Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gürültülü şehirlerin bir dilsiz gibi sustuğu, uğultuları yerleri sarsan fabrikaların durduğu, homurdanan trenlerin raylar üstünde taş kesildiği, bütün dünyanın yasa büründüğü bu saatte, küçücük bir topluluk olan bizler de, sesimizi soluğumuzu kesmiş, öğretmenimizle birlikte, kimselerin bilmediği, okulumuz dediğimiz bu soğuk samanlıkta, saygı duruşunda bulunuyor, kendimizi ona en yakın insanlar bilerek, büyük yas acıları içinde Lenin'le vedalaşıyorduk.
Şimdi, Tuna ile Deniz arasında olup da benim görmüş olduğum memleketleri dinleyeceksiniz. Evvela hepsine de Bulgaristan denilen üç memlekette bulundum. Birinci Bulgaristan’a, Macaristan’dan Demirkapı’ya geçilince varılır, başkenti Pudem (Vidin) ismini taşır, ikinci Bulgaristan, başkenti Ternau (Tırnova) olup, Eflâk’ın karşısındadır. Üçüncüsü,
Reklam
Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
“KARANLIĞA OKUNAN EZANLAR” M.NİHAT MALKOÇ Nihat Genç bu ülkenin ciddiye alınması gereken yazarlarından biridir. Onu hâlâ okumayan varsa bilsin ki zarardadır. Bir an evvel onun, birbirinden güzel ve özel kitaplarından edinin ve “vira bismillah” deyip okumaya girişin. Geçen zamanın kaybını
"Bana sunduğunuz süt dolu tas benim imtihanımdı,burada,yanınızda yerimin olmadığına dair bir işaretti,"ikimiz bir ruhuz ve ağzımıza kadar doluyuz"demekti bu,ben de bir gül koparıp yapraklarını bana verdiğiniz süt dolu tasın üstüne döktüm.Bu da şu demekti;"Ben de sizinle aynı yolda yürümeye geldim,"üstelik siz ikiniz bir ruh olmuş olsanız da,mutlaka birine daha yeriniz vardı,bunun için kendimi gül yapraklarına benzettim,gördüğünüz üzere bu yapraklar ağzına kadar su dolu olan tası taşırmadı,bilakis renklendirdi,rayiha verdi sütün duruluğuna." İskender Pala'nın OD'unu okuyanlar ya da Yunus Emre'nin hayatını az çok bilenler de bilir ki bu hikaye aslında Yunus Emre'nindir.Yazar biraz üstünde oynayarak kendi hikayesine uydurmuş.Daha özgün bir hikaye beklerdim...
Sayfa 41
Reklam
İMROZ'DA ALAGEYİK ÇIĞLIĞI bu boşluk sizin mi bayan Lena Dereköy'de taş evin avlusunda dalıp gitmiştiniz, daldığınız kıyılarda bulduk sizi kulaç kulaç ıraklaşırken ada sahillerinden
PİRAYE İÇİN YAZILMIŞ : SAAT 21-22 ŞİİRLERİ Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.