Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alt geçitten karşıya geçip o beyaz üstüne siyah harfli dişçi tabelası yerinde mi diye bakındı, yerindeydi ve Dişçi'nin ışıkları yanıyordu. Dedenin çivileri, Dişçi'nin ışıkları. Memnuniyet duydu kendinden. Huzursuz divanında kim bilir hangi eski, epeski, naylon çamaşır ipinin daha icat edilmediği çağda yaşamış, çok da mutlu ama yazdıkları zehir zemberek bir yazarın kitabına dalıp sabahı etmiştir. Sigorta yok, bağkur yok, Zarife'nin dişi tutmuş, yanağı şişmişti, ayakkabı boyacısı Arap bu dişçiye yollamıştı "insaflıdır" diye. Bir kat çıkıp yarı açık kapıdan girmişlerdi ilaç kokan salona ve iki hastanın girip çıkmasını beklemişlerdi gül desenli goblen kaplı koltuklara iğreti oturup. Ortadaki geniş sehpanın üstüne yığılı, bakıla bakıla yıpranmış dergilere, duvardaki Yılmaz Güney'li, Erkan Yücel'li, Süleyman Turan'lı, Tarık Akan'lı afişlere kaçamak bakışlar atmışlardı. Dolgu yapan Dişçi, çalışırken anlatıp durmuştu bir şeyler ve onlardan Cafer'in aklında sadece o epeski yazar durakalmıştı. Bu yüzden dişçinin tabelası hep orada bulunsun istiyordu. O tabela içini sağlamlaştırıyordu.
Sayfa 94 - Koyu KırmızıKitabı okudu
198 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Tarık Akan
Tarık Akan hep eğlenceli filmlerde gördük tanıdık onu, bir çok Yeşilçam filmlerinde neşeli,sevecen hayat dolu yönleriyle dönemin stresini attıran rollerde izledik. Ama görünmeyen yanlarıda vardı Tarık Akan'ın,toplumsal hayatta ki kimliği,duruşu,düşüncelerini sonradan öğrenecektik. Tarık Akan sosyal demokrat kimliği ile öne
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20175,8bin okunma
Reklam
Ödül videosu yorumda.
Gazeteciler akın akın gelmeye başladılar. Sorular, sorular. Biz yalnız, "Mutluyuz, çok mutluyuz," diyorduk. "Bu film ne zaman yurtdışına kaçtı?" " Sıkıyönetim zamanı çekimleri nasıl yaptınız?" "Filmi sansürden nasıl geçirebildiniz?" "Mutluyuz." Ertesi gün hiçbir gazete, bizim ağzımızdan, "Mutluyuz,"; "Sevinçliyiz," dışında bir söz yazamadı. O akşam Cannes Film Festivali'nde muhteşem ödül töreni yapılıyordu. Burada bulunamamak, o heyecanı yaşayamamak sanatçının unutamayacağı en büyük acısı. Şeref Gür Abim, Atıf Yılmaz, Zeki Ökten, Ali Özgen- türk, Yaman Okay, Şerif Gören, Onat Kutlar ve ben, Yeşil- çam Sokağı'nın arkasındaki kebapçıda kendi ödül törenimizi düzenledik. "Yılmaz Güney şu anda ödülü almıştır, eli havadadır, diyor, biz de rakıları havaya kaldırıyorduk. O gece hepimiz rakıdan değil, ama mutluluktan sarhoş olduk.
Sayfa 160Kitabı okudu
Bir yandan mahkeme sürüyordu tabii. Tüm duruşmalara gitmek zorundaydım. Her seferinde bir-iki arkadaşım ifade vermeye geliyordu, Gülşen Bubikoğlu, Müjdat Gezen, Halit Kıvanç, Perran Kutman... Asıl korkuyla beklediğim Osman İşmen'in ifadesiydi. 1981 Ekim'i gelmişti. Yeşilçam Sokağı'nda bir arkadaşımla konuşuyordum. Ne yapıyorsun, ne ediyorsun derken, "Ben de yarın Isparta'ya Yılmaz Abi'ye gidiyorum, biletimi bile aldım," dedim. Arkadaşın yüzü karıştı, hıkmık etti, "Sakın ha," falan diye bir şeyler geveledi. "Ver bakayım biletini..." Allah Allah... Ben de kuzu kuzu çıkardım bileti, gösteriyorum aklım sıra. Aldı bileti, soktu cebine. "Gitmiyorsun bir yere, sonra konuşuruz," deyip gitti. Ertesi gün gazetelerin baş sayfalarına "Yılmaz Güney Kaçtı" diye kocaman manşet atılmıştı.
Sayfa 157Kitabı okudu
Bir "Yol" hikayesi...
Biri gelip kepeneğin başlığını kaldırdı: "Sen Tarık Akan mısın? Yahu kalk ayağa da bir görelim..." Gözümü açtım. Karşımda bir başçavuş dikiliyordu. "Kalk," diye tutturmuştu. Hadi bakalım, istersen kalkma. Hem 1981'de Yılmaz Güney'in Yol (Bayram)¹ filmini çekiyorsun, hem bu başçavuştan mermi ve silah almak için keyfinin olmasını bekliyorsun; sıkıysa kalkma. Kalktım. Başçavuşla samimiyet kurmaya çalıştım. Yanında prodüksiyon amiri vardı. "Tarık Abi, mermileri arkadaştan alacağız; sağ olsun, bize yardımcı olacak." Böylece sinyali almış oldum: "Adama kötü davranma," demek istiyordu, işimiz düştü, aman diyeyim... Ondan ala- cağımız silahla filmdeki atımı öldürecektim. Sıkıyönetim dönemiydi, kimse silahını vermek istemiyordu. Prodüksiyon amiri de bula bula bu başçavuşu bulmuştu; nemrut herifin teki. Sahnenin çekimlerinin sonuna doğru adamın gırtlağını sıktığımı hatırlıyorum.
Sayfa 105 - Yol filmi, "Bayram" adıyla senaryolaştırıldı, aynı adla Sansür Kurulu'na gitti ve filme çekildi. Yurtdışında montaj sırasında Yılmaz Güney tarafından adı Yol olarak değiştirildi.Kitabı okudu
"Ben ona yardım etmiyorum ki. O benim arkadaşım(Yılmaz Güney), meslektaşım, birlikte güzel bir şeyler yapmaya çalışıyoruz." Müdür, "Bak Tarık, bize yalan söyleme... Seni ezerim!" dedi. İşte bu "ezeriz" sözü bana dokundu. İçime oturdu. Sinek miydim ben? Soruyu yanıtlamadım. Zaten soru neydi onu bile unutmuştum. T. yineledi: "Seni ezeriz Tarık!"
Reklam
....... Daha sonra alkıştan sonra Fatoş Güney sahneye cıktı. "Daha önce Tarık Akan'la bu gece için konuştuk. Raharsz olduğunu hastanede yattığını söyledi . Hiç olmazsa Yılmaz Güney ve siz sevenlerine birkaç söz söylemesi için telefonla bağlanabilir misiniz? diye sordum, "Tabii olur Niye olmasın simdi kendilerini arıyorum." dedi. O sırada telefonun sesini mikrofona bağladılar ve iyice yükselttiler. Sunucu telefonu Fatoş'a verdi. Fatoşla Tarık konusnaya başladılar. Bu arada fonda ekranda Tarık Akan ve Yılmaz Güney'in görüntüleri geçiyordu. Koca salonda çıt çıkmıyordu. Herkes telefonda gelecek Tarik'ın sesine kulak kesilmiş, donmuş kalmıştı sanki. Kısa kısa cümlelerleTarık çok derinlerden gelen yorgun ve mecalsiz sesiyle Yilmaz'a olan sevgisinden,abiliğinden, hastalustalığından, çalışmalarından, kendisine katkısından söz ediyordu. Sesi çok uzaklardan geliyordu. Ancak son sözleri salonda bomba gibi patladı. " Yılmadık. Yılmayacağız. Yola devam edeceğiz." Bu onun sesini son duyuşum olmuştu. Koca salonda hüzün, alkış,hıçkırık ve gözyaşı birbirine karışmıştı. Kitap: Akşam Çiçekleri
" Yılmaz Güney şu anda ödülü almıştır, eli havadandır," diyor, biz de rakıları havalara kaldırıyorduk.
Sayfa 196Kitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
'Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere...'
"Devletin hariçteki itibar ve nüfuzunu kıracak şekilde devletin dahilî vaziyeti hakkında yabancı bir memlekette asılsız ve mübalağalı maksadı mahsusa müstenide ve milli menfaatlere zarar verecek şekilde faaliyette bulunmak iddiasından..." Dönemin yanlı, sağcı gazetelerinden, Tercüman gazetesinde yer alan habere göre Tarık Akan,
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20205,8bin okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
"Anne Kafamda Bit Var" büyük aktör Tarık Akan'ın tutuklu kaldığı günlerini anlattığı, bir solukta okunan kitabı. Tarık Abi Almanya'da bir törende kültür emperyalizmi ile ilgili bir konuşma yapar. Tercüman Gazetesi sözlerini çarpıtarak yayınlayınca hakkında soruşturma başlatılır ve dönüşte havaalanında göz altına alınır. Siyasi Şubede sorgulanıyor, sopa yiyor, leş gibi ortamlarda kalıyor, sonra Selimiye Kışlasına götürülüyor orda sürüyor gözaltı ve ızdırap. Kitabın çok ilginç bir kısmı da Cannes Film Festivalinde en iyi film ödülünü alan Yol filminin çekim sürecini anlattığı satırlar. Sıkıyönetim döneminde çok zor şartlarda böyle bir filmi çekmek gerçekten yürek isteyen bir iş. Yılmaz Güney ile olan dostluğuna da değiniyor. Bu kitabı ikinci okuyuşum. Yine aynı merak ve ilgiyle okudum. Ruhun şad olsun Tarık Akan. Işıklar içinde uyu.
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20175,8bin okunma
Reklam
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
85 günde okudu
Sevdalım Hayat
Sevdalım Hayat adlı alıntı türündeki bu pek kıymetli eserin üzerine söylenecek çok söz yok. En çok sevdiğim yazar olan Ömer Zülfü Livaneli, anılarından bahsederken bile kendi duygu ve düşüncelerini bizlerden esirgemeden cesurca ve içtenlikle paylaşıyor. Ömer Zülfü Livaneli'nin tespitleri ülkemiz açısından son derece mühim, çünkü bu tespitleri iyi gözlem sonucunda elde edilmiş nokta atışları mahiyetinde. Yazarın üslubu ve dili de her okuyucu kitleyi peşinden sürükleyecek nitelikte. Kitabın son bölümünde yer alan "Fotoğraflar Albümü" ise kitabın her bir kuruşunu hak edecek kadar ince düşünülmüş bir detay. Son olarak bu yazarın hayatında kimler yer almış, gözüme çarpan isimleri not aldım: Yaşar Kemal, Ara Güler, Ekrem İmamoğlu, Candan Kaftancıoğlu, İlber Ortaylı, Türkan Şoray, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ülkü Tamer, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ahmed Arif, Refik Durbaş, Uğur Mumcu, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Yılmaz Güney, Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Jurgen Rath, Çetin Altan, Nihat Behram, Kendal Nezan, Altan Gökalp, Selçuk Demirel, Cengiz Aytmatov, Cengiz Çandar, Garbaçov, Zafer Mutlu, Elia Kazan, Peter Ustinov, İlhan Selçuk, Demet Akbağ, Sunay Akın, Sezen Aksu, İlber Ortaylı. Yazarın hayatında yer almış ve tanışık olmuş yukarıda not alabildiğim isimlere bakıldığında bile ne kadar zengin bir kültür birikimine ve yaşantıya sahip olduğu anlaşılır delil ve nitelikte olduğu aşikârdır. Kesinlikle yazarın her kitabı olmakla birlikte bu kitabını okumanızı şiddetle öneririm.
Sevdalım Hayat
Sevdalım Hayat
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Sevdalım Hayat
Sevdalım HayatZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 20204,347 okunma
Yılmaz Güney
Hiç kimsede olmayan o çekim gücüyle istediği an karşısındaki insanı girdabına katıp sürükleyebileceğini düşünmüştüm. Gözlerimi ondan ayıramıyordum.
Sayfa 113 - CAN SANAT YAYINLARIKitabı okudu
284 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap yorumum
#kitapyorumu "Benim ülkemde mutluluk henüz çiçek açmamış bir ağaçtır. Tohumu toprağa düşmemiştir bile." İnci Aral~Sevgili Yılmaz Güney'in hayatını hikaye tadında sunuyor bizlere. Ülkemizde türlü sınavlardan geçen sanatçılarımızdan olan ve ülkesine hasret giden Yılmaz Güney'in hayatı... Dediğim gibi hikaye tadında idi. Yüzeysel bir anlatımdı ama sizi kitabı kesinlikle ve kesinlikle bağlıyor. Elinizden düşürmeden iki günde bitirebileceğiniz bir kitap. Romanda isimler değiştirilmiş ama ben kim kimdir anladım. Yine paylaşmam gereken kitaplar arasında olan Tarık Akan'ın Anne Kafamda Bit Var kitabını okuduğumdada araştırma yapmıştım o yüzden bir Çok ismi tanıyor birçok olayı biliyordum. Ben keyifle okudum sizlerde tavsiye ederim. Bence ülkemizde aydınlık günler olduğu gibi karanlık günler de oldu, bu karanlık günlerde bazılarımız daha büyük sorumluluk alıp daha büyük acılar çektiler, daha büyük fedakarlıklarda bulundular. Gözlerimiz ve kulaklarımızı kapatmak bu gerçekleri değiştirmiyor evet bilmek okumak da değiştirmiyor belki ama bize bir vizyon, bilinç kazandırıyor. Bence herkes bunları hakkı ile bilirse bu vatanın kadri kıymetide bilinir ve bence çekilenler yaşananlar boşuna yaşanmamış olmamalı... Keyifli okumalar dilerim....
Sevgili
Sevgiliİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017963 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
Yönetmen Zeki Ökten tarafından 1978'de çekilmiş bir filmdir. Filmin senaryosu, o yıllar cezaevinde bulunan Yılmaz Güney tarafından yazılmıştır. Başrollerinde Tarık Akan, Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz yer almaktadır. senaryo kitabı
Sürü
SürüYılmaz Güney · İthaki Yayınları · 2017125 okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Anne Bitlendim....
1980 askerî darbesinin hemen ardından Tarık AKAN Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. Siyasî Şubede başlayan sorgulama, aşağılanmalar, sağcılar, solcular, devrimciler, idamlıklar ve işkencelere tanıklık eder. Ardından Selimiye kışlasında yaşadığı zorlu koğuş günleri, idama gidenlerin öyküleri yer almaktadır. Kitabın bir bölümünde Yılmaz GÜNEY'in yazdığı ve Tarık AKAN'ın başrolünü oynadığı YOL filminin çekim öyküsü yer almaktadır. Anne Kafamda Bit varken derken dönemim zorlu şartlarında nasıl bitlendikleri, hiç kimseye insani muamele yapılmadığı, işkencelerle insanlara neler yapıldığı anlatılarak bir dönemin karanlık yüzünü yaşayan AKAN, uzun zaman sonra aklanıp serbest kalırken o dönemlerde yaşadıklarını kaleme alır...
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20175,8bin okunma
156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.