''Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi
Bir şeycik olmadı -Deneyin lütfen-''
7 ya da 8 yaşındaydım. O zamanlar nedendir bilinmez bitlenme korkum hat safhadaydı. Aslında nedeni açıktı, gittiğim ilkokulda çocuklar bitlenirdi. Demek ki bite daha uygar bir çare bulunmamıştı :)) Kafalarına sürülmüş gazyağı bağlanmış eşarp ile okula gelirdi kız
Tesadüf diye birşey yoktur. Seçimlerimiz vardır. Birçok olasılık içinden sadece birini seçeriz. Ve bu seçimimiz geleceğimizi belirler. Kendinizi boşlukta mı hissediyorsunuz? Yolunuzu mu kaybettiniz? Kararsızlık mı yaşıyorsunuz? Ruhunuzu mu arıyorsunuz? Bu sorularıma cevaplarınız “evet” ise kitabı mutlaka okumalısınız? David, üniversitede olasılık ve istatistik derslerine giren bir öğretim görevlisidir. Bir gün ders verdiği sırada hastalanır ve hastalığı ilerleyince görevini bırakmak zorunda kalır. David'in en iyi bildiği konu olasılık konusu olduğu için kumara başlar. Kumar oynarken öngördüğü en düşük olasılık gerçekleşir ve kumarhaneye çok fazla borçlanır. Bu esnada fenalaşınca doktora götürülür. Epilepsi hastalığına yakalanmıştır. Doktor, David'in beyni üzerinde birçok deneysel tedavi uygular. Bu tedavilerin sonucunda David bütün olasılıkları görmeye başlar. O artık olasılıkları hesaplamayı bırakmış onları görmeye başlamıştır. Kitapta ayrıca David'in ajan sevgilisi Nava ve şizofren kardeşi Jasper da var. Bu kitap, felsefesi, bilim kurgusu, aksiyonu, polisiyesi, psikolojisi ve duygusallığı ile okurken sizi ta içine çekiyor. Ve bir an kendinizi unutacaksınız. Sorunlarınız uçup gidecek. Kitapta kendinizden parçalar bulacaksınız. Ben de öyle oldu. Kendimi ikiye ayırdım. Kitabı okumadan önceki ben ve kitabı okuduktan sonraki ben. Bu kitap sanki cevaplanmamış sorularımı cevapladı ve beni değiştirdi. İçimdeki boşluğu doldurdu. Kitabın anlatımı,dili oldukça sade ve akıcı. Kolay okunuyor. Sözün kısası, Olasılıksız'ı okuyun olasılıklar içinde kaybolmayın diyorum...Keyifli okumalar
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 201985,8bin okunma
Sadık Hidayet etkinliğine ismimi yazdırdığımda kafamda beliren ilk düşünce 'Nasıl olsa Kör Baykuş'u okudum, bu vesileyle başka bir eserini daha okurum' şeklindeydi. Ancak daha sonra Kör Baykuş'un tek bir okumayla rafa
İnat ettim ve devam ettim. Hem güldüm, hem halimize üzüldüm. İnceleme yazmayacaktım ama vicdani gereklilik hissederek yazmaya karar verdim.
Esma'ul Hüsna ve Dua konuları ile ilgili okumalarım adına araştırma yaparken, Kızılay'daki bir kitapçının çok satanlar rafında gördüm bu kitabı. Ve hiç incelemeden, araştırmadan 'Kubilay Aktaş kitapları'
Merhaba sevgili okurlar.
İki haftaya yakındır okumakta olduğum kitabın bugün sonuna geldim. Muazzam bir anlatış biçimi ve güçlü betimlemeleri ile adeta okurken olayların içindeymiş gibi hissettirdi. Sindire sindire okunacak bir eser, bir çırpıda okunacak gibi değildi . Bütün satırların altını çizip alıntılamamak için zor tuttum kendimi :)
Annesi Behnan'ı doğururken hayata gözlerini yumuyor. Hayata gözlerini öksüz bir çocuk olarak açan Behnan yedi yaşına geldiği sıcak bir yaz gününde babasının intiharı ile hayatının en büyük travmasını yaşıyor. Bunlar yetmezmiş gibi amcası tarafından yetimhaneye veriliyor .Sonrası mı, devamı kitapta. Aşk, ihanet, işkence, darbe, akıl hastanesinde yaşanan akıl almaz muamele sözde tedavi şekli pes dedirtti. Dünyada neler yaşanmış hala yaşanıyor insanlık dışı olaylar kan dondurucu. Kolay kolay etkisinden çıkamayacağım harika bir eser ...