Mrs. Dalloway ~ Virginia Woolf
.
Yazarın hayatı ve psikolojik durumuyla ilgili birçok yazıya denk geldiğim için kalemiyle tanışmak istediğim biriydi. Kitabı okumadan önce okuduğum incelemelerde bir okur karamsar bir roman olduğunu, tek bir kişinin bile mutlu olmadığı, mutlu görünmeye çalışan insanlar olduğunu yazmıştı. Bu inceleme o kadar meraklandırdı ki beni heyecanla başladım.
Karamsar, melankolik ve düşüncelere odaklı kitapları çok severim.
Tek bir günü anlatan, geçmiş ve günümüzde geçen, bilinç akışı tekniğini dehşet iyi kullanan bir yazardı. Konusundan çok fazla bahsetmek yerine kitabın özüne daha çok odaklandığım bir kitap oluyor
Konusunu da kısaca özetlemek gerekirse Mrs Dalloway, Woolf’un kendi hayatına ve karakterine adeta bir özeleştiri niteliği taşıyan, I. Dünya Savaşı’nın sonlandığı dönemde yazılan, İngiltere’nin üst ve alt tabakasının savaştan nasıl etkilendiğini tüm yönleriyle çarpıcı bir şekilde anlatan bir kitap. Her bir karakterin iç yaşamı ve bilinçaltı, bilinç akışı tekniğiyle karakter analizlerine fırsat veriliyor. Clarissa Dalloway karakteri aracılığı ile dönemin İngiltere’sine de derin bir eleştiri yapılıyor.
Clarissa ve Septimus temelinde daha birçok karakterin bakış açısına sahip oluyoruz. Yine olağanüstü etkileyici bir kitaptı ve yazarın hayatı beni daha da etkilediği için kitap daha derin daha anlamlı. Bu türde kitapları seviyorsanız kesinlikle okumalısınız
.
Ne korkunçtu, diye haykırdı, korkunç, korkunç! Yine de güneş ısıtmaya devam ediyordu. Yine de üstesinden gelebiliyordu insan zor şeylerin. Yine de hayat, günleri birbirine bağlamanın bir yolunu buluyordu.
.