Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Söyleyene değil Söyletene bak!
Âlimin işi sözüne uymazsa, onu yine de can kulağınla dinle, Bakma sen, 'gafil, gafili uyandırmaz' diyen şarlatan kişiye. Kulağına küpe etmeli insan, duvara kazınmış öğüdü bile.
Sayfa 294Kitabı okudu
h. Dinlemeyi Bilmek
Çocuğa söz dinletebilmek için, çocuğu dinleyebilmek gerekir. Herkes kendi akli ve ilmî seviyesine göre konuşur. Hâliyle çocuğun konuştuğu şeylerin seviyemize hitap etmeme ihtimali çok yüksektir. Anlattığı bir rüya dahi olsa dinlemek ve uygun bir cevap vermek lazımdır. Yusuf (a.s.) ve babası Yakup (a.s.) arasında geçen bir diyalog böylesi bir hadisedir: "Bir gün Yusuf, babasına demişti ki: 'Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederken gördüm." [ Yusuf, 12/4 Hz. Yakup'un cevabı için bkz. Yusuf, 12/5-6 ] Çocuklara kulak vermek, çocuğun olduğu kadar bizim hayatımıza da yön verebilir. İbrahim'in (a.s.) babası ona kulak verseydi ve yanlışından dönseydi onun da hayatında çok şey değişecekti. [ Enam, 6/74 ] Evet belki İbrahim (a.s.) bir peygamberdi ve bundan sonra bir peygamber gelmeyecek. Ancak çocuk saf ve duru olup günahtan arıdır. Söyleyene değil söyletene bak hesabı, onun söyleyeceği bir söz, manevi dünyamızdaki bir yanlışımızı düzeltmeye veya ufkumuzu açmaya vesile olabilir.
Sayfa 30 - E-KitapKitabı okudu
Reklam
Hiç bir mitoloji "yalan" söylemez. Çünkü her mitoloji, Toplumda yalanın keşfedilmediği çağlar üzerine kurulmuştur. Grek Toplumu'nda Hezyod Allahlar sistemi ile Homer Allahlar destanı, Herodot'un epey açıkladığı gibi, sonradan, bile bile uydurulmuş ve adları takılmış efesaneler olsalar bile, sonraki Uygar toplumun sömürü ve eziyet uğrunda insanları silahsız bırakma aracı olarak icat edilen ve kullanılan asıl bildiğimiz "Yalan"dan apayrı, bambaşka bir iştir. Sam oğullarının bin yıllık çöl-vaha, göç-akin, savaş-bariş serüvenlerini çizen "Kutsal Tarih" adlı mitoloji de öyledir. "Yalan" değildir. Bugün bizim kavra-yamadığımız, anlayamadığımız sosyal ve tarihcil olayların, Tarih Öncesi insanının beyin ve ruh (kendi toplumu) aynasında yanşımasıdır? Türklerin: "Söyleyene bakma, söyletene bak" dedikleri yer burasıdır. Efsanelerin nasıl söylendiklerine değil, niçin söylendiklerine bakılmalıdır. Tarih öncesi insanı kendi topluluğu içinde ola gelen değişiklikleri, kendi dünya görüşü ve kendi somut araçlarıyla,deyimlendirmek istemiştir. Ona bu isteği dayatan sosyal olaylar ve ortam gözden kaçınılınca, efsaneler anlaşılmaz hiyerogliflere döner. Insanın her zaman, her yerde, Marks'ın deyimi ile "Sosyal yaratık" olduğu unutulmazsa, bugün bize en aykırı, olağan dışı görünen mitolojilerin dahi, kendi zamanları ve Tarih-Toplum ilişkileri içinde yorumu, bize sayısız doğruları açıklayabilir.
Türk-lerin: "Söyleyene bakma, söyletene bak" dedikleri yer burasıdır. Efsanelerin nasıl söylendiklerine değil, niçin söylendiklerine bakılmalıdır. Tarih öncesi insanı kendi topluluğu içinde ola. gelen değişiklikleri, kendi dünya görüşü ve kendi somut araçlarıyla, deyimlendirmek istemiştir. Ona bu isteği dayatan sosyal olaylar ve ortam gözden kaçırılınca, efsaneler anlaşılmaz hiyerogliflere döner.
Sayfa 6 - pdfKitabı okudu
Reklam
Abdulkadir Geylani Hazretleri, oğluna, "Çalış, didin; yardım Rabb'indendir.'' diyor. "Söyleyene değil söyletene bak." der atalar. Söyleten kim? Yüce Allah...
Sayfa 16 - Ahir Zaman Yayınları
bir söz vardır, ‘söyleyene değil, söyletene bak’ derler...bunun gibi sanatta da, söylenene değil, söyleyişe bakmak gerekir
Sayfa 33 - canKitabı okudu
“Söyleyene değil, söyletene bak demiş.” atalarımız…
Sayfa 121
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.