Vakit durmaz ki! Ama boş yere geçirmiyoruz vaktimizi. Önemli olan da budur. S.29
Sayfa 29 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
Sen kadınsın,sen her şeyin üstündesin,daha bilgesin.
Sayfa 138
Reklam
Yeryüzünde yürüyen ve soluk alan yaratıklar arasında insandan daha güçsüz bir yaratık beslemez toprak ana.
Savaş kanlı çizmeleriyle insanları kırk yıl çiğneyip ezebilir, onları öldürebilir, her şeyi yakıp yıkabilirdi ama insan denen varlığa baş eğdiremez, değerini düşürüp onu gerçek anlamda mağlup edemezdi.
Ölünün gelecek hayatında daha mutlu yaşayacağına inanılan bazı Hind-Avrupa kavimlerinde ölünün mezarına eşyası konulur, hattâ büyük ve saygıdeğer ölülerin akrabaları da öldürülerek yanına gömülürdü. Bu insan kurbanı âdeti, özellikle Keltler'de dehşet verecek kadar vahşiyane idi. Kuzey Avrupa kavimlerinin, kutsal hayvanı erkek domuz olan bereket tanrısı Freyr için yaptıkları törenler arasında insan kurban etmek de vardı. Hind-Avrupalı Soğdlarda da insanlar kurban edilirdi. Yunan mitolojisinde «toprak ana» Gea'nin kendi çocuklarını öldürüp yemesi, Zeus'un oğlu gösterilen, sarhoşluk ve verimlilik tanrısı Dionysos (Romada Bakhus)'un Titanlar tarafından keza öldürülüp yenmesi ve Zeus'un da onun yüreğini yemek suretiyle yeni bir Dionysos meydana getirmesi insan kurbanı âdetinin izleri sayılabilir. Nihayet Troia savaşlarında İphigenia ile Orestes'in tanrılara kurban olarak sunulduğu bahis konusu edilmiştir. İran'da manihaist kozmolojide «hayat anası» denilen ilk insanın Karanlık devleri tarafından öldürülüp yutulması da buna benzer. Eski Hind dininde sayısız çocuk doğurup, sonra bunları öldürerek yiyen tanrıça Kali de öyle. İskitlerde mevcut olan insan kurbanı âdetinin, 10. yüzyıla kadar İslâvlar arasında yaygınlaşarak devam ettiği İbn Fadlan'ın korkunç kadın kurbanı tasvirinden anlaşılmaktadır.
Sayfa 48 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
… Bunun sorumlusu da ben değilim. Yaşadığımız devir böyle istedi.
İyilik, yolda bulunan gökten düşen bir şey değildir. İnsan, insandan göre göre öğrenir iyiliği.
Yeryüzünde yalnız iyilikler kalır, bundan ötesi unutulur gider.
Reklam
İki insan birbirleriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini.
-Sen nereye gidiyorsun? -Ötüken'e... Anayurduma... Toprak ana vefasız oğullarını da bağrına basmaktan çekinmez...
İnsanlığa inanıyor, dünyanın bu derece adaletsiz olamayacağına inanıyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Savaş kanlı çizmeleriyle insanları 40 yıl çiğneyip ezebilir, onları öldürebilir, her şeyi yakıp yıkabilirdi ama, insan denen varlığa baş eğdiremez, değerini düşürüp onu gerçek anlamda mağlup edemezdi.
Sayfa 101Kitabı okudu
Toprak Ana...
"Çarpışmada yaralanan, arkadaşları tarafından savaş alanında tek başına bırakılan asker ölürken "Anne!" diye haykırır. Ama annesi orada yoktur, çok uzaklardadır, oğlunun yerde yattığından, ölmek üzere olduğundan haberi yoktur; yalnızca toprak ana vardır, hışırdayan ağaçları ve otlarıyla birlikte toprak ana o zavallı delikanlıyı ebedi uykusuna dalıncaya kadar kucağında sallar, "Uyu, oğlum, uyu, canım!" der. Ölmüş delikanlının göğsüne bir ağaçtan düşen çiçek, göğsünde bir şeref madalyası gibi durur."
Sayfa 31
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.