HER ŞEYİ FAZLASIYLA ANLAMAK BİR HASTALIKTIR.
Edebiyatın psikoloğu olan, çağ açıp çağ kapatan, yeni bir tür oluşturup o türün bir mevsimi olan yazarın koltuğunun karşısındayız. Israrla kaçan aynamızı yüzümüze tutuyor. Bu eser bir tutum olarak, modern Rus toplumunun kaçınılmaz olarak ürettiği türden sorunların bir örneği. Rasyonel egoizm ve diğer
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
DİKKAT SPOİLER VARDIR !
“Nasılsın iyi misin? Sorarsam söyler misin?
Yabancı sen kimsin? Çağırsam gelir misin?”
Şarkı sözü
YABANCI SEN KİMSİN?
Yabancı. İnsan dünyaya düşmüştür bir kere.. Bu kitabı alış hikayemle başlayayım. Tesadüf bu ya veya yerini bulma da diyebiliriz, dünyaya geldiğim(düştüğüm) hastaneye 20 metre mesafedeki bir sahaftan
Sevgili 1000Kitap üyeleri inceleme uzun ama bir yıl bekleyip iki günde bir çırpıda biten bu güzel kitabı incelemeyeyim de ne yapayım değil mi :D
Paris'te 2016'da basımı ve dağıtımı yapılan Congo Requiem okuyabilmek için tam bir yıl bekledik! Yıl boyunca sanıyorum iki haftada bir Doğan Kitap'a mail atıp Tankut Gökçe'nin çeviriye başlayıp
2015’te Nobel Ödül Komitesinin Aleksiyeviç' i seçmesini kimse beklemiyordu. O vakte kadar sadece 5 adet kitap yazmış, bunlardan sadece iki tanesi İngilizceye çevrilmişken Aleksiyeviç'i kim bilebilirdi? Yeni bir edebi tür yarattığı gerekçesiyle ödüle layık görülen yazarın kitapları diğer dillere çevrilince ödül komitesinin kararının ne kadar
"... tanıklar iyi tanıklık etti, davacılar iyi savunma yaptı, yargıçlar da iyi hüküm verdi."
Vee idam kararı resmen alınmıştır, herkes evine dağılabilir, kaldığı yerden hayatına devam edebilir. Peki ya, hakkında idam kararı alınmış mahkuma ne olacak? Ben bu sorunun niteliğini,
Bütün hayatınca konuştu. Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkabildi ortaya: bir tek kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. Bu sefer, düşüncesini Süleyman Kargı’dan başkasına açıklamadı. Süleyman da kimseye söylemedi. Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de bulaşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Bütün hayatınca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez, içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiç bir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar verildi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti.