Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tasvire bak!!
Bu sözleri söylerken yüzünün kızardığını, kızartının kulaklarının yanından inip boynundan süzüldükten sonra dekoltesinin içine kadar aktığını gördüm.
Bak bak bak hele :))
Düşünce kapısını kapadım. Hayal kalemini kırdım. Çünkü sen tarif ve tasvire sığmayacak derecede güzelsin. Gene Hafız'dan... :)
Reklam
tasvire bak ;)
Adamın boynu öylesine uzundu ki, başı insanda bir sopanın ucuna geçirilmiş duygusunu uyandırıyordu.
İthafa bak. Muazzam.
Revnak ve safvetini tasvire çalıştığım Ruh-ı güzinin muazzez sahibesine...
Tasvire bak abiii
Oğlanın adı cehalet. Kızınki ise hacet. İkisinden de bütün sülalelerinden de sakın ama en çok da bu oğlandan sakın.
tasvire bak
Deniz yolculuğunda, tekne demir alınca; sen de su taşımak için karaya çıkınca, yolda giderken başka birşey de yapabilir, diyelim, midye toplayabilir ya da kalamar yakalayabilirsin; ama, gözünü sürekli geminin üstünde tutmalı, hep dönüp dönüp bakmalısın, acaba dümenci seni çağırıyor mu diye. Çağırınca da, başka herşeyi hemen olduğu gibi bırakıp koşmalısın, ki tekneye, koyunlar gibi, ayakların bağlı atılmayasın. Yaşamda da böyledir. Epiktetos (Enkheiridion, § 7)
Reklam
Vay be benzetmeye tasvire güzelliğe bak !!!
Adnan, bunu soran tavır ile sivil Nazır’a bakarken iki göz bebeğinden iki çengel sarkıyordu. “?.. ?..” Sivil Nazır’ın gözbebekleri de iki nida işareti gibi uzamıştı. “!.. !..”
Sayfa 365 - oğlakKitabı okudu
Etiketli tanışmalar vardır ya hani çokça havalı cümleler kurma çabasına girilir... Kimlikler serilir ortaya, biraz da alaturka kelimeler... En parlak gözükmenin kıyılarına vurmak için ne kadar hünerli söz varsa cafcaflı parti süsü gibi havada sallanır... Zira, egonun karnı şişecek, aşil topuk altın suyuna bulanacak... Olduğum gibi değil üflediğim balonların arkasından bak bana... Kimliğe yaka iğnesi gibi iliştirilmek istenen sıfatlara ihtiyaç duymadan, mübalağalı tasvire, betimlemeye vurmadan, illa kartvize eklenenler ortaya dökülmeden, illa tanrı- tanrıça elbisesi giymeden, fiyakasız ama çok şahaser olan bir şey var.. Mütevazilik..!!! Çokça sessiz, çokça göğün tavanına değen....
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
27 öğeden 16 ile 27 arasındakiler gösteriliyor.