Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Tuhaflık bulaşıcı mı, yoksa şehrin genlerinde mi var?
Yeni yılın kendi adıma ilk kitap incelemesi, geçen yıl okuduğum kitaplar içerisinde beni en çok sarsan, en çok etkileyen, hüzünlendiren, tebessüm ettiren, sorgulatan, çeşitli duygular arasında oradan oraya sürükleyen bu ‘tuhaf’ kitaba kısmetmiş… Lise yıllarından beri, çeşitli zamanlarda kitaplarıyla hayatıma girmiş bir yazar Orhan Pamuk… Bazen
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
Kadınlar ancak kortijo'ya çıkmak için dört duvar arasından ayrılıyordu. Bu durumda okula gidinceye kadar tek dünyam ev oldu. Bir de, pencereden görebildiğim şosenin bir bölümü. Sokak erkeklerin mülküydü: Ellerindeki tezgâhlarıyla birsürü seyyar satıcı, katırlar, sırtları küfeli adamlar göğe doğru durmadan bağrışıyordu. "Pandispanya, taze simit, çekirdeeeeek!..." Hepsini tanıyordum: Bayramları, düğünleri ya da sünnetleri bildiren tellal Elia; frenkinciri satıcısı Yomtov: "Taze taze gece için bunlar!"; hokkabaz Şimel; salyaları akarak gözlerini deviren budala Tontica; ayı oynatanlar; sakalar; hatta Balat ile Rum Fener Mahallesi arasında sıkışmış bir köy olan Ayvansaray'dan kopup gelmiş birkaç çingene...
Reklam
185 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Gurbeti Yaşamaya Davet!
Rüzgarlı Pazar hazirana yakın bir mayıs gününde açıyor kapılarını tüm yoksullara. Aslında bu kapı hep açıktı ya amma velakin biz pek bakmadan bakar körler gibisinden geçip gidiyoruz diye tutmuş Mustafa Kutlu iğde kokusunun altına Duran ile bağdaş kurmuş, başlamış anlatmaya. Anlatmak ki nasıl anlatmak. En baştan. Rüzgarlı Pazar' ın efradından,
Rüzgarlı Pazar
Rüzgarlı PazarMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,482 okunma
490 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Orhan Pamuk'a ait bu roman, Türkiye'nin ve İstanbul'un yıllar içinde değişimini, aşkı, aile ilişkilerini, çarpık kentleşmeyi bir sokak satıcısı üzerinden anlatılmış,bir edebi başyapıt olmasa da olay örgüsü, karakterlerin derinliği ile beni tatmin etti. Sadece bazı bölümlerde gereksiz uzatılmış gibi hissettim.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
her sabah yeni bir başlangıç unutma ! belki dün gece den bir farkı yok gibi uyana bilirsin ama önünde kocaman bir 24 saat var ve sen istersen her şey bambaşka olabilir. mesela bir sokak çocuğunu küçük bir çikolata ile mutlu edebilirsin veya sokak satıcısı yaşlı bir insana sadece bir kaç kelime muhabbet edip yalnız olmadığını onun da insan olduğunu hissettirebilirsin. sadece kendin için olacak değil ya belki de bir başkasının bambaşka bir güne uyanmasını sağlayabilirsin. yeter ki susma, haykır içindeki sevgi,saygı,umut ne varsa dünya'ya. susma eğer susarsan bir kişi eksik kalırız.
Markopaşa · 12 Mayıs 1947 · Sayı: 21 " Bir Matbaa Versen, İmdadıma Gelsen'' ana başlıklı yazının konusu bir Türk müziği konseri eleştirisidir. Konserde son şarkıyı Markopaşa söylemiştir: "...En son şarkıyı Markopaşa kart ve çatlak sesiyle Recep Peker'in önünde diz çökerek okudu: Titrer yüreğim her ne zaman yadıma gelsen Kan
Reklam
159 syf.
10/10 puan verdi
Günlerin Getirdiği 1946 ilk basım.
Yıllardır yazarım, benden de bir şey kalsın istiyorum. Bir umut... Bu yazıları gönlümce sevecek belki birkaç kişi bulunur umudu. Ölüm başımızda dolaşıyor... " Der Ataç kitabın önsözünde basılan ilk kitabıdır, Günlerin Getirdiği ve 1946'da Akba Kitabevinden çıkan ilk baskısının kitabıdır elimdeki bu kitap. 71 yıllık kitabın maalesef ki bir
Günlerin Getirdiği
Günlerin GetirdiğiNurullah Ataç · Akba Kitabevi · 194652 okunma
Ben yine de Artur Paz Semedo'yu tanıdım ve adı Tim Lopes'ti. Onun silahı tutkuydu. Ateşli bir tutku. Tim Lopes Rio de Janeiro'nun bir gecekondu mahallesinde doğdu. Onun bir fikri, bir yeteneği ve bir sorunu vardı. Brezilya'yı etkileyen sorunlar etrafında yazmanın ve bunları dünyaya tanıtmanın ülkeyi yeniden inşa etmenin ilk aşaması olabileceği
Sayfa 109Kitabı okudu
Sokak satıcısı deyip geçme adam halatı “gel abi gel gündüz dananı, gece kaynananı bağla” diyerek satıyor.😂😂😂😂😂
191 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Okuduğum altıncı Steinbeck kitabı Sardalye Sokağı.Birçok renkli kişiliği içinde barındırıyor bu sokak. Bilim adamından fahişesine, yoksulundan gıda satıcısı kadar herkes var bu sokakta. Her bir karakter aslında başlı başına bir öykü.Konu olarak öyle çok farklı ya da ilginç bir konu değil aslında. Yazar bir sokakta olanları, yaşam tarzlarını, ceplerinde parası olmasa bile son içkisini paylaşanları anlatıyor kitapta. Yaşayan bir sokak Sardalye Sokağı. Yazarın anlatım tarzı ve mizahı kitabı okutuyor, sizi içine alıyor. Ben kitabı çoook beğendim, size de tavsiye ederim. Okumadıysanız kaçırmayın bence.. Kitaplarla ve sevgiyle kalın..
Sardalye Sokağı
Sardalye SokağıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20173,016 okunma
Reklam
490 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kalbin Niyeti ve Dilin Niyeti
Okuduğum ilk Orhan PAMUK kitabı olmakla birlikte bu kitap yazarı tanımakta geç kaldığımı hissettirdi. Bozacılık yapan babasının izinden giden Mevlut'un yaşamıyla birlikte İstanbul'un 40 yıllık değişimini gözler önüne seren kitapta yazar, İstanbul'un arka sokaklarını, sokak satıcılığı yaparak geçimini sağlayan insanların yaşam öyküsünü, insan ilişkileri, aşk, şehrin göç dalgalarıyla sosyokültürel değişimini, siyaset, din, sınıf farklılıkları bağlamında resmetmektedir.Kitabın farklı bölümlerinde sıkça dile getirilen insanların düşünceleriyle dile getirdikleri arasındaki uyumsuzluk, kalbin niyeti ile dilin niyeti düşüncesi, farklı şekillerde yorumlanabilecek ''Kısmet'' kavramı ile ilişkilendirilmektedir. Kitapta da yer verildiği gibi: ''Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler?'' gibi sorularla yazar kitabın ana karakteri boza satıcısı Mevlut ile İstanbul sokaklarında çıkardığı gezinti ile pek çok soru üzerinde okuru düşündürürken adeta zamanda yolculuk yapar gibi harika bir gözlem yapma olanağı sunuyor okura... Betimlemeleri, karakter seçimlerindeki ustalık, gözlem yeteneği ve İstanbul'un çeşitli dönemlerine ışık tutan bilgiler vermesi açısından ön çalışma ve araştırma gerektiren, çalakalem yazılmamış olduğunu hissettiren kitapta; yazarın sınıfsal farklılıkları ele alış biçimini ve pek çok farklı konuyu ele alarak bir çatı altında buluşturmasını çok beğendim.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
490 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kafamda Bir Tuhaflık kitabı Orhan Pamuk’un dediği gibi bir aşk hikayesi ve bir destan. Sokak satıcısı Mevlut’un daha çocuk yaşlarda İstanbul’a gelip satıcılık yaparak, fakirlikle beraber yaşam mücadelesi verip, aşkı yaşayarak kafasında olan bir tuhaflığın öyküsü ve destanı. Kitap ister istemez insanda bir önyargı oluşturuyor; bir sokak boza satıcısının gerçekçi bir romana konusu olacak şekilde nasıl bir aşk hikayesi olabilir, ne şekilde bir destan olabilir ki diye. Destan kelimesi belki bu kitabı okumamış arkadaşlara abartı gelebilir ama her bir yaşam mücadelesi özellikle de fakirlikle mücadelesi olan her bir yaşam mücadelesi hatta her bir yaşam zaten bir destan değil midir? O kadar güzel, o kadar naif bir aşk hikayesi ki, fakirlik ile yaşam mücadelesi birleşince duygu yoğunluğu daha da yoğun yaşanıyor ve destan kelimesinin aslında hiç de abartı olmadığını anlıyoruz. İşte bu duruma uygun şekilde Pamuk verilebilecek en güzel örneği fazlası ile verebiliyor.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
~ Sızlanışlarım ~ Bugün düşündüm;ben de gül yetiştiren adamım.Çünkü yaşadığım toplumun içine girdiğimde,insanların arasına karıştığımda şok yaşadığım,garipsediğim bazı tepkilerle (daha doğrusu tepkisizliklerle?Tepkisizlik bir tepki midir peki?) karşılaşıyorum.Bir tek bana mı anormal geliyor bütün bunlar diyorum. Sahte dünyalar oluşturulmuş,sosyal medya için yaşanan hayatlar ve insanların bunları normalleştirilmesi,toplumsal yanlışlıklar ve insanların bunları da kanıksaması.Misal;yere çöp atan bir insanı kimsenin uyardığını görmüyorum.Halbuki öyle bir tepki vermeli ki toplumun her ferdi o kişi bunu yapmamalı,cesaret bile edememeli.Sokak satıcısı küçük çocuklar,herkes yanından gelip geçer,belki birileri birkaç bozuk para verir,köklü çözüm yoktur,toplumsal tepki yoktur.Önünde yürüyen adam arkasındaki insanı düşünmeden sigarasını üfler mesela,dumanı içine çekmek zorunda bırakılırsın. Hoş olmayan durumlara karşı toplumsal duyarlılığımızın şu şekle dönüşmesini diliyorum: 9. Hariciye Koğuşundan bir alıntı: Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki,yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu;ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil,eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum.Yalana her şey isyan etmelidir.Eşya bile:Damlardan kiremitler uçmalıdır,ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır,camlar kırılmalıdır,hattâ yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filân...
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
Öte yandan hiçbir sokak satıcısı içinden geldiği için, estetik duygularla satıcılık yapmaz. Bugün bu meslek sizi doyurmaz ama hala var.
149 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.