Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elitizmin çürüyüp kokuşan saçak kökleri..
Devlet yöneticilerini ve içerisinde yaşadığı toplumun insanını aşağılayarak, kendisini sözde elit sınıfın mensubu olarak gören insancıklar. Lütfen sakin olun. Demoktaisden, insan haklarından, adaletten, sevgi ve saygıdan, huzurlu bir hayattan dem vurarak geldiğiniz bu günlerde; görmekteyiz ki dilinizden ve zihninizden sarf ettiğiniz gayrı ahlâkî ve gayrı insani söz ve fiilleriniz sizi yürüdüğünüz çizginin dışına çıkartmakta. Sizler ilkeli, elit, saygın ve hatta akil vb. insanlar olarak kendinizi pazarlıyor iken bu haliniz nicedir? İnanılan doğruların yanlışlanabiliyor olduğunu görmek şüphesiz her insanın canını yakabilir. Fakat akıllı, ilkeli, elit bir çizgide hayatını sürdüren insan, canı yandığı zaman öfkesini başka insanlardan almaya çalışabilir mi? Kendini bunda hak sahibi görebilir mi? Hani insanlık? Hani insan hakları? Hani demokrasi? Hani nerede o böğrünüze sapladığınız 6 ok? Yazık ki ne yazık.. Acziyetin de bir ilkesi olmalı değil mi?
"Piçlerin çocukları olmaz. Çünkü onlar kökleri çok derinlerde olan aile ağaçlarının en yukarıdaki yalnız dallarıdır. Ki o dallar yalnızlıktan kurur. İçinde yaşadıkları toplumun önlerinde saygıyla eğildiği soyadlarının sona erdiği nokta piçlerdir."
Sayfa 43 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: ister kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır.
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
YAZIYOR YAZIYOR ÜLKENİN MAKUS TALİHİNİ YAZIYOR
PRANGA Biat, mutluluktur 21 Ocak 2021 Perşembe Fiyatı: 1 lira
100 Soruda Türk Basın Tarihi
100 Soruda Türk Basın TarihiHıfzı Topuz · Gerçek Yayınevi · 197316 okunma
Dostoyevski'deki darlığın ve kapalılığın, o dönemin Rusya'sının yaşantısının bir özelliği olduğu söylenemez. Şunu söylemek ilginçtir: Dostoyevski'nin çocukluğunun geçtiği Moskova, aynı zamanda Puşkin'in ve Griboedov'un da Moskovasıydı; doktorun ailesinin sıkıcı ve kapalı yaşantılarını sürdürdükleri hastane ekinin çevresinde, aristokratların ve toprak sahiplerinin umursamaz bir lüks içinde yaşadıkları renkli, müsrif bir dünya, İngiliz kulübünde ihtişamlı ziyaretlerin verildiği Moskova vardı. Toplumun iki tabakasının değil, tarihin iki anının, geçmişin ve şimdinin biraradalığıydı bu. Dostoyevski'nin çağdaşlarının - Turgenyev, Goncharov, Saltykov ve hatta kendisinden yedi yaş küçük olan Tolstoy'un kökleri mutlaka ki geçmişteydi; artık bizim görüşümüzün altında kalan o aristokrasinin ve sertliğin dünyasına aittiler. Çehov'dan önceki bütün ondokuzuncu yüzyıl büyük yazarları arasında yalnız Dostoyevski bütünüyle moderndir.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Piçlerin çocukları olmaz. Çünkü onlar kökleri çok derinlerde olan aile ağaçlarının en yukarıdaki yalnız dallarıdır. Ki o dallar yalnızlıktan kurur. İçinde yaşadıkları toplumun önlerinde saygıyla eğildiği soyadlarının sona erdiği nokta piçlerdir
Sayfa 38 - Doğan Kitap
Reklam
189 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Emre Kongar’ın “Kızlarıma Mektuplar” dan sonra okuduğum ikinci kitabı oldu, “Atatürk Üzerine”. Tarih ve siyasetin karması bir kitap olmuş bana göre. Öğrendiğim, yeri geldiğinde öfkelendiğim yeri geldiğinde şaşırdığım; birçok tarihsel gerçeğin anlatıldığı bir yapıt. Mustafa Kemal Atatürk’ün ve başarılarının ekonomi, siyaset, kültür, din, toplum,..
Atatürk Üzerine
Atatürk ÜzerineEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 201645 okunma
Ana babanın yolunu izlemek çok kolaydır, öğretmenlerinin yolunu izlemek çok kolaydır, toplumun yolunu izlemek çok kolaydır, baş eğmek çok kolaydır - isyan etmek, yalnız kalmak ise çok zordur. Ama ancak bu şekilde gelişirsin. Bitirirken sana küçük bir anektod aktarayım: Bir zamanlar kötü geçen bir hasattan sonra şikayet eden bir çiftçi vardı:
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir sınıf sadece milli gelirin dağılımı içindeki yeri ile değil, ancak ekonominin genel yapısı ve toplumun ekonomik temellerindeki bağımsız kökleriyle tanımlanır. Her sınıf (feodal soyluluk, köylülük, küçük burjuvazi, kapitalist burjuvazi ve proletarya) kendi özel mülkiyet biçimini geliştirir. Bürokrasi bütün bu toplumsal özelliklerden yoksundur, üretim ve dağıtım sürecinde bağımsız bir konumu yoktur. Mülkiyetinin bağımsız kökleri yoktur. İşlevleri, temelde, sınıf egemenliğinin politik tekniğine ilişkindir. Bürokrasinin varlığı, biçimlerindeki çeşitliliğe ve özgül ağırlığındaki farklara rağmen, her sınıf rejiminin özelliğidir. Gücü, yansımış bir nitelik taşır. Bürokrasi hakim iktisadi sınıfa kopmaz bir biçimde bağlıdır ve onun toplumsal kökleriyle beslenerek, onunla birlikte varolur ve onunla birlikte devrilir.
Sayfa 23 - Bürokrasi ve Yönetici SınıfKitabı okudu
"El âlem ne der"
Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: İster kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır; bu etkiyi, "El âlem buna ne der?" sorusuna korkakça ve kölece dikkat etmekten, Virginius'un hançerinin, kendi kızının kalbine saplandığı noktaya kadar ya da insanın, ününün sürmesi uğruna, huzurunu, zenginliğini ve sağlığını, hatta ve hatta yaşamını feda etmeye yönelttiği noktaya kadar izleyebiliriz.
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
58 günde okudu
İnce elek.
Tolstoy'un öykülerinde kullandığı yalın, akıcı ve anlaşılır üslubunu çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım. Bu kitaptaki öykülerin hepsi, insanın ve ait olduğu toplumun kökleri ve yapı taşlarıyla, insan nedir, insan ne ile beslenir(ruhani anlamda), insanı güçlü tutan şey nedir soruları ve cevaplarıyla dolu. Öykülerin hepsi çok güzel; ama benim en çok beğendiğim öykü "İnsana Çok Toprak Gerekir Mi?" oldu... Beni öyle çok etkiledi ki. Bu denli etkilenmemde ait olduğum çağ ve içinde yaşadığım topluma hikayedeki Pahom'un hırsını çok benzetim. Benzerlikten de öte Tolstoy, Pahom karakterine resmen 21. Yy. insanını almış koymuş. Günümüz insanında da bu öyküdeki gibi hep bir hırs, uhrevi bir açlık, hep bir elindekiyle yetinmeme, hep daha fazlası olsun, daha iyisi olsun, daha çok olsun. Bu ne hırs yahu. Mümkün olsaydı bu hikayeyi yeryüzündeki evlerin duvarlarına asmak isterdim. Bunu düşündüm, insanlar bu hikayeden ibret almalı. Toprak hırsıyla, mal hırsıyla yaşayan bir adamın, uzun vadede senelerin sonunda, kısa vadede de günün sonunda 3 arşın toprağa sığıvermiş olması... Düşündürücü. Herkes okusun. Herkes okumalı fikrimce.
İnsan Ne ile Yaşar?
İnsan Ne ile Yaşar?Lev Tolstoy · Bilgi Yayınevi · 2018191,5bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Prens kitabı üzerinde ki felsefi yorumlarım:
Dikkat spoiler içerir! Kitap hakkında felsefi olduğunu düşündüğüm cümleler ve benim yorumlarım: 1.Bölüm: Felsefi mesaj içeren cümle:"Eserimi yetişkinlere gösterdikten sonra onları korkutup korkutmadığını sordum. Verdikleri cevap: "Şapka resminden neden korkacakmışım oldu . "Oysaki resmim şapka değil, yuttuğu fili sindirmekte olan
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,9bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yunan mitolojisi efsanelerine yer verilen bir kitap. Mitolojiye merakı olanlar için güzel bir kitap. Domuz eti yemek Sümer mitolojisinden gelen bir söylence üzerine ilk olarak Samilerde yasaklanmış, oradan da başka toplum ve dinlere geçerek günümüze kadar gelmiştir. Anadolu Efsaneleri kitabında, Anadolu Tanrıçası Kybele’nin adının Hübel’e
Anadolu Efsaneleri
Anadolu EfsaneleriHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 2018742 okunma
347 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.