Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bunları yazabilen, zihni doğayla ve derin düşünceyle böylesine uyum içinde olan bir kadının öfkenin ve karamsarlığın kucağına itilmiş olması ne kadar da yazık! Onun katlanmak zorunda kaldığı o alaycı gülümsemeleri, kahkahaları, şakşakçıların yaltaklanmalarını ve profesyonel şairlerin dudak bükmelerini zihnimde canlandırınca, peki ama bütün bunların üstesinden gelmek için neler yapabilirdi, diye sordum kendime. Yazmak için kırsalda bir odaya kapanmış ve sevecen kocasına ve mükemmel evliliğine rağmen, acılar ve sonsuz endişeler içinde lime lime olmuş olmalıydı. 'Olmalıydı' diyorum, zira örneğin Leydi Winchilsea'yle ilgili gerçeklere göz atmak istediğimizde, her zaman olduğu gibi, elimizde hemen hemen hiç bilgi olmadığını görüyoruz. Ama nasıl korkunç bir melankoli içinde olduğunu ve onun pençesi altındayken neler düşündüğünü aşağıdaki dizeleri okuyunca bir nebze de olsa anlayabiliyoruz: Dizelerim yerildi ve uğraşım için Yararsız bir budalalık, küstahça bir hata dendi...
Bir varlık mertebesinin genişliğine hasr-ı nazar edip takılı kalmanın zararı;bizi tekamülden geri bırakacak olmasıdır. İçinde bulunduğumuz katmanın genişliği bizi aldatmasın, hatta sonsuz gibi gelse dahi aldatmasın. Bazı sonsuzlar bazı sonsızlardan büyüktür ve bir üst mertebenin en adi bir lezzeti,içinde bulunduğun mertebede ihsas ettiğin şeylere benzemediği için kıyas kabul etmez bir fark var. Burada "var"lık denilen şey,ille de somut ya da ontolojik bir şey olmak zorunda da değildir. Duygu,bilgi,akletme,hissetme vesaire. Bu uzayıp gider.
Reklam
Tann fikri konusunda son derece kuşkuluydum, ama hayat, evren ve her şey için onun yerine koyabileceğim herhangi bir açıklamanın işe yarar bir modelini oluşturabilecek kadar bilgi sahibi değildim henüz. Ama yılmadım, okumaya ve düşünmeye devam ettim. Otuzlarımda bir ara evrim biyolojisine takıldım, özellikle de Richard Dawkins'in kitaplarına: Önce the Gen Bencildir, ardından Kör Saatçi ve birden (sanırım Gen Bencildir'i ikinci okuyuşumda) her şey yerli yerine oturdu. Bu çok şaşırtıcı sadelikte bir kavramdı, ama doğal olarak, yaşamın sonsuz ve aldatıcı karmaşıklığına yol açmıştı. İnsanlaın dinsel deneyimlerini anlatırken söz ettikleri huşu duygusu, bu farkındalığın benim içimde uyandırdıklarının yanında, samimi söylüyorum aptalca kalıyordu. Her zaman için algılamanın uyandırdığı saygı duygusunu, cehaletin uyandırdığına tercih ederim.
Vedantacılar için Tanrının şu üçü dışında bir sıfatı yoktur: O, Sonsuz Varlıktır, Sonsuz Bilgidir ve Sonsuz Saadettir; çünkü o bu üçünü Bir kabul eder. Bilgi ve sevgisiz varlık olmaz; sevgisiz bilgi ve bilgisiz sevgi de olmaz. Bizim istediğimiz Varlığın, Bilginin ve Saadet arasındaki uyumun Sonsuz olmasıdır. Çünkü biz bunu amaçlıyoruz. Biz uyum istiyoruz, tek yanlı gelişme değil.
İrfan sadece bilgi ve ders görme değildir. Bütün bilgilerin özüdür ve canın hatadan uzak olarak sonsuz aşk ile birlikteliğidir.
Evrenin gizemlerini çözme arzusuyla soru sormaktan vazgeçemiyoruz, bilmemiz gerektiğini düşünüyor ve kazanılacak bir bilgi olmadığına inanamıyoruz. Birkaç adım, sonra öncesizliğin ve sonrasızlığın aşamadığımız duvarı yükselmeye başlıyor. Birkaç adım, sonra uzayın sonsuz enginliğinin duvarı yükseliyor ve bütün her şey neden ve sonuç duvarıyla şaşmaz şekilde çevreleniyor. Bunların ötesine geçemiyoruz. Yine de mücadele ediyoruz, hâlâ da mücadele etmemiz gerekli.
Reklam
Sabır ile metîn olma arasında bir hal var mıdır?
Cevapladı: Evet, ikisi arasında haz alma hâli vardır. Kul metîn olduğu (dişini sıkıp tahammül ettiği) zaman, Yüce Allah onun bu büyük gayretini görüp beğenir, derken ona öte âlemden sabreden kulların makam ve mevkilerini yansıtan sahneler gösterir. Bunu gören kul, Yüce Allah'ın bu eşsiz nimetinin tadıyla coşar, sonsuz lûtfuna tanık olur, böylece de ibadetinin kadir ve kıymetini daha iyi takdir eder. Allah tarafından kendisine ne büyük ikramlarda bulunulduğunun farkına varır. Nimetlere gark eden o Yüce Rabbin huzurunda olma hissi ile bu manevî bilgi iç içe girer ve kulu metîn olma makamından hareketle sabır makamına yükselmeye doğru iter.
ŞEYTANI BİR DE ŞÖYLE DÜŞÜNÜN!
Dinlerde, inançlarda genellikle kötülüğü temsil eden bir figür hep vardır. Çoğu zaman "şeytan" denilir ona. Tüm günahların sorumlusu olarak onu görür insanlar ve "Şeytan beni yoldan çıkardı." derler. Öyle ya Adem ve Havva'yı da cennetten kovdurtan o değil miydi? Peki şeytana farklı bir bakış açısıyla bakmayı denediniz mi
Allah'ın bize sonsuz bir güveni vardır. Yeryüzünü adaletsiz kimselerden koruyacağımızı, inançsız, üstelik zalim olmakla şerefsiz günah erbabını yok edeceğimizi bilir, bu nedenle bizi yeryüzünde kendi sureti olarak görmekle bunu da böylece söyler. Bu, kolumuza güç, kalbimize ferahlık veren bir bilgi olmakla az şey midir?
Sayfa 155Kitabı okudu
Çalışarak elde edilen bilgi, sadece küçük bir kısımdır. Oysa Allah'a içtenlikle yönelirseniz, sonsuz hazinesinden vehbi olarak nasiplenmeniz mümkün olabilecektir.
Reklam
89 syf.
·
Puan vermedi
Güney Amerika edebiyatının seçkin kalem pirlerinden biri olan Borges, orta yaşlardayken görme yetisini kaybetmiș, buna rağmen eser üretmeye devam etmiştir. Tecrübelerini ve bilgi birikimini, duygularıyla harmanlayarak şiire aksettirir. Şiirleri, okurken sürekli sizi başka konuları ve kavramları araştırmaya yönlendirecek ifadelerle doludur. İspanyolca öğrenip kitaptaki şiirleri orijinalinden okusak eminim daha fazla keyif alırız. Keyifli okumalar.
Sonsuz Gül
Sonsuz GülJorge Luis Borges · İletişim Yayıncılık · 20161,082 okunma
Tanınmak, onaylanmak, doğrulanmak ya da –teşhircilikten ziyade röntgenciliğe yatkınsak- kateksi ve fetiş nesneleri bulmak için dahil olduğumuz ölçüde, sosyal medya doğası itibarıyla libidinaldir. Tumblr ve türevleri, çıplak insan resimleri aramıyor olsak bile yemek-pornosu, sanat-pornosu, mimari-pornosu, veri-pornosu, araba-pornosu, doğa-pornosu
Sayfa 84 - 85-86 - PdfKitabı okudu
Altı üstü altmış saniye içerisinde, üstelik de herhangi bir duygusal değişime uğramaksızın, bir şaka, aile fotoğrafı, tarif, kayıp çocuk ilanı ve katliam haberi paylaşabildiğimiz bir çağda -ve bir sosyo-teknolojik ortamda- yaşıyoruz. Kalorisiz bir besin misali vücudumuzda dolaşan bilgiyi işleyip başkalarına aktarıyoruz. Ne var ki bu bilgi parçacıkları üzerimizden geçerken bir tür psikosomatik tortu bırakıyor olmalı. Üzerimize böylesine otistik bir tesirle yağan bu pikseller arasında yönümüzü bulurken "dikkatli" davranıyor muyuz? Yoksa hiçbir şey üzerinde özellikle odaklanmaya çalışmazken ağda birtakım örüntüler gören, yakın gelecekte ortaya çıkacak bir William Gibson karakteri gibi, neredeyse sezgisel olarak ya da yarı bilinçli bir halde mi internette dolaşıyoruz?
Sayfa 77 - PdfKitabı okudu
Şüphesiz, sonsuz sayıda farklı nedenden ötürü internette etkileşime gireriz. Kimisi hasbihal etmek ister, kimisi belli bir bilgi peşindedir. Kimisi oyalanmak isterken, kimisi de lazer ışını misali odaklanarak bilgi tarar. Genellikle iyi kalpli birinin gönlünden kopan ya da insanlara yönelik genel bir yardımseverlik duygusuyla verilen talimatlar, öğütler ve tavsiyeler bulabiliriz.
Sayfa 54 - PdfKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.