Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Zaman diyordun, ipi kopmuş bir uçurtma Ben ona yaralı dağları ekledim, gidenlerin yükünü Bir tufandan artakalan kayıp yüzükleri, bal özlerini Ben uzun sürmüş bir kıyametin sabahında, seni Korkma, ben söylediğin bütün gecelerden daha yaşlıyım Canımla yeşermiş bu eleğimsağma gibi göğeren ağaçlar. Gazi şiirlerin akşam ilhamlarından, şehit cönklerinden Sunturlu bir küfürle geçiyorum bazen bazı asırlardan Siperlerde fast food ile beslenenleri tarih affetmiyor Haritalar kemiksever tellakların muteber yalanları. Bu, taşları kayalardan kopartan yalnızlığın diri sesi Sen bakma bana, göz bebeğindeki yelkenler beni köpürtür. Ruhla beden arasında serpilmiş incir tozlarından geçiyorum Bir özür gibi yeniden başlıyorum kendimi tanımaya Şimdi kim anlayacak beni, şiirim denizini arayan gemi Dilimin ateşinde tilkilerle kuzuların o makûs aritmetiği. Sen suç ben ceza. Bir başkası gelmiyor aklıma Bilirim, koşsam da yetişemem o meçhul yazgıma.
Sayfa 12 - Uzun Sürmüş Bir Kıyametin Sabahı, Ahmet Edip Başaran
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Ka’b b. Mâlik Radıyallahu anhın tebük seferinden geri kalışı
Kâ’b İbni Mâlik -radıyallahu anh- gözlerini kaybettiği zaman onu elinden tutup götürme görevini üstlenen oğlu Abdullah’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte Tebük Gazvesi’ne katılmadığına dair mâcerasını Kâ`b İbni Mâlik’ten -radıyallahu anh- şöyle anlatırken duydum: Resûlullah’ın
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.