Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Paris'te mayıs 1968'i ne yazık ki göremedim. Ömrümden birkaç yıl vermeye hazırdım o olaylara tanık olabilmek için. Ama buna karşılık, hiçbir zaman unutamayacağım 1989 yılının 1 mayıs kutlamasını gördüm bu kentte. Ne gariptir ki, tam altı ay sekiz gün sonra, Berlin duvarı ve o duvarla birlikte, yanılarak komünistliklerini Sovyetler Birliği'ne bağlayanların umutları da yıkılacaktı. Yürüyüş Beumarchais Bulvarı'nda Republique Meydanı'yla Bastille Meydanı arasındaydı. Ve öyle kalabalıktı ki, kafilenin bir ucu Bastille'e çoktan varmışken, öteki ucu Republique'te hala beklemekteydi. Çok acayip ama, Paris'te değil, İstanbul'da Taksim Meydanı'nda sandım kendimi. Çünkü yürüyüşe katılanların, hiç abartmadan yüzde sekseni, Türkler ve Kürtlerden oluşuyordu. (Aynı günün akşamı, 1 mayısı kendi memleketlerinde kutlamak isteyen yurttaşlarımı, elleri tabancalı polislerin nasıl vahşice copladığını Fransız televizyonlarında seyrettim.) Hafta sonuna eklenen bir tatil daha olduğundan, şımarık Fransız proletaryası güzel arabalarına binip dört günlüğüne kentin dışına keyfetmeye gittikleri için, çok az sayıda Fransız vardı. Yabancı işçiler, Şilililer, Arjantinliler, İranlılar, Filistinliler filan, ancak yüzlerce kişilik küçük gruplardı. Sonra, önden Türkler, arkalarından Kürtler, yürüyüşe geçtiler ve sonu gelmiyordu bizimkilerin. Trotuardan seyreden Parisliler, hayretler içinde, "ama hepsi Türk bunların! Hepsi Türk!" diye bağrışıyorlardı.
412 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Son derece güzel bir casusluk romanı. Albay Ramius, Sovyetler Birliği'nin en iyi denizaltı komutanlarından biridir ancak karısına yapılanlardan ötürü sistemden nefret etmektedir. En son olarak son teknoloji ürünü Kızıl Ekim adlı denizaltının yönetimi kendisine verilir. Ancak Ramius'un niyeti ABD'ye iltica etmektir. Bunun için oldukça karmaşık bir plan hazırlar. CIA adına değerlendirmeler yapan ajan Jack Ryan eline geçen bir belgeden dolayı bu işin içine girer. Olay bir anda bütün dünyayı sarar. Sovyetlerin büyük bir filosu ABD sularına yaklaşmıştır. Amaçları Kızıl Ekim'i yok etmektir. ABD de incelemek için gemiyi kurtarmak niyetindedir. Acaba Ramius bir gemi dolusu adamı kandırıp subay arkadaşları ile beraber iltica etmeyi başarabilecek midir? Hangi ülke bu soğuk savaş gerginliğini kazanacaktır? Soluksuz okunan bir roman.
Kızıl Ekim
Kızıl EkimTom Clancy · Altın Kitaplar · 198440 okunma
Reklam
1920'lerin sonunda Sovyetler Birliği'ne yaptığı bir ziyaret sırasında Reich'ı etkileyen okullardan biri Vera Schmidt'in Moskova'da çocuklar için açtığı psikanalitik yuvaydı. 1921'de kurulan okuldan Reich, "eğitim tarihinde çocuk cinselliği teorisine pratik bir içerik vermeye yönelik ilk girişim" olarak söz ediyordu. Bu okul, bir çocuklar topluluğu çerçevesinde, kendi kendini düzenlemenin gelişimine önem veriyordu. Toplumsal kural -çocuğun anlayamayacağı ve sadece yetişkinin çıkarlarına hizmet eden- ahlaki yargının değil çocukların gerçek toplumsal yaşamının bir ürünü olacaktı. Vera Schmidt'in okulundaki öğretmenler çocukların davranışları hakkında övgüde, ayıplamada ve yargıda bulunmaktan vazgeçmişlerdi. Çocuğu kucaklamak ve öpmek gibi ateşli şefkat gösterilerine izin verilmiyordu, çünkü bunlar sadece yetişkinlerin kendi tatminsiz cinselliklerini yaşamalarının bir aracıydı. Disiplin önlemleri ve ahlaki yargı olmayınca, "dayağın verdiği hasarı öpücüklerle telafi etmeye" ihtiyaç olmayacaktı
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Olaylara kurdun gözüyle bakıp insanoğluna bir kez daha lanet okutuyor bu kitap. Aynı zamanda da Sovyetler Birliği'nin çevre politikalarına eleştirel nitelikte.
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,9bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
İsmail Güzelsoy, edebiyatımızda mutlaka tanışılması gereken bir kalem. İki anlatıcılı bir kitap elimizdeki. İlginç yanı anlatıcının da anlatılmasıyla oluşturulmuş bu. Meddah anlatıcı Değil Efendi'nin dilinden gitseydi keşke tüm roman dedirttiyor. Zira kitabı alırken de önce Değil Efendi adına takılı kalıyor insan. Ama asıl kahramanız İskender Sof. Onun renkler ve korkularla yüzleşmesi. Biraz konuyu da vermiş olduk, ama birazla yetinmeyenler için şöyle diyelim: Komünist şair İskender Sof hayatını kurtarabilmek için kaçmak zorundadır. En yakınları tarafından ihanete uğramıştır. Trende tanıştığı Sincap'ın önerisiyle Aras Irmağı üzerinden Sovyetler Birliği'ne kaçmaya karar verir. Iğdır'ın bir kasabasına giderler ve burada ilginç kişilerle tanışır İskender... daha fazla anlatıp da büyüsünü bozmayalım. Romanın diğer kişileri de tüm samimiyetleriyle karşımıza çıkıyor. Hatta romanın kötü kişisi diyebileceğimiz Mit Osman'a bile tebessüm ediyorsunuz okurken. Ahund, Nuh, Ninno, Adalet Hanım, Sarıcakarı.. hepsi birbirinden ilginç. Giriş bölümü hariç ( ki bu bölümde Değil Efendi'ye hayran oluyor insan) bölümlerler renk adlarında oluşuyor: Beyaz- Sarı, Kirli Beyaz, Pembe- Kahverengi ve Yeşil... bu renklerle bölümler arasında bir bağ var mı diye baktımsa da ben yakalayamadım, belki bi yakalayan olur. Ya da bir şey yoktur da ben olsun istemişimdir :)
Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri
Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleriİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap · 2010107 okunma
639 syf.
8/10 puan verdi
Cilt I Nikita Kruşçev Nikita Sergeyeviç Hruşçov, doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkiye'de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir. Stalin’ in ölümünden sonra 1953-1964 yılları arasında 11 yıl süre ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak görev yapmıştır. Anılarını iktidardan
Kruşçev' in Anıları I-II
Kruşçev' in Anıları I-IIEdward Crankshaw · Milliyet Yayınları · 19715 okunma
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Sovyetler Birliğinden çıkmış bir ülke olan Azerbaycanda yaşadığım için hikayeyi daha yakın hissettim kendime. Kitapta Koca Reis Vladimir Lenini temsil ediyor. Herkesin aynı çatı altında yaşaması idealini ireli süren ve bunun için Sovyetler Birliğini kura bilen Lenin bir kaç yıl içinde ölür, aynı Koca Reisin romanda tüm hayvan çiftliğini toplayarak kendi idealist fikirlerini onlara söyledikten 3 gün sonra ölmesi gibi. Romandaki Napoleon Stalini, hayvanlarsa halkı temsil ediyor. İlk önce tüm hayvanların eşit olduğunu, insanların düşman olduğunu söylese de zamanla domuzları (domuzlar burada rusları temsil ediyor) üstün hayvanlar olarak diğer hayvanların (Sovyet Birliğindeki rus olmayan diğer devletler) kabul etmesine mecbur eder. Aksi halde insanların (insanlarsa Sovyetlerden önceki çar yönetimidir) geri döneceğini bildirir. Ama olay şudur ki, zamanla kendisi insanlarla iş birliği içinde olup hayvanları yem eder. Tıpkı Stalinin milyonlarca Sovyet vatandaşını katlettiği gibi.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247,8bin okunma
522 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Chomsky'nin Propaganda Modeli çerçevesinde medya ile ilgili yaptığı çalışmalar ve medyanın aslında bildiğimizden farklı bir işlevi olduğunu konu ediniyor. Özellikle ABD ana akım medyasının Latin Amerika, İran, Sovyetler Birliği, Filistin olaylarına nasıl ABD yanlısı gözle baktığını anlatıyor. Demokratik ülkelerde medya aslında özgür değil, yönetim ve reklam veren şirketlere bağımlıdır. Bundan dolayı da gerçekten özgür değildir.
Medya Gerçeği
Medya GerçeğiNoam Chomsky · Everest Yayınları · 199356 okunma
8. Nazım Hikmet Gemisi Nâzım Hikmet vefat ettikten sonra Sovyetler Birliği tarafından sürekli Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından giriş ve çıkış yapan bir gemiye "Nâzım Hikmet Gemisi" adı verilmiştir. Ölüm-doğum günlerinde ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi özel günlerde Vera Tulyakova'ya, altında gemi kaptanı ve mürettebatının imzasının olduğu bir başsağlığı ve/veya tebrik mektubu yollanmıştır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.