Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yahudilerin küçük bir kısmı Siyonizm'i tasvip ediyordu. Geri kalan çoğunluk ise bu prensibi kabul etmiyor gibiydi. Fakat bu davranışlara yakından bakılacak olursa, perde kalkıyor ve ortaya bambaşka bir durum çıkıyordu. Göze, kendi davalarının gereği olarak Uydurdukları birtakım aslı astarı olmayan sebepler çarpıyordu. Gerçekte ise Liberal
Karşı Yayınları
(...) Ancak kişinin hükümleri için bir üst mahkeme vardır: Nesnel realite. Bir yargıç her karar verişinde kendisini yargılar. İnsanların kendilerini herhangi bir tür akıldışı yargıda bulunmaya ve sonuçlarına katlanmamaya özgür hissedebilmeleri, ancak bugünün dünyasında ahlâkla ilgisiz siniklik, sübjektivizm ve kabadayılığın egemen olmasından dolayıdır. Fakat aslında bir kişi kendi ifade ettiği yargılarla yargılanır. Kişinin eleştirdiği veya övdüğü şeyler nesnel realitede vardır ve başkalarının bağımsız değerlendirmelerine açıktır. Kişi eleştirdiğinde veya övdüğünde kendi ahlâk karakterini ve standartlarını ifade etmektedir. Kişi Amerika’yı eleştirdiğinde ve Sovyet Rusya’yı övdüğünde — veya işadamlarına saldırdığında ve genç suçluları savunduğunda — veya muhteşem bir sanat eserini kınadığında ve işe yaramaz bir şeyi övdüğünde — ifşa ettiği şey, kendi ruh yapısıdır. Çoğu insanı kayıtsız bir ahlâkî tarafsızlık tutumu benimsemeye iten şey bu sorumluluğa karşı hissettikleri korkudur. “Yargıda bulunma ki, hakkında yargıda bulunulmasın” ilkesinde en iyi ifadesini bulan şey korkudur. Fakat aslında bu ilke ahlâkî sorumluluktan vazgeçilmesini ifade etmektedir; kişinin, kendisinin beklediği bir ahlâkî açık çek karşılığında başkalarına verdiği bir açık ahlâkî çektir.
Reklam
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
"TARAFSIZLIK ve SANAT..."
- “Kimse kendisini insanların üzerinde göremeyeceğinden, birbirleriyle savaşmakta olan sınıfların üzerinde de göremez. Toplum savaşan sınıflara bölünmüş kaldıkça, ortak bir sözcüye sahip olamaz. Bu durumda sanat için "tarafsızlık", yalnızca "egemen" taraftan yana olmak anlamını taşıyabilmektedir...”
Sayfa 79
“Kimse kendisini insanların üzerinde göremeyeceğinden, birbirleriyle savaşmakta olan sınıfların üzerinde de göremez. Toplum savaşan sınıflara bölünmüş kaldıkça, ortak bir sözcüye sahip olamaz. Bu durumda sanat için "tarafsızlık", yalnızca "egemen" taraftan yana olmak anlamını taşıyabilmektedir.”
Sayfa 79 - Mitos-Boyut Yayınları
Ne var ki, bu görünüşteki tarafsızlık sağı, solu, dükkâncısı, işçisiyle bütün olarak burjuva toplumuna karşı duyulan sınırsız bir tiksintiden öteye gitmiyordu. Sonuç insanlar karşısında, insanlık karşısında tam bir düş kırıklığıydı.
Reklam
BÜYÜKLÜK ÜLKÜSÜ Şahsî çıkara önem vermeyen, toplumun iyiliğini isteyen her düşünce insanîdir. Bu insanî düşünce, toplumun maddî kazançları ile yetinmeyip manevî kazanç davası da güderse, o zaman «ülkü» olur. Ülküler birer büyüklük davasıdır. Bundan dolayıdır ki, büyümek isteyen, büyüklük ardında koşan milletlerin ülküsü vardır. Bir Nepal’ın bir
Tam korkulması gereken nokta şudur: taraf tutma kadar tarafsızlık; ihtiras kadar ilgisizlik; bilgsizlik, sanat, ruh ve incelik kadar bilgi ve hileden çok daha tehlikeli olan sâflık.
Büyüklük Ülküsü
Sahsi çıkara önem vermeyen, toplumun iyiliğini isteyen her düsünce insanidir. Bu insani düsünce, toplumun maddi kazançları ile yetinmeyip manevi kazanç davası da güderse, o zaman "ülkü" olur. Ülküler birer büyüklük davasıdır. Bundan dolayıdır ki, büyümek isteyen, büyüklük ardından kosan milletlerin ülküsü vardır. Bir Nepal'in,
''' Nesnellik, nötrlük ve tarafsızlık iddiaları, en iyi değerlendirmeyle yanılsama, en kötüsüyle ise düşmanca bir hiledir. '''
Sayfa 294Kitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.