Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kibirden Tevbeye...
Kibriya şanına mahsustur kibir Kullara kibri yar olmaz efendim Büyüklenmekle netsin abd-i sağir Kibirli bahtiyar olmaz efendim Dudak aşınmaz denir el öpmekle Hep öne çıkma az geride bekle Hata ettinse özrüne özr'ekle Özürsüz hiç kul var olmaz efendim Say senden büyük ve yaşlı olanı Affet saçını başını yolanı Isırsa, insan ısırmaz yılanı Fıtratı kula ar olmaz efendim Âteşbâz gel nasuh tevbe edelim Kibri bırakıp, olup akl-ı selim Üstündedir dedi bey'atta elim Şah'ı bilen ağyar olmaz efendim
Nasûh Tevbe
İnsan hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’an-ı Kerim'de, “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki, istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar." (Nisa, 4/48, 116) Buyurarak, hangi günah olursa olsun affedebileceğini
Reklam
Nasuh Tövbe!..
~•~ “...şartlarına uygun olarak günahlarından sidk ile tevbe eden kimse, o günahı hiç işlememiş gibi Cenab-ı Hakk'ın mağfiretine (bağışlamasına) mazhar olur. Allah'tan (celle celaluhu) başka da günahları bağışlayacak yoktur, günahları bağışlayan, kusurları ayıpları örten ancak Allah Teâlâ'dır.” ~•~
Tevbe edin, Cenâb-ı Hakk’ın yoluna gelin, girin; bu güzel günlerin hayrından, feyzinden istifade edin!.. Bundan sonraki ömürüz ayrı bir ömür olsun... Bundan sonraki ömrünüz güzel ayrı bir ömür olsun... Milattan önce, milattan sonra dedikleri gibi, benim ıslâh olmamdan önce, ıslâh olmamdan sonraki ömrüm diye... “Eski Said, Yeni Said” diyordu Said-i Nursî. “Ben eski Said bir zamanlar şöyle yapardım!” diye, şimdiki yeni Said onu tenkit ediyor yâni. Onun için, Cenâb-ı Hakk’a hakîkî, nasuh bir tevbe ile dönün!.. Cenâb-ı Hakk’a kulluk edin!.. Allah-u Teàlâ Hazretleri tevfîkini cümlemize refîk eylesin... İki cihan saadetine nâil olacak bir yola girmenizi ve o yolda çalışmanızı nasib eylesin...
Kul, hayattayken altı şeyle kötülükleri ve günahları affolunur. Tevbe-i nasuh(bir daha bozmamak üzere edilen tevbe) ile, istiğfar ile, iyilikler ile, keffaret olan musibetler ile, meleklerin istiğfarı ile, mü'minlerin duası ile.
Ey rabbimiz Sen affedicisin, affı seversin, bizi ve bütün inanları affeyle. Hatayla işlemiş olduğumuz bütün günahları affeyle. Bize rahmetinle, şerefinle, bereketinle muamele eyle. Bize kereminle, ihsanınla, fazlınla ikram eyle. Bizi bağışlayarak bize merhamet eyle. Bize nasuh bir tevbe ve hidayet ihsan eyle. Tevbemizi kabul edip bizi mağfiret eyle. Bizi kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle. Bize daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyelim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyelim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayalım ya Rabbi. Bizi, son nefesimizde, iman ile İslam ile Kur’an ile, göçenlerden eyle. Kelime-i şehadeti söyleyerek ruhlarını teslim edenlerden eyle. HAYIRLI HUZURLU SABAHLAR DİLİYORUM
Reklam
Ey iman etmiş olan kimseler! Allâh'a nasuh bir tevbe ile tevbe edin! Ola ki Rabbiniz kötü işlerinizi sizden tamamen siler ve o Peygamberi ve onunla birlikte îmân etmiş bulunanları Allâh'ın rezil etmeyeceği bir günde sizi (köşklerinin ve ağaçlarının) altlarından sürekli ırmaklar akmakta bulunan pek kıymetli cennetlere girdirir. (Sırât'ı geçerlerken) onların nuru önlerinde ve sağlarında (kendilerinden önce) koşacaktır. Onlar (münâfıkların nûrunun söndüğünü görünce): "Ey Rabbimiz! Bizim için nûrumuzu tamamla ve bizim için (günahlarımızı) bağışlamada bulun. Şüphesiz ki ancak Sen her şeye (hakkıyla gücü yeten bir) Kadîr'sin" diyeceklerdir.
Tahrîm sûresi-8
• Günahın tevbesi,onu bırakıp bir daha ona dönmemektir. • Tevbe-i Nasuh,günah senden sadır olduğu zaman ona karşı hemen pişmanlık duyman,içinde Allah'tan, mağfiret dilemen sonra da ona bir daha katiyen avdet etmemendir.
Yâ Rabbi öyle bir iman ver ki...
Eûzü billâhimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm! Elhamdulillahi Rabbil Alemîn. Vesselâtü vesselamu alâ Resûlina Muhammediv ve alâ âlîhî ve sahbihî ecmaîn! Yâ Rabbi öyle bir iman ver ki... Başımı vereyim; imanımı vermeyeyim! Canımı vereyim; namazımı, orucumu, zekâtımı ve haccımı vermeyeyim! Yâ Rabbi öyle bir hidayet ver
Nasuh tevbe nasıl olur? Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: "Samimi tevbe, sağılan sütün memeye geri dönmediği gibi, tevbe eden kimsenin de günahlara dönmemesidir." (Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'ân, 18/182; Suyuti, ed-Dürrü'l- Mensûr, 8/227)
Reklam
Nefs-i Emmâre'nin Sıfatları a. Küfür Nefs-i emmârenin sıfatlarından birincisidir. Dinsizliktir, gavurluktur, imansızlıktır. Dünyası da cehennem, âhireti de cehennemdir. Insanların insanlığına, müslümanların da müslümanlığına mani olan en büyük âfet küfürdür. İster kelime-i küfür olsun, ister kâfirlerin küfrü gibi olsun... Kelime-i küfrü söyleyen insan eğer müslüman ve evli bir kimse ise nikahı derhal batıl olur, hacca gittiyse haccı da batıl olur; yeniden tevbe-i nasuh ile tevbe edip imanını tazelemesi, nikahını yenilemesi, eğer hacı ise bir daha hacca gitmesi gerekir. Eğer küfür hali üzere -maazallah- ölürse ahiretteki yeri ebediyen cehennemdir. Hakk'ın cemâlini de görmekten mahrum kalır . . . İmansıza kâfir denmesinin sebebi Hakk'ı setredip sakladığı içindir. Bu küfür de dört nevi üzeredir: Birincisi; küfr-i inkârîdir ki aslâ Cenâb-ı Hakk'ı bilmeyip ikrar ve onun varlığını itiraf eylememekten ibarettir. İkincisi; küfr-i mücerredîdir ki Allahu Teâlâ'y bilmek veläkin lisaniyle ikrar eylememekten ibarettir. İblis'in küfrü gibi. Üçüncüsü; küfr-i inadidir ki kalbiyle bilir, lisaniyle de ikrar eder de hasedinden nâşi dîn-i İslâm'a mütedeyyin olmamasından ibarettir. Ebû Cehil'in küfrü gibi. Dördüncüsü; küfr-i nifâkîdir ki lisaniyle ikrar edip kalbiyle inanmamaktır. Übeyy İbni Selül'ün küfrü gibi.
Nasihat kabûl eyledim kendime
"Karşılaştığın bir insan senden yaşça büyükse ona hürmet et çünkü onun senden çok sevabı vardır. Senden yaşça küçükse ona hürmetle yaklaş çünkü senden daha az günah işlemiştir. Senden daha çok biliyorsa, hâli hâl değilse bile ona ihtiram(4) göster çünkü Allah, o bildiğinin hatırına bir gün onunla amel ettirir, onu kurtarır. Ama sen bilmeyenlerdensin, hâlin ne olacak? Senden az bileni gördüysen ona da şefkatle, muhabbetle yaklaş çünkü o bilmiyordu da yapmadı. Sen ise bildiğinle amel edemeyen bir kimsesin. Ola ki bilmediği için onu bağışlarlar da sana bildiğin hâlde amel etmediğinin hesabını soruverirler. Senden daha günahkar birini gördüğün vakit ona hürmetle yaklaş çünkü günah kötüdür, günahkâr değil. Belki Mevla ona öyle bir tevbe-i nasuh nasip eder ki son nefeste iman-ı kâmille gider. Belki sen de asla yapmam dediğin şeyleri yaparsın da son nefeste -Allah muhafaza imansız alıp başını gidiverirsin bu dünyadan."
Estağfirullah el azîm...
Vayy olsun hor görenin haline, Allah hifz eylesin önyargılardan
Senden daha günahkar birini gördüğün vakit ona hürmetle yaklaş çünkü günah kötüdür, günahkâr değil. Belki Mevla ona öyle bir tevbe-i nasuh(5) nasip eder ki son nefeste iman-ı kâmille gider. Belki sen de asla yapmam dediğin şeyleri yaparsın da son nefeste -Allah muhafaza-imansız alıp başını gidiverirsin bu dünyadan."
Sayfa 79 - PdfKitabı okudu
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.