"Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirirdi Lekh in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir
26 erkek ona tecavüz ettiğinde 13 yaşındaydı N.Ç Mahkeme sona ererken, raporda; "Rızasıyla" dendi. Halbuki 13 yaşındaki çocuk sokakta ne oynayacağına bile zor karar vermez miydi? 26 erkeğin, 26 tecavüzcünün cezası alt sınırdan verildi. Gölcük'te Ö.Y.'ye 29 erkek tecavüz ettiğinde o da 13 yaşındaydı. Tehdit edip "Anneanne
Reklam
" Tanrı buna nasıl izin verebildi? " Kafası karışık küçük cemaat bu soruya adeta müthiş saçma bir yanıt buldu: Tanrı günahların bağışlanması için oğlunu kurban etmişti. İncil'in sonu nasılda bir anda gelivermişti! Günah kurbanı, hemde en iğrenç, en barbarca biçimiyle: suçlunun günahları için, suçsuzun kurbanı! Bu ne tüyler ürpertici bir putperestliktir!
Normal olarak ondan bire kadar prova yaparız, akşam da yediden ona kadar temsil. Geri kalan zamanda evde otururum, burada, akustik odamda. Birkaç bira içerim, sıvı kaybı demiştim ya. Bazen onu da karşıdaki hasır koltuğa oturturum, şöyle dayarım koltuğun içine, yayı kenarına korum, kendim de buraya, koltuğa otururum. Sonra bakarım ona şöyle bir. Ve düşünürüm: Tüyler ürpertici bir çalgı! Buyurun, bakın! Bakın şuna iyice. Görünüşü şişko bir kocakarı. Kalçalar çok alçak, bel hepten felaket, fazla yüksek kalıyor, ince de değil; sonra şu daracık, düşük, raşitik omuzlar - deli olmak işten değil. Bunun sebebi, kontrbasın melez olması, gelişim tarihi açısından. Aşağısı büyük bir keman gibi, yukarısı büyük bir gamba gibi. Kontrbas şimdiye kadar icat edilmiş çalgıların en iğrenç, en hantal, en kaba saba olanı. Çalgı değil, gulyabani. Bazen içimden atıp parçalamak gelir. Testereyle doğramak. Baltayla kıymak, kıymak, talaşını çıkarıp, un ufak edip odun gazıyla işleyen bir arabada yakıp geçmek! - Yo, onu sevdiğimi gerçekten söyleyemem. Çalması da felaket bir şeydir, üç yarım ses için bütün bir karış gerekir. Üç yarım ses için!
diğerleri kadar suçlu o da, hatta onlardan daha suçlu çünkü adaleti yerine getirmek elindeydi ama hiçbir şey yapmadı. bunu anlıyor musunuz! General Gonse Dreyfus'ün suçsuz olduğunu biliyorlar ve bu tüyler ürpertici şeyi kendilerine saklıyorlar. üstelik bu insanlar uyuyabiliyorlar, eşleri ve çocukları var, onları seviyorlar!
‘’ Büyük harpten çok yorgun ve bitik bir halde çıkan Türkiye Mondros mütarekesiyle kanlı ve şerefli bir maziyi karanlık ve zelil bir devre bağladı, Türkün bükülmez kollarına kahpece zincirler vuruldu. İstanbul'un mahut ve menfur bir zümresi, başta Sultan olmak üzere bu masum ve yorgun millet için en hatıra gelmez hainlikler hazırladılar. İstanbul, Adana, Edirne ve İzmir gibi Türkün en can alıcı mafsalları tüyler ürpertecek birer vahşetle alındı.’’
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.