Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İNANILMAZ BİR TUTUKLAMA “Tutukluyorum, götürün”. Dedi Yargıç. Jandarmalarla çıktık koridora, ikisi birden yapıştılar kollarıma. Onlardan daha sert ve öfkeli “Bırakın lan” dedim, kollarımı çekerek. Bırakıverdiler. Sanki komutanlarıydı bırakın diyen; Onlara döndüm, “Ben giderim cezaevine size gerek yok” diyerek yürüdüm. Aşağı dönerken bir göz attım geriye, aynı yerde dikilip kalmışlardı. Adliyenin avlusundan geçip caddeye çıktım. Tesadüfe bak, beni tutuklatan komutan bana doğru geliyor. Beni gönderdikten sonra o da gelmiş peşimden, bakıyor şaşkın şaşkın. “Helal olsun beni tutuklattın” dedim yanından geçerken. “Jandarmalar nerede”, dedi. “Jandarmaya gerek yok, kendim giderim cezaevine” diyerek umursamaz bir şekilde yanından geçip gittim. Az ileride bir berbere girdim. Hippi gibi uzun olan saçı ve sakalı kestirip, ardından içkili bir lokantaya girdim. Küçük bir rakı eşliğindeki yemekten sonra sonra, taksi ile cezaevine gittim. İçeri almadılar. “Ne diye alacağım içeri seni, belge yok, polis yok yanında”. Dedi. Geri gittim karakola, Komutan beni görünce, sert bir tavırla: “Neredesin sen, askerleri de azarlayıp kaçıp gitmişsin.” “Kaçmak yok komutanım, işlerim vardı. Bitirip, gittim Cezaevine. “Nee! Doğru mu, gerçekten gittin mi Cezaevine?” “Elbette doğru, şimdi Cezaevinden geliyorum, içeri almadılar. Belge gerekiyormuş, “Tamam anlaşıldı, bekle biraz” Dedi, kibar bir üslupla. 15 dakika sonra iki jandarma ile kelepçesiz bir şekilde gönderdi beni Cezaevine. Kelepçe takmayarak ödüllendiriyordu tutukluyu.
Sakin Öfke
Sakin ÖfkeMustafa Yılmaz · İkinci Adam Yayınları · 20241 okunma
Hanımına romantik olan erkeğin sonu;
Eski zamanlardan birinde bir yerde bir padişah varmış. Hep Hızır aleyhisselâmı görmek istermiş. Vezirlerine bu dileğini söylemiş. Onlar ise, “Sultanım, biz Hızır’ı bilmiyoruz ki bildirelim, görmüyoruz ki gördürelim, tanımıyoruz ki tanıtalım” demişler. Ama sultan, “İllâ ben Hızır’ı göreceğim” diye tutturunca vezirleri demişler ki: “Biz Hızır’ı
Sayfa 205 - Yazdığım en uzun alıntı bu olmalı
Reklam
Seksen yaşındayım ve geçen yıl, yetmiş sekiz yaşında ölen eşim, son nefesini vermeye yakın, “var mı bir isteğin?” diye sorduğumda Kedilerden nefret eden bana dedi ki, “lütfen kedimize iyi bak…” Evimizdeki kedinin, eşimin değil, ikimizin de kedisi olduğunu, evladımız olduğunu daha yeni anlayabildim. Meğer bir kedide eşimin kokusunu, sevgisini,
Aile Arasında...
-Öff! - Surat yapma anneye! - Niyeymiş, belki depresyon geçiriyorum... - Yalan konuşma... Çocukken geçirdin sen hepsini... Suçiçeği, kuşpalazı filan hep çıkarttın. Uyduruktan naz yapma şimdi. - İçim daralıyo içim... Afakanlar bastı... Depresyon bööle bişey demek... Anlaşıldı mı? Hüff... Hüf!- Kolonya kok.. Ferahlarsın... Belki de nazardan için sıkı lıyodur, halangile git kurşun dökün... - Halamgile gidiceeme şööle bi kuaföre filan gidiyim... Saçımı kahkül kestireyim,hafif tonunu açtırıyim... Kızıla kaçan kestane mesela... Değişiklik olur, moralim düzelir... - lyi bari, git orospu ol, açılırsın! Cadoloza bak, morali bozukmuş diye gidip pavyon karıları gibi süslenicekmiş... Baban saçını ööle kıpkızıl görürse seni naapar biliyo musun?
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Herkese merhaba arkadaşlar, mutlu ve sağlıklı pazarlar dilerim. Öncelikle açık öğretim sınavlarına giren tüm arkadaşlar, inşallah her şey gönlünüzce olur, kazasız bir yol olur hepiniz için. Yazarın çok fazla tercih edilmeyen ama benim gözümde en değerli eserlerinden birini geride bıraktık. Öyle barış sözleri söyleyip arkadan silaha sarılanları
Savaş ve Askerlik Üzerine
Savaş ve Askerlik ÜzerineLev Tolstoy · Epos Yayınları · 200958 okunma
Boğaziçi Hastalığı
Niye ilerlemediğimiz şimdi anlaşıldı. Birtakımları, tutulan balıkları beceriksizliğimizden satamayıp denize döküyoruz da ondan bitürlü ilerleyemiyoruz diyor. Üniversiteye muhtariyet verilmediği için ilerleyemediğimizi söyleyenler de var. Kimisi de çöpleri sokağa attığımız, yollara tükürdüğümüz için bitürlü ilerleyemediğimiz düşüncesinde. Bana kalırsa ilerlemeyişimizin nedeni ne denize dökülen balıklar, ne üniversite muhtariyeti, ne de yollara tükürmemiz. Okumuyoruz da ondan. İnsan şurdan bir kitap almaz mı yahu?
Reklam
Şimdi bir işe başladın mı, çoğunluk diyorlar. Çoğunluk hayhayı bastı mı, "Hayır" deyenin hali harap. Anlaşıldı mı arkadaşlar? Bundan böyle muhaliflik, münafıklık yoktur. "Hayır" demek yasak edilmiştir.
Noel nedir?
Aralık ayının sonlarına doğru birçok ülkelerde bir bayram kutlanır. Buna bazı yerlerde Noel derler. Noel Baba'yı duymuşsunuzdur herhalde. Bazı ülkelerde ise buna 'Christmas' denir. Acaba bu bayramın gerçekten ne amaçla kutlandığını hiç düşündünüz mü? Bir açıdan diyebiliriz ki, bu bayram dinsel gelenek ve göreneklere dayanmaktadır,
İbretlik...
Köyün birinde, yaşlı ve çok fakir bir adam yaşıyordu. Dillere destan bir atı vardı ki, kral bile onu kıskanıyordu. Ata sahip olmak isteyen kral, ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etti ; ama adam satmaya yanaşmadı. Kral bu atı her satın almak istediğinde; “Bu at; bir at değil benim için, bir dost.İnsan dostunu satar mı?” derdi cevap
Fıkra devam ediyor
—Bir de subayların askere kabaca muamele etmelerine müsaade edemem!” Sola bak, antisola bak” ne demek? Emir zamanı geçti. Şimdi demokrasi çağıdır. Bundan sonra “hazır ol, sola bak, bölük dur” şeklinde kumanda yok.” lütfen hazır olur musunuz, lütfen sola bakar mısınız, sayın bölük lütfen durur musunuz” şeklinde komut verilecek. Anlaşıldı mı?
Reklam
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
590 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.