Aylak Adam'ın hikayesini merak edenler, sizi buraya alalım.
Yazar, ana karakterimizin hayatının bir yılını mevsimler halinde önümüze koymuş.
Bir mekanın devamlı müşterisi olmaya dayanamayan, bol bol sinemaya giden ve sokaktan geçen insanları -özellikle kadınları- incelemeyi hobi haline getirmiş bir karakterimiz var.
Ana karakterimiz -bir adı bile yok. Yazar kısaca ''C.'' diyor- en doğru tutamak olarak gördüğü gerçek sevgiyi arıyor.
Kitap bizi kimi zaman Güler'in masmavi gözlerine, kimi zaman Ayşe'nin kolları arasına götürüyor.
Kitap C.'nin duygu ve düşünceleri üzerinden ilerliyor bu yüzden herkesin sevebileceği bir kitap değil, özellikle olay okumayı sevenler hayli sıkılacaktır. Fakat derin karakterlerin olduğu kitapları sevenlerin seveceğine eminim.
Ayrıca şunu da belirteyim kitap çok akıcı, cümleler çok basit, sayfanın başında başlayıp sonunda biten cümleler yok. Yazım tarzı ve ana karakterlerin ilgisiz ve sorumsuz olması açısından Albert Camus'un ''Yabancı''sına çok benzettim. Yabancı'yı sevenler Aylak Adam'a da bir göz atabilirler, ya da tam tersi.
Aylak Adam, şuana kadar -2018 Şubat- okuduğum en iyi kitaptı. Hala okumayan varsa en kısa zamanda okumalılar. Edebiyatımızın oldukça değerli eserlerinden biri olduğunu düşünüyorum.