Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşünce hatalarını toplamaya ve tanımlamaya başladığımdan beri şu soruyla sık karşılaşıyorum: “Bay Dobelli, düşünce hatalarına düşmeden yaşamayı nasıl beceriyorsunuz?” Cevabım: “Beceremiyorum”. Aslına bakarsanız, denemiyorum bile. Düşünce hatalarından kaçınmak zahmet gerektirir. Kendime şu kuralı koydum: Olası neticeleri büyük olan durumlarda (önemli özel hayat ve iş kararlarında) mümkün olduğu kadar mantıklı ve akılcı karar vermeye çalışıyorum. Düşünce hatalarımın listesini çıkarıyorum ve bir pilotun kontrol listesini kullanması gibi satır satır listemin üzerinden geçiyorum. Kendim için ağaç şeklinde, kullanışlı bir kontrol listesi diyagramı tasarladım; bu diyagramla önemli kararları enine boyuna incelebiliyorum. Neticeleri küçük olan durumlarda (BMW mi VW mi gibi kararlarda) akılcı optimumdan feragat ediyorum ve kendimi sezgilerimin yönlendirmesine bırakıyorum. Net düşünmek zahmetlidir. Bu yüzden, olası zarar ufaksa fazla kafa patlatmayın ve hatayı kabul edin. Hayatınız daha kolaylaşır. Hayatta az çok güvenli şekilde ilerlediğimiz sürece –ve önemli olduğunda dikkat kesildiğimizde– doğa kararlarımızın kusursuz olup olmadığıyla pek ilgilenir gibi görünmüyor.
Sayfa 187 - Ntv yayınları
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu anlamda şu soruyla karşılaşıyorlar: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla yetinip "sadece Müslümanca yaşamak" cümleciğiyle cevap verildiğinde bu sorunun sahibinin yüzü şaşkınca bakakalıyor. Yahut da meselenin bu kadar basit bir cümlecikle anlatılmasının doğurduğu bönlükle gözleri dört açılıyor. Öyle ya, böylesine basit bir hadise için bu kadar hengâme niçin? Bütün bu vâveyla bu kadar basit bir hadisenin etrafında mı koparılıyor? Bu insan, bu basit cevap karşısında şaşırmıştır, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan insanların dünyanın birçok yerinde zindanlara atılmaları, işkencelere uğratılmaları hadisesi karşısında şaşkınlığı yoktur. Bunları tamamıyla olağan görmektedir..
Sayfa 52 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanoğlunun düşünme biçimini, bu düşünce biçiminin nasıl bir simülasyon üzerine kurulduğunu ve bu düşünce yapısında "takas" kavramının rolü üzerinden geçmiş, yaşadığımız dönem ve gelecekle ilgili çıkarımlar yaparak nereye doğru evrildiğimiz sorusuna yanıt ararken, karşılaştığımız problemler, psikolojik ve toplumsal rahatsızlıklara
İmkansız Takas
İmkansız TakasJean Baudrillard · Ayrıntı Yayınları · 2012158 okunma
BİR HANDİKAP DAHA : İSLAM'I ANLAMAMAK
Bugün müslümanlar belkide dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu anlamda şu soruyla karşılaşıyorlar: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla yetinip "sadece Müslümanca yaşamak" cümleciğiyle cevap verildiğinde bu sorunun sahibinin yüzü şaşkınca bakakalıyor. Yahut da meselenin bu kadar basit bir cümlecikle anlatılmasının doğurduğu bönlükle gözleri dört açılıyor. Öyle ya, böylesine basit bir hadise için bu kadar hengâme niçin? Bütün bu vaveylâ bu kadar basit bir hadisenin etrafında mı koparılıyor? Bu insan, bu basit cevap karşısında şaşırmıştır, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan insanların dünyanın birçok yerinde zindanlara atılmaları, işkencelere uğratılmaları hadisesi karşısında şaşkınlığı yoktur. Bunları tamamıyla olağan görmektedir.
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın panik atakla yaşadığı mücadeleyi annemin vertigosuna uyarlayarak okudum. Hastaligi, misafirinmiscesine karsilayip agirladiktan sonra gitmesine izin vermek baslica ve en guzel yontem. Kacis cozum degil. Oz sefkatli farkindalik uzerine olan son kisim da hayli dikkat cekici. Baskalarina karsi bu denli nazik olurken neden kendinize nazik,sefkatli davranamiyorsunuz gibi bir soruyla birakiyor sizi yazar. Sahiden neden?
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili DüşünmeZeynep Selvili Çarmıklı · İnkılâb Yayınları · 20189,3bin okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitapla ilgili bilgiler bulunabilir. Kırık Bir Aşk Hikayesi Misafirlerin gidip sadece Sergey Nikolayeviç, Vladimir Petroviç ve ev sahibinin kaldığı bir evde basit bir soruyla başlar her şey. "Hadi ilk aşklarımızı anlatalım..." Ev sahibi ve Sergey Nikolayeviç'in sıradan aşk hikayelerinden sonra mikrofuna eline alan Vladimir Petroviç'in
İlk Aşk
İlk AşkIvan Turgenyev · Bordo Siyah Yayınları · 20047,3bin okunma
Reklam
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
Tolstoy
“Hayatın anlamsız olduğunu anlayacak kadar akıllı bir tek ben ile Schopenhauer mu var?” İnsanoğlu var olduğu ilk günden beri hayata bir anlam yükledi ve sürdükleri yaşam onlardan bana intikal etti. içimde ve etrafımda olan her şey, cismani olan ya da olmayan her şey, onların hayat bilgisinin birer meyvesi. Benim tam da hayatı değerlendirmede ve
"Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu anlamda şu soruyla karşılaşıyorlar: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla yetinip " sadece Müslümanca yaşamak" cümleciğiyle cevap verildiğinde bu sorunun sahibinin yüzü şaşkınca bakakalıyor. Yahut da meselenin bu kadar basit bir cümlecikle anlatılmasının doğurduğu bönlükle gözleri dört açılıyor. Öyle ya, böylesine basit bir hadise için bu hengâme niçin? Bütün bu vâveyla bu kadar basit bir hadisenin etrafında mı koparılıyor? Bu insan bu basit cevap karşısında şaşırmıştır, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan insanların dünyanın birçok yerinde zindanlara atılmaları, işkencelere uğratılmaları hadisesi karşısında şaşkınlığı yoktur. Bunları tamamıyla olağan görmektedir."
Şoför Bilgisi
1918 yılında Fizik dalında Nobel Ödülü alan Max Planck Almanya’yı dolaşarak bir nevi turneye çıktı. Nereye davet edilse kuantum fiziği hakkında aynı konuşmayı yapıyordu. Zamanla şoförü konuşmayı artık ezberlemişti. “Profesör Planck, hep aynı konuşmayı yapmaktan sıkılmış olmalısınız. Münih’teki konuşmanızda sizin yerinize bu görevi üstlenmeyi teklif ediyorum. Siz de benim şoför şapkamı takıp en ön sırada oturursunuz. İkimiz için de değişiklik olur.” Bu fikri çok eğlenceli bulan Planck kabul etti. Böylece şoför, seçkin bir izleyici topluluğunun önünde, kuantum fiziği hakkındaki o uzun konuşmayı yaptı. Ardından bir fizik profesörü soru yöneltti. Şoför şöyle yanıtladı: “Münih gibi ilerici bir şehirde böylesine basit bir soruyla karşılaşacağımı hiç düşünmezdim. Bu soruyu cevaplamasını şoförümden rica ediyorum.” Planck’ın bu hikâyesini dünyanın en başarılı yatırımcılarından bir olan Charlie Munger’den aldım. Munger’e göre, iki tür bilgi vardır. Birincisi gerçek bilgidir. Bu, bilgilerini zaman ve zihinsel çaba harcayarak edinen insanlarda bulunur. Diğeri ise şoför bilgisidir. Munger’in hikâyesindeki anlamındaki şoförler, biliyormuş gibi yapan insanlardır. Bir gösteriyi sergilemeyi öğrenmişlerdir. Belki sesleri harika ya da dış görünüşleri inandırıcıdır. Ama aktardıkları bilgilerin içi boştur. İkna edici şekilde boş laflar savururlar.
Pdf
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
32 günde okudu
**var mı buralarda sürgün? marjinal? yabancı birilerii? :)
sürgüne çarptırılmış bir dille. malatya'da siyaset okumaları atölyesinde okunacak olan kitaplarımızdan biri de edward said'in entelektüeli idi. 60-70'lerden tutun 80-90'lara ve hatta 2000'lilerden de oluşan geniş yelpazeli bir ekiptik. entelektüel kitabının tahlili için artistlik yapıp gönüllü olduğumu, kitabı bitirebildikten(!) sonra itiraf
Entelektüel
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011921 okunma
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.