Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kurtluşa yeni bir anlam yükleyen Sezai Karakoç bir yazısında "Maraş'ın kurtuluşu sadece bir reaksiyon değil, Sütçü İmam'ın süt maşrapasını bırakıp tabancasını doğrulttuğu yön, sadece Fransız değil, onun arka planındaki mistiksizliktir, fonundaki metafiziksizliktir" der ve şöyle devam eder: "Süt ve tabanca... İşte Maraş budur, Anadolu budur. Maraşlı, Bayrak, Kaleden indirilince Cuma namazı kılınamayacağını bilir. Bayrakla Cuma namazı arasındaki kopmaz alakayı bilir. Bu savaşın temeli çok sağlamdır, Süleymaniye'nin temeli gibi. Maraş kurtuluş hareketinin ilk gününde yayınlanan beyanname, bütün çağdaş istiklal davranışlarının gerekçelerini aşan bir gerekçeyle çıkar insanlığın karşısına. Ruh çağlarının diliyle, kelimeleriyle yüklüdür, konuşur bu beyanname. Gözün göremediği ileriye bitişir ve geride tarihin derinliğine doğru kök salar. Mekke'ye bitişir, Malazgirt'e, Söğüt'e bitişir. İstanbul'un alınışı neyin konkavıysa, Maraş'ın kurtuluşu onun konveksidir. Sütçü İmam ve "Kalede bayrağımız olmadıkça bu camide size Cuma namazı kıldıramam!" diyen ve bu sözüyle savaşı açan Ulucamii imamı, o günün şartlarının Fatih'i ve Selahaddin-i Eyyübî'sidir. Maraş'ın savaşını ben bir insanın “iç savaşına benzetirim. "Saf" olanın içine karışan katışığı barındırmaması... Maraş bir denizdir. "Cesed"i ve "ölüyü hemen dışına atan bir deniz. Maraş için yabancı "ceset"tir."
Sayfa 13 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Reklam
Osmanlılar
Aydın, Saruhan ve Karaman beylikleri ile karşılaştırılınca Osman Gazi ve soyundan gelenlerce kurulan Osmanlı Beyliği'nin başlangıçta kendi çapında olan diğer beyliklerden üstün bir yanı yoktu. Osmanlılar Kuzey Frigya'da Eskişehir ve İznik arasında Domaniç Dağı'nın kuzeydoğusunda Söğüt'e kadar uzanan yamaçlarındaki yaylalara yerleşmişler, sonra orta Anadolu yayalasından batıya açılan geçitlere doğru yayılarak tarih sahnesine sessiz bir biçimde girmişlerdi.
Sayfa 29 - E KitapKitabı yarım bıraktı
"Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğüt'ü ise kışlak olarak size verdim. Cenab-ı Hakk muininiz (yardımcınız) olsun'' diyerek uğurladı.Kayı yiğitleri Söğüt'e doğru atlarını şaha kaldırıp uçarcasına yol alırken, Sultan Alaaddin'in gözleri çok uzaklara dalmıştı. Bu gidişin Viyana kapılarına kadar uzayacağını mı görmüştü acaba?
Er Tuğrul, Oğuz oğullarından biridir. Kızıl Buğa oğlu Kaya Alp oğlu Süleymanşah'ın oğludur. Kırk beşinci göbekte Nuh oğlu Yâfes oğlu Kayı Han oğlu Kara Han oğlu Oğuz oğlu Gök Alp ile Nuh'a ulaşan Er Tuğrul, Süleymanşah'ın oğlu, Osman Beğ'in de atasıdır. Şöyle ki: 852 (1449) tarihinde merhum Sultan Murad bu güçsüzü elçilikle
Evin avlusundan "uzaya" fırlatılan füze
Biz babamla uzaya füze atmaya bile kalktık. Belli ölçüde ba­şardık da. - Babanız öylesine inanılmaz işler yapmış ki uzaya füze göndermeyi Sovyetler Birliği'nden önce deneseydi bile şa­şırmamak gerekirdi. Biz yazları damda yatardık. Babam benim ve bütün ka­sabalı için inanılmaz bilgili bir insandı. Kimsenin cevabını bilemediği bir soru
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - I. Baskı: Mayıs, 2006 •BİRİNCİ BÖLÜM: Çocukluk Yılları ve Mucit BabaKitabı okudu
Reklam
Muazzam...
Davul zurnanın Kırkpınar cenk havalarını vurmasıyla birlikte gelmiş geçmiş en büyük Kırkpınar başpehlivanlarından olan iki yiğit, iki aslan, Koca Yusuf ve Hergeleci İbrahim, peşreve başladılar. İki küheylan, Ötüken'de şaha kalktı, "Batıya, daha batıya... Kızılelmaya!" diyerek kanatlandılar; Semerkant'a, Taşkent'e ulaştılar; Seyhun ve Ceyhun'un suyunda hararetlerini söndürdüler; Malazgirt'te Alparslan'ın atlısı oldular, Süleyman Şah ile İznik önlerine vardılar, Osman Gazi ile Söğüt yaylalarında yayladılar; Şehzade Süleyman ile Rumeli'ye geçtiler ve Kırkpınar ermeydanına ulaştılar. Bu meydanda kartallaştılar, kanat açtılar, Tuna'nın suyunda yıkanarak çelikleştiler, Viyana'ya doğru sefer ettiler, Paris'te karar kıldılar. Döndüler, ok oldular, nice bin hedefi buldular, kurt oldular, itleri vurdular.
Sayfa 333
Bayazıt'tan Çarşıkapı'ya doğru yürüyorsunuz; aralardan Marmara'nın sizi denizleştiren bir akımına tutuluyorsunuz; Türbe'yi dönerken, ikinci Abdülhamid'i derin bir saygıyla anıyorsunuz; Gülhane Parkının çınarlarını soluğunuzla okşuyorsunuz; birdenbire Söğüt Kasabasını ve Devletin kurucusu Osman'ı düşünüyorsunuz; nereyi dönseniz hep Fatih Sultan Mehmed'e doğru ilerliyorsunuz ve her yerde O'nu görüyorsunuz; şimdi bir sokaktan, bir minareden, bir çocuk yüzünden, uygarlığınızı yeniden yüreğinize basıyorsunuz; Ortadoğu'nun yenmiş ve yenmekte olan tüm haklarını almak için evrensel insan siyasasını bir siz savunuyorsunuz!
Sayfa 84 - edebiyat dergisi yayınlarıKitabı okudu
KÜLTÜRÜNÜ, TARİHİNİ ÖĞRENMEK: AMERİKALI MİMAR JOSHUA
Sınandık hayatın rüzgârlarıyla Geride ninniler, söğüt dalları Hocamın beni yönlendirmesi ve 20 yıllık vizyon belirlememiz o kadar faydalı oldu ki sürekli olarak gözümün önüne gözümün önüne 1999'a dair hedeflerim geliyordu. Bütün adımlarımı dolabımın kapağındaki hayallerim için atmaya çalışıyordum. Bir gün kütüphanede çalışırken bir arkadaş
Sayfa 214 - TİMAŞ YAYINLARI / 4. BÖLÜM: FİDAN / KÜLTÜRÜNÜ, TARİHİNİ ÖĞRENMEK: AMERİKALI MİMAR JOSHUAKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.