Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevski'deki darlığın ve kapalılığın, o dönemin Rusya'sının yaşantısının bir özelliği olduğu söylenemez. Şunu söylemek ilginçtir: Dostoyevski'nin çocukluğunun geçtiği Moskova, aynı zamanda Puşkin'in ve Griboedov'un da Moskovasıydı; doktorun ailesinin sıkıcı ve kapalı yaşantılarını sürdürdükleri hastane ekinin çevresinde, aristokratların ve toprak sahiplerinin umursamaz bir lüks içinde yaşadıkları renkli, müsrif bir dünya, İngiliz kulübünde ihtişamlı ziyaretlerin verildiği Moskova vardı. Toplumun iki tabakasının değil, tarihin iki anının, geçmişin ve şimdinin biraradalığıydı bu. Dostoyevski'nin çağdaşlarının - Turgenyev, Goncharov, Saltykov ve hatta kendisinden yedi yaş küçük olan Tolstoy'un kökleri mutlaka ki geçmişteydi; artık bizim görüşümüzün altında kalan o aristokrasinin ve sertliğin dünyasına aittiler. Çehov'dan önceki bütün ondokuzuncu yüzyıl büyük yazarları arasında yalnız Dostoyevski bütünüyle moderndir.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Aile” ya tüm acıların kaynağı ya da sağlıklı bir toplumun temeli olarak tanımlanır.
butik yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: ister kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır.
Piçlerin çocukları olmaz. Çünkü onlar kökleri çok derinlerde olan aile ağaçlarının en yukarıdaki yalnız dallarıdır. Ki o dallar yalnızlıktan kurur. İçinde yaşadıkları toplumun önlerinde saygıyla eğildiği soyadlarının sona erdiği nokta piçlerdir
Sayfa 38 - Doğan Kitap
Ana babanın yolunu izlemek çok kolaydır, öğretmenlerinin yolunu izlemek çok kolaydır, toplumun yolunu izlemek çok kolaydır, baş eğmek çok kolaydır - isyan etmek, yalnız kalmak ise çok zordur. Ama ancak bu şekilde gelişirsin. Bitirirken sana küçük bir anektod aktarayım: Bir zamanlar kötü geçen bir hasattan sonra şikayet eden bir çiftçi vardı:
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir sınıf sadece milli gelirin dağılımı içindeki yeri ile değil, ancak ekonominin genel yapısı ve toplumun ekonomik temellerindeki bağımsız kökleriyle tanımlanır. Her sınıf (feodal soyluluk, köylülük, küçük burjuvazi, kapitalist burjuvazi ve proletarya) kendi özel mülkiyet biçimini geliştirir. Bürokrasi bütün bu toplumsal özelliklerden yoksundur, üretim ve dağıtım sürecinde bağımsız bir konumu yoktur. Mülkiyetinin bağımsız kökleri yoktur. İşlevleri, temelde, sınıf egemenliğinin politik tekniğine ilişkindir. Bürokrasinin varlığı, biçimlerindeki çeşitliliğe ve özgül ağırlığındaki farklara rağmen, her sınıf rejiminin özelliğidir. Gücü, yansımış bir nitelik taşır. Bürokrasi hakim iktisadi sınıfa kopmaz bir biçimde bağlıdır ve onun toplumsal kökleriyle beslenerek, onunla birlikte varolur ve onunla birlikte devrilir.
Sayfa 23 - Bürokrasi ve Yönetici SınıfKitabı okudu
Reklam
"El âlem ne der"
Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: İster kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır; bu etkiyi, "El âlem buna ne der?" sorusuna korkakça ve kölece dikkat etmekten, Virginius'un hançerinin, kendi kızının kalbine saplandığı noktaya kadar ya da insanın, ününün sürmesi uğruna, huzurunu, zenginliğini ve sağlığını, hatta ve hatta yaşamını feda etmeye yönelttiği noktaya kadar izleyebiliriz.
Toplumun Kökleri
Çünkü İslamiyet kuru bir gelenekçilik değil, bir inanç - düşünce - davranış bütünlüğüdür.
Sayfa 100 - Tam İstiklâl Yayıncılık Ortaklığı
Doğuştan toprağın adamıydı, yeryüzü hayatının huzurunu seven biriydi; toprağa bağlı bir toplumda geçecek, sade ve güven dolu bir ömre uygun bir insan; kökleri gereği yerleşip kalmasına izin verilmiş, dahası yerleşmeye zorlanmış biri; aynı zamanda da, daha yüce bir kader gereği, yurdundan ne kopabilmiş ne de orada kalabilmiş biri; bu kader, onu ötelere, toplumun dışına sürüklemiş, kalabalıklar içersinde düşünülebilecek en çıplak, en kötü, en vahşi yalnızlığın içine atmıştı; onu kökeninin yalınlığından koparmış, uçsuz bucaksızlığa, gittikçe büyüyen bir çeşitliliğe doğru kovalamıştı; böylece büyüyen, sınırsızlığa açılan, sadece gerçek hayat ile arasındaki uzaklık olmuştu; evet, gerçekten de yalnızca bu uzaklıktı büyüyen..
Sayfa 27 - İthakiKitabı okudu
Revizyonizm
Sınıf kökleri var oldukça revizyonizm her zaman ciddi bir teh­like olarak var olacaktır. Ve biz, revizyonizmle, sınıfsız topluma dek, iç içe, yan yana olacağız ve onun maddi köklerini, yani ulusal ve uluslararası plandaki köklerini kurutmak için mücadele edece­ğiz. Revizyonizme karşı mücadele, sınıfsız toplumun inşasına dek sürecektir. Revizyonizm, türlü kılık ve görünümlerde, geriye dönü­şün teorilerini tezgahlamaktadır ve kendisini Marksist-Leninist ge­nel doğrularla gizlemeye çalışmaktadır. Her türlü sapmanın kayna­ğı revizyonizmdir.
Reklam
Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: İster kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır; bu etkiyi " El alem ne der?" sorusuna korkakça ve kölece dikkat etmekten, Virginius'un hançerinin, kendi kızının kalbine saplandığı noktaya kadar ya da insanın, ününün sürmesi uğruna, huzurunu, zenginliğini ve sağlığını, hatta ve hatta yaşamını feda etmeye yönelttiği noktaya kadar izleyebiliriz.
Başkalarının görüşüne had­dinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntu­dur: İster kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de top­lumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her du­rumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bü­tünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır.
Sayfa 54 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları pdf
"Merakların özgürce tat­min edilmesini engelleyen toplumun, geleceğe bırakacak çok şeyi olmayacaktır."
"Bilim, ahlak açısından tarafsızdır. Ama toplu­mun bilgiyi kullanışı, ahlak açısından çok ender olarak tarafsızdır; çünkü bilgi güç kaynağıdır ve hem iyiyi hem de kötüyü yapmak için güçlü olma isteği, insanlığı başlangıcından beri şiddetle sar­mıştır."
Piçlerin çocukları olmaz .Çünkü onlar kökleri çok derinlerde olan aile ağaçlarının en yukarıdaki yalnız dallarıdır .Ki o dallar yalnızlıktan kurur .İçinde yaşadıkları toplumun önlerinde saygıyla eğildiği soyadlarının sona erdiği nokta piçlerdir.
Sayfa 43 - Doğan Kitap -25.baskıKitabı okudu
233 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.