Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığında kalpleri ürpertiyle titrer, O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.
Çünki insan, Cenab-ı Hakk'ı tanımazsa ve Ona tevekkül etmezse, o vakit insan, gayet derecede âciz ve zaîf, nihayet derecede muhtaç, fakir, hadsiz musibetlere maruz, elemli, kederli bir fâni hayvan hükmünde olup, bütün sevdiği ve alâka peyda ettiği bütün eşyadan mütemadiyen firak elemini çeke çeke, nihayette, bâki kalan bütün ahbabını bir firak-ı elîm içinde bırakıp, kabrin zulümatına yalnız olarak gider. Hem müddet-i hayatında gayet cüz'î bir ihtiyar ve küçük bir iktidar ve kısacık bir hayat ve az bir ömür ve sönük bir fikir ile nihayetsiz elemler ile ve emeller ile faydasız çarpışır ve hadsiz arzuların ve makasıdın tahsiline, semeresiz boşu boşuna çalışır. Hem kendi vücudunu yükleyemediği halde, koca dünya yükünü bîçare beline ve kafasına yüklenir. Daha cehenneme gitmeden cehennem azabını çeker. İman ve Küfür Müv.
Reklam
Bu yüzden, tevekkül sahibi olan bir kimse, kendisi için takdir edilmiş olan şeylerin, bütün dünya ehlinin karşı çıkmasına ve muhâlefet etmesine rağmen, kendisine ulaşacağına, takdir edilmemiş olan şeylerin de bütün dünya ehlinin yardım ve desteğine rağmen, eline geçmeyeceğine yakîn derecesinde (kesin bir şekilde) inanır ve bu inancın verdiği güven, rahatlık ve huzuru duyar.
Bil ki, tevekkül, Allah teâlâ'nın va'dettiği şeylerin kesinlikle gerçekleşeceğine inanmak ve bu konuda güven duymaktır. Tevekküldeki bu inanç ve güven o kadar kuvvetlidirler ki, o şeylerin gerçekleşmeyeceği ihtimalini öne çıkaran muhalif hadiseler ve sebepler ne kadar çok ve ürkütücü de olsalar, onlar hiç sarsılmazlar.
8/Enfâl Sûresi
2. Gerçekten Mü'minler o kimselerdir ki: Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir, onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda bu imanlarını artırır ve yalnızca Rabb'lerine tevekkül ederler. 3. Onlar, salatı ikame eden ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edenlerdir. 4. İşte onlar gerçek mü'minlerdir. Onlar için Rabb'leri katında dereceler, bağışlanma ve kerim bir rızık vardır.
Tevekkül, Allah’ın “Kâdir” ismine güvenmektir.
Sayfa 13
Reklam
Başarıya ulaştıran Allah tır.Kendisinden yardım dilenecek ve kendisine tevekkül edilecek olan da O dur.
İnsan zaîftir, belaları çok. Fakirdir, ihtiyacı pek ziyade. Âcizdir, hayat yükü pek ağır. Eğer Kadîr-i Zülcelal'e dayanıp tevekkül etmezse ve itimad edip teslim olmazsa, vicdanı daim azab içinde kalır. Semeresiz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar. Ya sarhoş veya canavar eder.
Canım Efendim
✓"Size, kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona pek ağır gelir. O size çok düşkün, mü'minlere çok şefkatli, çok merhametlidir. Ey Peygamber, eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de Odur." (Tevbe Sûresi, 9:128-129. ) ✓ "De ki: Vazifem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istediğim, ancak akrabaya sevgi ve Ehl-i Beytime muhabbettir." (Şûrâ Sûresi, 42:23.)
Yıkılır mı bir gülün yaprağına tevekkül Neye vuralım şimdi kendimizi bilmeyiz Kuruyan çiçeklere yağmur yağsa ne çâre Hangi kapıdan çıkıp yürüyelim güneşe
Reklam
Ancak doktorların bilmedikleri, hesapladıkları şeylerden çok ama çok büyük olan bir etmen vardı ki o da; Rablerine huşûyla dua eden ve bütün işlerinde O'na tevekkül eden ve Filistinli annelerin burada, Hazreti Muhammed Aleyhisselâmın miraca çıktığı Mescid-i Aksâ'daki duaları...
2. Mü’minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. (Enfâl, 8/2)
Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmettir…
İşlerini Allah’a havale eden ve O’nun çizdiği kadere razı olan kimse, Allah’ın kendisi için takdir ettiği durumdan başkasını temenni etmeyecektir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.