Fahrettin er-Râzi'nin naklettiğine göre Hz. Ali bir gün bir adamın namazdan sonra özensiz, alelacele tövbe ettiğini görür. Adamın yanına çağırarak ikaz eder. -Ey filan! Şunu unutma ki yalnızca dille hızlı bir şekilde istiğfar etmek yalancıların tövbesidir. Bu şekilde yapılan tövbeler ayrı bir tövbeye muhtaçtır, der.Adam: -Tövbe nedir? Nasıl tövbe etmeliyim, diye sorunca Hz.Ali o da kabul olacak tövbenin nasıl olması gerektiğini şu veci sözleri ile özetler ve şöyle der: "Tövbe; geçmişte yapmış olduğun günahlardan pişman olman, Eda edemediğin farzları kaza etmen, üzerinde hakkı bulunanlara hakkını vermen, nefsini günah işlemek suretiyle isyanı alıştırdığın gibi ibadet etmek suretiyle itaate alıştırman, nefse günah hazırlığı tattırdığı gibi itaat lezzetini de tattırman ve isyan ederken yaptığın her gülüşe karşı gözyaşı dökmendir.