Hanım'a Bir acıya tahammül edebilmek ancak ondan daha büyük bir acıyla yüz yüze gelmekle mümkün olabilirmiş,ANLADIM.Şimdi,bir dağın diline emanet ettiğimde bile ölü harfler,yanık kelimeler doğuran bu seyrüseferi,altında ezildiğim her şeyi,bu acıyı unutabilmek için bir diğer acımı diriltmeye uğraşıyorum.Seni unutmak için yaşadıklarımı, yaşadığım şeyi unutmak için de seni hatırlıyorum.Ama mümkün değil,hiçbirini unutamıyorum.
510 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.