Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Derme çatma bir özgüvenim vardı. Bir yerleri devamlı çatlak ve döküntü içindeydi Ben de bir ucunu tamir etmeye çalışıyordum. Bazen bir yere çivi çakıyordum ama o çivinin ne işe yaradığını ben bile bilmiyordum. İşkeçeli benim zihnimde yaşayanın bu tadilatı oturduğu yerden görebiliyordu. Ara sıra şantiye şefi gibi talimatlar veriyordu. Tek başıma bir hal yapamayacağım o kadar aşikardı ki bana acıyor olmalıydı. Bağırasım geliyordu ara sıra. "Hey, bu gemi hem yüzme bilmiyor hem de kıçı delik, su alıyor Bunu yüzdürmek için uğraşmaya değer mi?" Böyle düşününce nefes almakta zorluk çekiyordum. Yetenekli olmadığım bir alanda bana verilen talimatları ikiletmek gibi bir huyum yoktu. Yetenekli olmadığım konular da ders çalışmak dışında her şey olarak özetlenebilirdi "
Sayfa 100 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okuyor
Reklam
556 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
"Dünyalarda sosyal davranışlar sabit kurallara, katı kalıplara bağlanmıştı. Örneğin karşılaşılınca "Günaydın" denilecekti..." ""İnsan kendini neye mecbur hissediyorsa onu yapmak zorunda. Ben sana şöyle yap diyemem. Bence şans ya da uğursuzluk diye bir şey yoktur. Bu dünyada doğruluğundan emin olduğum bir şey var, o da, kimse kimsenin hayatına karışmamalı. Her şeyi kendi yapmalı insan. Belki ona yardım edilir ama, şunu yap denemez." "Umutların öyle coşmasına izin vermezsen hayal kırıklığına da uğramazsın, dedi." Kitap maalesef bu alıntılardan fazlası, dönem olarak 1930'lu Büyük Buhran yılları ekonomik krizin maddi durumu iyi olmayan insanları nasıl etkilediğini anlatıyor. Günümüzden de çok farklı olmadığını gösteriyor özellikle yaşanan savaşları ele alırsak, bazı kısımlar : "Suçun ötesinde bir günah var bu işte. Ağlamanın simgeleyemeyeceği bir hüzün var. Tüm başarılarımızı yıkıp deviren bir yenilgi var. O verimli toprak, o dizi dizi ağaçlar, o sapasağlam ağaç gövdeleri, o olgun meyveler... oysa beri yanda çocuklar pellagra'dan ölüyor. Ölecek de. Çünkü portakaldan kâr edilemiyor. Adli tabipler gelip formları dolduracak... kötü beslenmeden öldü diye... çünkü yiyecekler çürümek zorunda. Zorla çürütülecek." "Aç insanların gözlerinde giderek büyüyen bir gazap oluşuyor. Ruhlarında yumru yumru gazap üzümleri oluşuyor, büyüyor, ağırlaşıyor, bağbozumuna hazırlanıyor." vesaire... Ankara garından geçen sene aldığım kitabı aylar boyunca çantamda taşıdım bir ay önce okudum bugün yorumlayabildim. Zaman böyledir; geçer gider. iyi okumalar...
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
Yakıcı bir tutku hissi hayallerin için en güçlü yakıttır. Biz toplumumuzda tutkuyu kaybettik. Yapmayı sevdiğimiz şeyleri yapmıyoruz. Birtakım şeyleri yapmamızın nedeni onları yapmak zorunda olduğumuzu düşünmemiz. Bu mutsuzluğun formülüdür. Ben romantik tutkudan söz etmiyorum ki o da başarılı ve ilham dolu varoluşun başka bir yapı taşıdır. Benim bahsettiğim şey yaşama tutkusu. Her sabah kalkmanın mutluluğu- nu tam bir enerji ve coşku ile hisset. Yaptığın her şeye tutkunun ateşini üfle.
...yaratılan hiçbir şey nedensiz yere yaratılmadı.
"Eğer mesajı ben dinlediğimde farklı bir şey bir asır önce dinleyen başka bir şey, karşımdaki daha farklı bir şey anlıyorsa mesajın evrensellik iddiası da boşa çıkar. Çünkü daha baştan içeriğin ne olduğu üzerine bile anlaşamamış oluruz. Beni ve benle birlikte herkesi bağlıyorsa benim de diğerlerinin de mesajı net ve eşit derece anlaması gerekir."
Sayfa 125 - e-bookKitabı okuyor
Reklam
Ne yapayım, yağmura karşı kahve de iyi bir fikir.
Konunun yağmur yağdıran kedi olarak çıkması 😅 Bu şehire taşındığımdan beri havanın güneşli olduğu günler nadir olmaya başladı.Sürekli yağmurlu ve gri bir hava var. Dün ve bugün inanılmaz güzeldi. Yaz havası gibi sıcak ve güneşli. Eve geldikten sonra üzerimi bir değiştirip ormana doğru yürüsem ne güzel olur dememe kalmadı gök gürledi ve yağmur yağmaya başladı. O güneş o anda nereye kayboldu anlamadım.Ve bu bende çok sık tekrar eden bir şey. Bana çoğunlukla evdemisin neden çıkmıyorsun? diyenlere,ben çıksam hiçbiriniz dışarıda duramazsınız diye fedakarlığımi dile getireceğim günü bekliyorum...😁
Vasati 40 Yaş
Kendime vereceğim bir iyi, bir de kötü haberim var. Kötü haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar iyi olmayacak. İki artı bir evde, yalnız başıma uzun yıllar daha yaşayacağım. İyi haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar kötü de olmayacak. Tek tesellim bu. Ne harikayım, ne berbat. Kibrit kutularının sırtındaki kelimeyim ben: Vasat.
“El âlem ne der?” korkusu hayatınızı size ve ailenize zehir eder. Başkalarını mutlu etmek için kendi özgürlüklerinizden feragat edersiniz. “Olmanız gereken” kişi değil, “onların olmanızı istedikleri” kişi olursunuz. Ben de bu hatayı yaptım... Elbette yaşadığım hiçbir şeyin hata olduğunu düşünmüyorum. Her biri önemli deneyimlerdi benim için. Yaşadım ve dersimi aldım. Kendi seçimlerimi kendim yapmayı ve hayatımın sorumluluğunu üstlenebilmeyi seçtim.
İnsan ne ile mi yaşar? İnsan yaptığı hataları ile yaşar , İnsan çektiği zulümler ile yaşar , İnsan sevmeyi bilip terk edildiği zaman yaşar. Eğer o insan hala yerdeyse , Henüz tek başına kalkmayı bilecek kadar üzülmemiş İnsanı ayakta tutan bacakları olsaydı , Şimdi ayakta değil oturuyor olurdum. Ne ayaklarımın ne dizlerimin dermanı kaldı. Beni ben yapan vücudum olsaydı , Şuan helak olmuştum.. Oysa beni ben yapan huyum , tavrım Beni ayakta tutan şey ise acılarım
Reklam
Ben, pek çok şey gibi, affetmek ile hoş görmek arasındaki farkı da Filozof’tan öğrendim. Evet, Filozof beni affetmişti ama bu, yaptığımı hoş gördüğü anlamına gelmiyordu. Yaptığımın hoş görülebilecek bir tarafı yoktu çünkü…
Sayfa 24
Suçluluk bir eylemle ilgili kötü hissetmemizdir, "ben şunu yaptım yaptığım bu şey kötüydü." Demektir. Utanç ise "ben kötüyüm ben kusurluyum" demektir. İnsan kendine bir kusur görüyorsa işte bunun adı utançtır. Utanç yaşayan insan olumsuzluğu kendi benliği ile ilişkilendirdiğinden bunu kalıcı ve değişmez olarak yorumlar
535 syf.
7/10 puan verdi
Beni reading slumptan çıkaracak bir şey arıyordum ve derdimin dermanı olan çerezlik bir kitaptı. Fazla beklentiniz olmadan smut okumak istiyorsanız tam adresi. Birbirine düşman olan iki kişinin aşkı. Ortak noktaları, Ava: Birinin kız kardeşi birinin ise en yakın arkadaşı. Yani kitap hakkında yazacak çok şeyim yok çünkü full smut ağırlıklı zaten. Eleştirecek çok olay yoktu. Ama beni en çok rahatsız eden olay kızın şantaja uğrayıp joshun evindeki tabloyu çalması. Yani adam gibi olayları anlatsan ne olur yani. Ben kitaplarda bir şeyleri saklayan karakterlerle gıcık oluyorum. İlla ki ortaya çıkıyor sakladıkları ama bunlar ders almazlar asla ille saklayacaklar. Bu kadar smut beni sıktı ayrıca. Olayların arasında kısa kısa koysalar neyse de buna yoğunlaşınca ben çok zevk alamadım oley filan diye tepkiler yerine "yine" tepkisini verebildim.
Çarpık Nefret
Çarpık NefretAna Huang · Martı Yayınları · 20231,423 okunma
09:32
"Bir seri kurbanım ben burada! Başıma her şey gelir! Ve her şey sadece benim başıma gelir!"
Sayfa 104 - Doğan Kitap
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.