Doğduğumuz andan, son ana kadar bir şeyler talep ederiz. Bitmek tükenmek bilmeyen arzuların kölesi oluruz. Doğmak bir yanı ile “isteme okyanusuna” düşmek demektir.
İnananlar neden yolculuğun sonunda, boğulanların hepsinin yargılanmak üzere dirilteceğine ve inanmayanlar da boğulmanın hiç istisnasız son olduğuna inanıyor?
Son derece içli, ama ezilmiş bazı insanlar vardır, yüze karşı dobra dobra konuşacak cesaretleri olmadığı için işi şaklabanlığa vururlar, bu onlar için bir çeşit hınçlı alaydır.
Sayfa 712 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Yalnız size son olarak şunu söyleyeyim ki, ben babamın kanına bulamadım ellerimi. Cezama onu öldürdüğüm için değil, öldürmek istediğim ve belki de öldürebileceğim için razıyım..
Sayfa 676 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
- Peki ama bu kadar ağız sıkılığı neden? Bunu bir sır haline getirmek ne oluyor? Biraz daha açıklayayım: Utanç verici sırrınızı sonunda bize açıkladınız. Zaten davranışınız, yani başkasının üç bin rublesini kuşkusuz geçici bir zaman için almanız bence, hele kişiliğiniz hesaba katılırsa, hiç de öyle utandırıcı değil, hatta bir ölçüde doğal... Daha çok, düşüncesizce bir hareket bu. Yakışıksız, son derece yakışıksız olduğuna şüphe yok, ama o kadar utandırıcı değil.
Sayfa 653 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
.. eğik bir açıyla vuran güz güneşi altında çakıl taşları maviye çalıyor, verandadaki bir saksıda sardunyalar boylu boyunca serpilmiş mevsimin son çiçekleriyle göz alıyordu.
Ah, şu dünya. !
Akıl, başlı başına bir abartı biçimidir ve bir yüzde var olan uyumu bozar. İnsan oturup bir şeyi düşünmeyegörsün, bir anda safi burun, safi alın falan kesilir; korkunç görünür. Mürekkep yalamış, mesleğinde başarılı olmuş adamlara bir baksana; ne kadar da çirkinler! Kilise mensuplarını bunun dışında tutuyorum elbette. Zaten kilisede pek fazla düşünmezler. Bir piskopos, seksen yaşına geldiğinde de, on sekiz yaşındayken ondan söylenmesi istenenleri söylemeye devam eder, bu yüzden de, doğal olarak her zaman son derece güzel görünür.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Shakespeare der ki, “Aşk bir delilik halidir.”
Yalnızlık hiss ele geçirdiğinde insanı,
O son umut tükendiğinde.
Aşk çıkagelir.
Aşk rüyadır ve hayatın kabusunu cennete çevirir.
Majesteleri piskoposların kendi emellerini ve servet tutkularını her şeyden üstün tuttuklarını inkâr edecek son kişi benim herhalde; ne kadar yüksek mertebedeyseler, makamlarının onuru ile kendi davranışları arasındaki zıtlık o kadar çarpıcı oluyor..