Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan birinden zarar gördüğünde, onun layık bir cezaya uğramasının daha ötesinde yok olup gitmesini, gün yüzü görmemesini, ömür boyu acı çekmesini diler. Oysa bir suç karşısında Allah'ın gazabından fazla gazap etmek, insanın haddi aştığı bir noktadır. İlahi takdire akıl öğretme, yön verme küstahlığıdır.
Sayfa 149Kitabı okudu
Bay Chesterton, Heretikler (Heretics) başlıklı, makalelerden oluşan takdire şayan derlemesinin önsözünde şöyle yazıyor: “Benim de aralarında yer aldığım kimi insanlar, bir kişiye dair en önemli ve yararlı şeyin onun dünya görüşü olduğunu dü­şünüyor. Bir ev sahibi için kiracısını seçerken önem arz eden şey, müstakbel kiracısının gelirini, daha da önemlisi, felsefe­sini bilmektir. Düşmanıyla muharebe halinde olan bir gene­ral içinse düşmanın sayısını bilmek önemlidir, ancak daha da önemli olan onun felsefesini bilmektir. Sorun, evren teorisi­nin maddeler üzerinde bir etkisi olup olmadığı değil, uzun vadede şu veya bunun maddeleri etkileyip etkilemediğidir.”
Sayfa 35
Reklam
Aşağıda yer alan Jaffa’nın hikayesi, felaketin barındırdığı ilahi takdiri bulmaya dair bir hikayedir. Bu süreci yönlendiren ilahi gücü Jung, Benlik olarak adlandırdı ve onun esasen geleneksel Tanrı imgesine, ruhun bünyesinde faal olan ilahi takdire veya öngörüye benzediğini söyledi. Tanrı özünde bilinemez ama bizler kendi içimizde etkin olan ve dışarıdan hayatımıza etki eden yaratıcı mekanizmaları bilebiliriz –ki bunlar tüm yaratılışta da etkin olan mekanizmalardır. Yani içsel olan ile dışsal olan arasında eşzamanlı bir ilişki mevcuttur. Nedensel olmadığı için bilinemez ancak kuantum fiziği ve belirsizlik ilkesinin onu biraz daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu söyleyebiliriz.
Nietzsche’nin “Üstinsan"ının akıbeti de, sıradan insanlar olan çoğumuzun akıbeti gibi olmaya mahkûm gibi görünmektedir. Örneğin, Douglas Kennedy’nin “kendi hayatını yaşamak isteyen adam”ın öyküsündeki kahraman gibi. Bu adam, her daim daha fazla özgürlük düşlerken, aile yaşamının gitgide artan kapan ve tuzaklarıyla aralıksız bir şekilde kalınlaşan, kendisini çevreleyen yükümlülük duvarları arasına hapsolmayı sürdürüyordu. Yüklerden kurtulmuş olarak yolculuk etme kararı vermişken, kendisini olduğu yere bağlı tutan yükleri çoğaltıyor ve böylece de en küçük hareketi külfet haline getiriyordu. Bu tür çözülmez çelişkilere bulaştığından (daha doğrusu kendi kendini bulaştırdığından), Kennedy’nin kahramanı yanı başındaki kişiden daha fazla baskıya maruz kalıyor değildi. Hiç kimsenin kurbanı, yahut hiç kim senin kininin ya da kötülüğünün hedefi de değildi. Özgürce kendini ispatlamaya dair düşlerini engelleyen, kendisinden ve kendini ispatlamaya yönelik çabalarından başka bir şey değildi. Altında ezildiği ve sızlandığı yük, Kennedy’nin öne sürdüğü gibi, sabah yataktan çıkmak için iyi bir neden sunan bütün bu takdire şayan ve gıpta edilen “yaşamın ürünleri” olan çabaların -kariyerinin, evinin, çocuklarının, büyük banka kredisinin- gıpta edilen ve aslında değer verilen meyvelerinden oluşuyordu.
Sayfa 35
Ne zaman intihar etmeyi planlasam bunu hep görkemli bir şekilde yapmayı hayal etmiştim. İster bir tabancayla ister bir hançerle olsun takdire şayan bir şekilde, başka bir deyişle insanlardan övgü alacak şekilde ölmek istiyordum.
Sayfa 204Kitabı okudu
Takdire şayan onlarca yeteneğimizi görmezden gelip, yeteneğimizin olmadığı alanlarda sivrilmek için hiç olmadığı kadar hevesliyiz. Bazen manzara açıkça gözümüzün önündedir. Kendimiz biliriz, başkaları tarafından nasıl algılandığımızı ise bilemeyiz. Kendimize dair "bir" fikrimiz vardır, bildiğimiz doğrular gerçeği yansıtmıyor olabilir.
Reklam
takdire dair
Feragatler, fedakârlıklar para ile ödenmez; takdirle, alkışla veya birkaç tatlı cümle ile ödenir. Dünyanın bütün büyük işleri de ancak feragat ve fedakârlıkla yapılabilir.
Bilirkişiler raporlarında mufassalan (ayrıntılarıyla) izah edildiği gibi sanığın "Devam" adlı şiir kitabında komünist­ lik propagandası veya müstehcen neşriyat yaptığına dair mahkemeye sevkini icap ettirecek takdire müteallik (değer) deliller de bulunmadığından C.M. U.K'nun 197. madde­ sine tevfijan (uygun olarak) sanık hakkındaki muhakeme­nin menine ve meni muhakeme kararı tetkik edilmek üzere evrakın 1O. Asliye Ceza Mahkemesine tevdiine isteğe aykırı olarak karar verildi.
Sahhaf-ı Bâ-insaf Zatlar...
Sahaflar arasında da aldığı terbiye icabı veya dindarlığı sebebiyle vakıf malı olduğu belli olan kitapları alıp satmayanlara, el sürmekten çekinenlere tesadüf ettim. Hassa siyetleri etkileyici idi doğrusu. Bunu bir uğursuzluk ve vebal olarak görürlerdi. İyi ve takdire şayan bir hasletti bu. Bazıları da bir şekilde satın aldığı kütüphaneler, çok kıymetli yazma kitaplar, Mushaflar arasında hangi kütüphaneden çıktığına dair kayıtla mühürler varsa onları ücret talep etmeden oraya gönderirlerdi. Sahhâf-ı bâ-insaf sadece uygun fiyatla kitap satanlara değil, herhalde gerçek mânasıyla bunlara deniyor olmalı dı. Sahhâf-ı bi-insaf ise malum... - İsmail Kara
Sayfa 14 - DergahKitabı okudu
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.