Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bilmiyorum okuyacak mısın bunları? Benim gibi profilime girip okuyacak mısın gönderilerimi ve her gönderide anlayacak mısın senden bahsettiğimi? Yüzüne git derken saatlerce ağlayıp gitme demek istediğimi söylesem duyacak mısın acaba? Mesajlarımı görecek misin mesela veya aramalarımı duyacak mısın? Bitti mi bu son muydu? Beni aşka sen inandırdın gidemessin adam... Gitme... 23.52 ne lanet ne biçim son öyle! Sevmiyorsan sevmiyorum de... Seven gidemez! Ben kaldım orada 23.52 Evet mesajı... Bu mu yani bu kadar mı onca sene onca hayal? 23.55 Arama Sonuçlarını Gör 23.59 Profil Fotoğrafı Yok... Nefes alamıyorum adam. 01.17 saat ve yoksun benden gidişin üstüne 1 saat 18 dakika geçti. Saplantı değil benimkisi bu arada... Ben bir denizciyim sadece sense deniz fenerim... Gece yarısı hava sisli ve sende gittin bulamıyorum yolumu kaldım denizin ortasında... Sana o kadar alışmışken sensizlik kelimesi bile titretiyor tüm bedenimi üşüyorum yattığım yerde nefes alamıyorum bile gitme, gitme sevgilim...
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
Ahlâkdışı Anlamda Doğruluk ve Yalan Üzerine - Friedrich Nietzsche
Bir zamanlar, sayısız güneş dizgeleriyle akarak uzayıp giden evrenin kıyıda köşede kalmış bir yerlerinde, bir gök-cismi varmış; bunun üstünde yaşayan bazı kurnaz hayvanlar da, bilme yetisini bulup kurmuşlar. Bu, “Dünya Tarihi”nin en gözüpek ve en yalancı dakikası olmuş: ama işte, yalnızca bir dakika sürmüş. Doğanın birkaç soluk alıp verişi
Tecridi Yaşayanlar Anlatıyor
Sevmesini ve özlemesini bilenlere küçük bir sesleniş... Saat 18.40, havalandırmadayım. Ayaz var. Üşüyorum. Yine de girmeyeceğim o 'kuyu'ya. Yirmi dakika sonra havalandırma kapısı kapanacak. Bu düşünce daha çok üşütüyor içimi. Siz hiç yürekten üşüdünüz mü? Her akşam bu saatlerde -hava sıcak olsun olmasın- buz keser yüreğim. Önce dış
Berzah 1.
Efkar yatağında yatmaktadır. Hemen yanında prize takılı olan telefonunun, 07:55 sabah alarmı çalmaya başlar. Cebelleşir ilk alarmı kaçırır. 08:05 alarmı tekrar çalar, baygın bir halde çalan alarmı kapatır. Yine rüya alemine dalar. Alarm 08:10 tekrar çalar, kapı da ikinci sağlam alarmı belirir… “Hadi oğlum işe geç kalacaksın, bismillah de
YKS TAYFA:) ÇALIŞMALAR NE DURUMDA?
Sınava son 43 GÜN 21 SAAT 55 DAKİKA 20 SANİYE KALDI.
Reklam
Mustafa Kemal dürbünle Adatepe’ ye baktı. 1340 rakımlıydı. Yunan’ ın tutunabildiği tek yükselti bölgesiydi. “ Savunma düzeni almaya çalışıyorlar, müsaade etmeyelim, Adatepe’ yi mümkün olan en kısa sürede ele geçirin, süngü hücümuyla düşmanı oradan atın” dedi Saatine baktı. 18:30’ u gösteriyordu. Başkomutan’ın emri, kulaktan kulağa ağızdan
Sayfa 411Kitabı okudu
330 syf.
9/10 puan verdi
Herkese merhaba(2022/70) Yılın son gününde, yılın son kitabıyla, 2022 hedefime ulaşmış olmanın gururuyla geldim bugün Mustafa Ulusoy’un psikiyatri uzmanı olduğunu okuyunca, roman tarzında bir kişisel gelişim okuyacağımı düşünmüştüm aslında ama yanılmışım Kitapta, matematik öğretmeni Mualla hanımın 26 Kasım günü 20:55- 21:33 arası ölümü öncesi yaşadıkları anlatılıyor. Ölüm meleği, Mualla öğretmenin karşısına öğrencisi Cemile olarak çıkıyor. Mualla öğretmen ne yaşadı, ne yaşattıysa bir bir film şeridi gibi; aldığı ahlar ve dualarla önüne geliyor. Toplamda 38 dakika geçse de, iyisiyle kötüsüyle bir ömür anlatılıyor. Her nefsin ölümü tadacağını ama nasıl yaşarsak öyle öleceğimizi, güzel psikolojik tahlillerle çok akıcı anlatmış Mustafa Hoca. Kalemine sağlık, okuduğum ilk kitabı ama son olmayacak 2023; sağlık,mutluluk, huzur getirsin hepimize Keyifli okumalar
Hayat Apartmanı
Hayat ApartmanıMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 2017905 okunma
313 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?
İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? Ulaş Başar Gezgin Nazım Hikmet’in 1955’te yazdığı ‘İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?’ oyunu, 3 perde ve 12 tablodan oluşuyor.[ Oyunun başında 10 tablo deniyor, oysa metinde 12 tablo var. Ayrıca, Nazım’ın ‘iç savaş’ yerine, Rusça/Azerice çevirisiyle ‘vatandaş harbi’ demesi dikkat çekici (s.296). ] Oyun, Adam
Yusuf ile Menofis
Yusuf ile MenofisNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 1993166 okunma
Reklam
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Alıntılar
Alıntılar; İsmet İnönü, görüşmelerde usule aykırılık olduğu gerekçesiyle anayasa Mahkemesi’nde “karara iptal” davası açtı. (Sayfa 18.) Avukatlara da sanık gözüyle bakılmış ve hatta savunmalarında geçen bir sözcüğün suç olduğu gerekçesiyle davanın 11 avukatı hakkında T.C.K.266.maddesi gereğince dava açılıp, Ankara 3 Nol’u Sıkıyönetim Mahkemesi’nce
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram · Everest Yayınları · 201911,8bin okunma
************************************Otobüs yolculuğu yapıyorum.Karin Karakaşlı "Can Kırıkları"öykü kitabına başladım az önce. Kitaptaki ikinci öykü 99 depremiyle ilgili.
AkilliBidik
AkilliBidik
Bu ülkede kısır döngüler değişmek zorunda. değiştirmek zorundayız düşünüyorum başka çare bulamıyorum.
Can Kırıkları
Can Kırıkları
"altımdaki zeminin titrediğini
-Merak ettik seni,anlamıyor musun? -Son anda çıkıp geliyorsun. Her şeyi baştan anlattırıyorsun.Dizi özeti gibi,55 dakika,sana mı anlatacağız.
Başkomutan'ın Emri...
Mustafa Kemal dürbünle Adatepe'ye baktı. 1340 rakımlıydı. Yunan'ın tutunabildiği tek yükselti bölgeydi. "Savunma düzeni almaya çalışıyorlar, müsaade etmeyelim, Adatepe'yi mümkün olan en kısa sürede ele geçirin, süngü hücumuyla düşmanı oradan atın" dedi. Saatine baktı. 18.30'u gösteriyordu. Başkomutan'ın emri, kulaktan kulağa ağızdan ağıza yıldırım hızıyla en öndeki hatlarımıza ulaştı, Allah Allah Allah diye kükreyerek, aslanlar gibi fırladılar, yokuş yukarı çılgınca koşuyorlar, ilk süngüyü saplayan olmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Saat 19.25... Adatepe'yi ele geçirdik. Sadece 55 dakika sürmüştü. Yunan karargahı şoktaydı. 8 bin ölü vermişlerdi. 2 bin yaralıları vardı. Bir o kadar esir alınmıştı. Sadece 55 dakikada. Sadece süngüyle. Başkomutan ve Mehmetçik arasındaki duygu bağı tarifsizdi... Mustafa Kemal'in askerlerinin önünde durabilmek, artık mümkün değildi.
Sayfa 410 - Sia KitapKitabı okudu
1780 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir. Çokkültürlü Toplum Çokkültürlü Öykü: Sait Faik Öykücülüğünde Ermeni İmgesi Ulaş Başar Gezgin 6-7 Eylül Saldırıları’ndan önce son nefesini veren Sait Faik’in (1906-1954) anlatılarının önemli bir bölümünde, çokkültürlü bir İstanbul ya da İstanbul Adaları betimlenir. Bu çokkültürlüğünün Türk çoğunluk
Bütün Eserleri
Bütün EserleriSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 200973 okunma
76 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.