"Bak! Bu, özgür olduğunu iddia eden kadın. Bu özgür değil, tam tersine sistemin yok ettiği insanlardan biri. Yani sistem zaten böyle insan istiyor. Tüm değerleri yok eden, soysuz ve değersizleştirilen insanı yani. Senin gibi. Yani cinselliği ve aşkı herkesle paylaşıp, bedenine biat eden insanı istiyor kapitalizm. "Tüket! Tüket!' derken boş arayışlara yönlendiriyor ve insan kendini tüketiyor. Oysa aşk böyle midir? Tek ve özeldir, yücedir ve değerlidir, mahremdir, sırdır. Arayışlar boşunadır. Yani insanla hayvanları birbirinden ayıran belleğin uzunluğudur. İnsan yaşadığı anılar üzerinden kişiliğini ve duruşunu sergiler. Bilir misin, insan niye uyuma ihtiyacı duyar, bedenin isteklerinden ruh yorulur, beden isterken ruh acı çeker ve bedensel günahın yorgunluğundan yorulan ruh, uykuya dalar. Beden ve ruh savaş halindedir. Tüm aldatmaların, mutsuzluğun ve yalnızlığın sebebi insanların aşkı tanıyamamalarıdır. Sürekli tüketmeleridir. Bedenlerine bilinçsizce biat etmeleridir. Oysa bedenin bir gün muhakkak çürüyecek olduğunu ve onu aldatacağını düşünmek istemezler ve bilmezler. Oysa ruh, sonsuza kadar kendisiyledir ve ruhsal mutluluğu yakalamaktır asıl olan. Tek kişide yakaladıysan emek harcayıp korumak ve beslemektir asıl olan. Sevgi sevdiğinle paylaşıldıkça büyür, bunun farkına var ve bu uğurda yaşa. Al sana mutluluğun anahtarı."
Sayfa 125 - Puslu yayınevi/ Uzun sakallı adamKitabı okudu
Şenlik ya da yas devrimci bir toplumdaki coşkunun yansımalarıdır. Aydınlanma'ya dayanan devrimci Fransa, şenlikleri kurumlaştırmıştır; Şii İslam adına bir ayaklanma yaşayan İran ise, tersine, İran halk kültüründe şehitlerin yas tutularak yüceltilmesi geleneğinin çok güçlü olması nedeniyle devrimci kaynayışı diri tutmak ve tabanı harekete geçirmek amacıyla sistemli bir biçimde yasa öncelik tanımaktadır.
Sayfa 13
Reklam
Yetkeci kişiliğin yaşama karşı tutumu, bütün dünya görüşü, coşkusal özlemleriyle belirlenir. Yetkeci kişilik, insan özgürlüğünü sınırlayan koşullara bayılır, yazgıya boyun eğmeyi sever. "Yazgı"nın onun için ne anlama geldiği kendi toplumsal konumuna bağlıdır. Bir asker için sevinerek boyun eğdiği üstünün iradesi ya da kaprisi olabilir
64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
KRİTON Doğal felsefe, bilim ve batı felsefesinin temellerini atan, matematikçi ve felsefi diyalog yazarı Platon düşünce tarihinin en önemli filozoflarından biridir kuşkusuz. Felsefede yazılı geleneği başlatmış olması, eserleri günümüze kadar ulaşan ilk filozof olma özelliğini taşımasına olanak sağlamıştır. Kendi görüşlerinin yanı sıra
Kriton
KritonPlaton (Eflatun) · Say Yayınları · 20172,018 okunma
Özgürlük kuramsal usun bütün ideleri arasında, kavramasak bile, önsel olarak bildiğimiz biricik idedir; çünkü özgürlük bildiğimiz ahlak yasasının koşuludur. Tanrı ve ölümsüzlük ideleri ise ahlak yasasının koşulları değil, yalnız bu yasayla belirlenmiş bir istencin zorunlu nesnesinin, daha açığı salt usumuzun pratik kullanımının koşullarıdır.
Sayfa 24 - Say YayinlariKitabı okudu
" Bana, hepimizi mimlediklerini, jandarmaların bizi gözetlediklerini, 1 Mayıs'tan önce bizi deliğe tıkacaklarını söyledi. Karşılık vermedim. Gülüyordum, ama için için kaynamaya başlıyordum. Sonra , akıllı bir çocuk olduğumu söyledi, bu yola sapmamam gerektiğini, tam tersine.. şey yapmamı..." Durdu ,yüzünü sildi , gözlerinde donuk bir şimşek çaktı. Pavel : " Anlıyorum" dedi. " Yasaların hizmetine girmeliymişim." Andrey kolunu uzatıp , sıkılı yumruğunu salladı. "Yasa hizmeti " dedi dişleri arasından. "Alçak herif! Suratıma vursaydı bu kadar ağır gelmezdi bana , belki ona da daha iyi olurdu . Fakat o kokmuş ağzıyla yüreğimin üzerine tükürünce , sabrım taştı ."
Sayfa 134 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Marx, mantığından ötürü değil, ama öncülleri nedeniyle elbette bunu tamamen reddediyordu. Ona göre niceliksel olduğu kadar niteliksel de olan sermaye birikimi süreci, bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri sermayenin lehine ve emeğin aleyhine olacak şekilde özümseyerek, (aslında bir yasa olmayıp bilinen bir gerçeğin ilanından ibaret olan) azalan getiriler yasasını geçersiz kılıyordu. Marx, " insan ırkına yapılmış ağır bir hakaret" olarak gördüğü Malthusçu nüfus yasasını aşağılayarak reddedi yordu. Böylece kapitalizmi, giderek yavaşlayarak sonunda işlemez hale gelecek bir sistem olarak değil, aksine güçlü bir içsel itici güce sahip ve insan emeğinin üretim gücünü muazzam arttırma tarihi misyonunu üstlenmiş bir sistem olarak kavrayabiliyordu. Ne var ki bu, kapitalizmin otomatik kontrollere ve dengeleyicilere sahip uyumlu bir sistem olduğu anlamına gelmez. Tam tersine; doğasına içkin, ne ortadan kaldırabileceği ne de denetim altına alabileceği çelişkilerle dolu bir sistemdir. Marx, kar oranının azalma eğilimi yasasını, bu çelişkilerin şiddetlenip kaçınılamaz hale gelmesinin son derece önemli bir göstergesi olarak görüyordu.
Geceye Direnmeme
başlangıçta, ışığa doğru ilerlediğimizi sanırız; sonra o hedefsiz yürüyüşten yorulur ve kendimizi yere bırakırız. gitgide yumuşayan toprak artık bizi taşımaz, açılır. güneşli bir sona götüren bir güzergâhı boş yere izlemeye uğraşsak da içimizde ve altımızda koyu karanlıklar genleşir. kaymamız sırasında bizi aydınlatacak hiçbir pırıltı olmaz.
Sayfa 44 - metis
_İslamı anlamak için islamın hakim olduğu yerlere ve hakim olmadığı yerlere bakmak yeterlidir. Kendinden olmayanı ezmek ve yok etmek üzerine kurulu siyasal islamın, modern dünyaya entegre olması imkansız. İslamın, insanlığa katkısı nedir? Modern bir insan neden müslüman olmalıdır? _Türkler, İranlılar'ın ve Araplar'ın asla yapmadıkları
_Leviathan, her şeye egemen olan Devlet, büyük bir Ejderha, ölümlü bir Tanrı’dır. Leviathan, tüm bireylerin bedenselleşmiş biçimidir ama yapay bir bedendir. Devlet’in var olma amacı Güvenlik ve Barış’tır. Savaş gelmeden büyük bir Canavar yaratılır ve kanatları altına sığınılır. Bu büyük Leviathan‘ın doğması demektir. Herkes hemfikir olduğunda
1.000 öğeden 841 ile 850 arasındakiler gösteriliyor.