Heyecanların terbiyesinde dikkat edilecek diğer bir mesele daha var. Her heyecan zararlı değildir, her duygunun zararlı ol madığı gibi... Bu açıdan Ribot’yu takip ederek heyecanları ikiye ayırmak; birine ince, diğerine kaba; birine ulvî, diğerine süflî; birine İnsanî, diğerine hayvanî isimlerini vermek mümkündür. Öfke, gazap, kin, nefret, intikam, korku ve dehşet gibi heye canlar ikinci kısımdan, kaba, süflî ve hayvanî olan heyecanlar dan sayılır. Fakat bunların yanında diğer dört tür heyecan daha vardır ki öncekilerden türemiş ve öncekilerin yavaş yavaş tekâ mülü ve soyutluk64 kazanmasıyla şekillenmiş olmakla beraber nazik, ulvî ve İnsanî kısma dahildir: Dinî heyecan, ahlâkî heye can, sanatsal heyecan ve aklî heyecan. Bu ulvî coşkunluklarda bir öfke ve intikamın hususiyetlerinden olan kabalık, vahşet, delilik ve yırtıcılık yoktur. Hatta bunlar haricî olmaktan ziyade iç âleme aittir; ruhumuzun derinliklerinde uyanan bir idrak ten ibarettir. Heyecanların en gerekli unsuru olan kas faaliyeti burada son derece zayıflamış ve hissedilemeyecek bir dereceye gelmiştir. Her biri his ve akıl yürütme faaliyetlerinin fevkalâde tekâmülüne şahit olan, her biri bir terakki ve hatta bir yeni likle sonuçlanan bu yüksek heyecanlara saldırmak kimsenin hatırına gelemez. Heyecanların terbiyesinden bahsettiğimizde burada dizginleme ve engellemenin değil, aksine genişletme ve geliştirmenin dikkate alınması gerekir.65
64 Abstraction.
65 [Bu paragraf eserin ikinci baskısından eklenmiştir.]