Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tipitip Sakız Tipitip gelmiş geçmiş en iyi tada sahip sakızdı. Bugün bile onun kendine özgü tadına ulaşabilen sakız yoktur. Tipitip'in tadı o kadar güzeldi ki, çiğnedikçe şekeri azaldığında ağzımızdakini atmadan yeni bir tane daha çiğnerdik. Böylece üç dört sakız birden çiğneyerek çenemiz yorulunca, onları dev bir topak şeklinde çıkarıp atardık.
Sayfa 22 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Çalışmanın sarhoşluğu içerisinde kendi yarattığı kişilerin gerçekten var olduğuna nasıl inandığını gösteren bir kitap dolusu hikâye anlatılır. Çoğu zaman hoşa giden, ama zaman zaman da insanı bir parça ürküten bir kitap dolusu hikâye... Bir dostu odasına girer. Balzac ona doğru koşar ve şöyle der: "Düşün, zavallıcık intihar etti!" Ancak dostu korku ile gerilediği zaman söz ettiği kahramanın -Eugénie Grandet'nin- yanlızca kendi hayalinde yaşamış olduğunu fark eder.
Sayfa 44 - DoğuBatı Yayınları
Reklam
Ama bu iş yürümezse,tıpkı benim yirmili yaşlarımdaki aşkım gibi hikaye mutsuz sonla biterse kalbinizde bir şeyler değişiyordu.Günlük tutan hayalleri olan kızdan bir işi olan ve iş sonrası bir ya da üç kadeh şarap içen bir kadına dönüşüyordunuz. Otuz yaşındaydınız veya otuz beş. Gökkuşaklarından çok yağmur bulutlarının olduğu açık ve netti. Hayaller ölmüştü. Günlüğünüzün anahtarını kaybetmiştiniz. Hatta günülüğünüzü yakmıştınız.
DALKAVUĞUNU BULMAK Eski konakların kadrolu dalkavukları olduğu bilinir. Bunlar, efendilerinin sıkıntılı anlar­ında onların her dediğini tasdik etmekle birlikte, yeri gelince sözünü dudaktan esirgemeyen; bazen de neşeli hikâyeler ve nüktelerle onları eğlendirip rahatlatarak devlet nizamına katkıda bulunan, soytarı tipli insanlardır.
Yaşlılık
İnsan her gün aynaya bakınca, yaşlanmanın etkilerini göremiyor çünkü aralıksız çalışıp didinirken, yüzü öylesine yavaş, öylesine tatlı tatlı değişiyor ki, geçişler algılanmıyor. İki üç yıllık yıkımın ardından telaşa kapılmıyoruz çünkü bunları tam olarak algılayamıyoruz. Fark edilmek için insanın altı ay kendi yüzüne bakmaması gerekir. Ah! Sonra ne darbe olur ama! Ya kadınlar dostum Nasıl da acıyorum o zavallı varlıklara. Bütün mutlulukları, bütün güçleri, bütün hayatları ancak on yıl süren güzellikler üzerine kurulu.
Sayfa 203 - Guy de Maupassant'a ait Elveda isimli hikayedenKitabı okudu
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Reklam
Savaş ve Barış'ı ancak kırk yaşımda okuduğumu itiraf edeyim. Ama daha okumadan özünü biliyordum. Mahabharata’ya değindiniz: Elimde üç farklı dilde, üç ayn baskısı olduğu halde hiç okumadım. Binbir Gece Masalları’nı ilk sayfasından son sayfasına kadar kim okudu? Kama-Sutra’yı gerçekten kim okudu? Oysa herkes ondan söz edebiliyor, hatta bazıları uygulayabiliyor da. Diyeceğim, dünya okumadığımız ama hakkında aşağı yukarı her şeyi bildiğimiz kitaplarla dolu. Onun için de mesele bu kitapları nasıl bildiğimizle ilgili. Bayard, Joyce’un Ulysses’ini hiç okumadığını ama öğrencilerine ondan bahsedecek durumda olduğunu söylüyor. Kitabın tek bir günde geçen bir hikâye anlattığını, geçtiği yerin Dublin, başkişisinin bir Yahudi, kullanılan tekniğin iç monolog vs. olduğunu söyleyebilir. Ve bu unsurların hepsi, kitabı okumamış olsa bile, kesinlikle doğru.
Roboski hâlâ kanıyor Yenigün gazetesi, 28 Aralık 2013 İki yıl önce, 28 Aralık 2011'de Şırnak’a bağlı Uludere (Roboski) kırsalında Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’ların bombalaması sonucunda 34 yurttaşımızı yitirmiştik. Olayın ikinci yıl dönümü çeşitli etkinliklerle anılırken, gerçeğin hâlâ ortaya çıkmamış olmasına duyulan tepkiler
Sayfa 150 - Özel bir söyleşiKitabı okudu
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Sıradan bir sonbahar günüydü İstanbul’da, birini öldürebileceğini anladığında. Bu hikâye, diğerlerinden pek de farkı olmayan, kurşun gibi ağır ve fazlasıyla sakin bir akşamüstü başladı.
Sayfa 9 - Birinci bölüm - Çanta İstanbul, 2016Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.