Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lilith
Çoğu kişinin isminden etkilenip kullanıcı adı olarak kullandığı , yarısından çoğunun ne olduğunu bilmediği hikayemizde bugün Lilith hanımefendi var. Kim ulan bu Lilith diye kısaca bir araştırma yaptım ( hiç yaşıma başıma da bakmıyorum eşek kadar adamım nelerle uğraşıyorum görüyor musunuz a dostlar :d ) Lafı çok uzatmadan bilgiselimiz başlasın..
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Reklam
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Ölürsem Şehit, kalırsam Gaziyim diyen
2232 Yıllık Şanlı bir Orduya güç yetiremezsiniz. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Bu vatan toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
#199181248 Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Üstünüz Ümitvarız İman emniyettir, güvendir ve elbette ümittir. İslâm ise selamdır, selamettir, teslimiyettir. Allah’a teslim olan ümidini kaybetmez. Müslüman beyniyle, kalbiyle, ruhuyla, bedeniyle Âlemlerin Rabbi’ne teslim olur. Bu teslimiyette hem dünya hem ahiret için büyük nailiyetler, lütuflar vardır. Bu teslimiyet öyle bir tılsımdır ki
Bir Massai yerlisi şöyle diyor: “Eskiden yağmurun ne zaman yağacağını havayı koklayarak anlardık, şimdi bilemiyoruz. Her şey birbirine karıştı. Bir gün sel, öteki gün yangın, daha sonra kuraklık. Ne oluyor?” Ne olacak, Cenab-ı Hakk’ın yarattığı her mahlûk “Hududullah”a uyar, ancak insan müstesna. Bu yüzden imtihana tabi olan odur. Dünyanın
Sabahattin Ali, aşka aşık bir adamdı. Aşık olmak onun için sanki gündelik bir alışkanlık gibiydi. Hatta şöyle yazmıştı bir mektubunda Ayşe Sıtkı’ya “Sebebi basit, benim her zamanki hastalığım: Yine âşıkım. Ah Ayşe, vallahi artık ben de şaşırdım, 15-16 yaşımdan beri şöyle bir haftacık olsun âşık olmadan durduğumu hatırlamıyorum.” Kimler yoktu ki
Reklam
_Psikolojik Harp_ İkna, Hipnoz, Büyü, Algı...
_Psikolojik harp, dünyanın en güçlü silahıdır. İnsan zihnini biçimlendirme sanatıdır. Aldatmadır, hiledir, düşünceleri manipüle etmek ve zehirlemektir. Düşmanı suya götürüp susuz getirmektir. Var olmayanı varmış gibi göstermek, var olanın zihinlerde reddedilmesini sağlamaktır. Başkalarının etkisi altında oldukları halde kendi iradeleriyle hareket
Can sıkıntısı...
- "Anadolu'dan gelip şehirde üniversite okuyan her gencin rüyasıdır karlı dağdaki kulübe. Elbet bir gün oraya gidilecek; doğayla, kitapla, şiirle ve hepsinin sahibiyle başbaşa, huzur dolu muhteşem bir yaşam sürülecektir. Bu hayali kuranların kafasında bundan sonrasıyla ilgili şablon aynıdır: Ama orada yaşamayacaksın. Şehre dönmek şart. Neden şart? Çünkü şehir hayattır, medeniyettir, kültür, sanat, edebiyat, tarih, her şey orada. Peki bu kadar önemli olan, bu derece candan yaşamak istediğimiz şehir neden bize huzur vermez? Neden gençlerimizin en önemli derdi yalnızlık ve can sıkıntısı? Ha bu arada söyleyeyim, can sıkıntısı denen şey şehir insanına mahsus bir derttir. Çok da önemli bir sıkıntıdır, çünkü bazen sonu intiharla sonuçlanacak süreçler başlatabilir insan hayatında. Şöyle bir ikilemimiz var; kasabada ya da köyde insanın canı neden sıkılır? Yapacak bir şey bulamadığı içindir sıkıntısı. Uğraşacak meşgalesi kalmamıştır da ondan. Peki şehirdeki insanın canı niye sıkılır? Çünkü onun önünde o kadar seçenek vardır ki yaşamak için, bunlardan hangisini yaşaması gerektiğine bazen karar veremez, bazen hiçbiri çekici gelmez. Nefis hepsini yaşamak ister, bütün zevkleri tatmak, dünyanın bütün nimetlerinden faydalanmak... Ne ki sınırlı bir varlık olan insanın bütün bunları yapmaya ne zamanı, ne kudreti, ne de imkânı vardır. O zaman başlar sıkıntı. Tıpkı evlenmek için kız arayan şehrin zavallı erkekleri gibi..." (Ekrem Özdemir, Zavallı Şehir İnsanı! Şehir ve Medeniyet Dergisi, Ekim 2009)
Kitab-ı Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan
Türk edebiyatı tarihinin büyük âlimi Prof. Dr. Fuat Köprülü'nün, derslerinde söylediği bir söz vardır: "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar." Dede Korkut Kitabı'nın değerini ifade etmek için bundan daha güzel bir söz bulmak mümkün değildir. Gerçekten
Bir Zamanlar ve Her Zaman Taşra
Nuri Bilge Ceylan, Bir Zamanlar Anadolu’da filminde sıradan ve basit gibi görünen bir cinayet üzerinden Anadolunun karanlığını deşmektedir. Filmde bu karanlık bir cesedin bütün bir gece boyu aranması; nihayet sabaha doğru bulunması ve çıkarılıp otopsi için hastaneye götürülmesi sürecinde Anadolulu ya da Anadolu’ya mahkum olmuş karakterler
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.