Mülkiyet kutsaldır soylu kişilerce, ne el uzatılır, ne dil! Deniz de babalarının mülküdür, kara da... Havada yaşamaya kalkışsan hava parası isterler senden! Güneşlenmek bile olanaksızdır, güneşlenecek yerin yoksa... Celal Silay:
«Camda kalır haykırışları
Güneşi ampule hapsedenlerin!»
demiş. Demiş ama, güneşimizle oynayanların haykırışları hâlâ kulağımızda!
Biraz güneş, biraz deniz, biraz temiz hava gerek halkımıza, dediniz mi, huylanıyorlar kentsoylular. Sanki özgürlüğümüzün tapusunu da kendi üzerlerine yaptırmışlar. Turist akınlarının, turizm patlamalarının başladığı şu günlerde gözlerimiz kapalı, kulaklarımız ürkmeyelim diye tıkalı! Orhan
Veli dostumuz:
«İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.» diye boşuna lâf etmemiş. Hep bugünleri düşünerek konuşmuş. Gözlerini kapayıp da ne edecek! Açsa bile ne görebilir ki... Her baktığı yerde tahta perde... Her kıyıda duvar. En iyisi bu! İstanbul'u gözlerimizi kapatıp dinlemek!
Bizans hayranı, İstanbul âşığı konuklar. «Bol dalgalarla yıkadık kıyılarımızı, kıştan!»
Yıkadık ama, ne sizin işinize yarıyor, ne bizim işimize! Bu yıl turistlerin patlama yapacağını duyduk. Aman sabırlı olun da, siz patlamayın!.