"İstemeye istemeye, bir şeyi istediğinize ikna edildiğiniz zaman, sonuçları ile mutlaka yüzleşmek zorunda kalacaksınız. Belki üç gün belki otuz yıl sonra."
Herkes aşkı; Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun olarak tanımlar. (Bende onlardan biriydim)(Herkes bu aşkı bilsin diyerek; okuduğum bir kitaptan etkilenerek yazdım) Saint Alkala "Sidi Can" ile Billure "Beatrix" Alkala ile Billure ikiside kral ve kraliçelere hizmet etmek üzere nedim ve nedimeleri yetiştirlen okulda tanışmışlardı ve
Babanem derdi ki:
"Ağzının tadı yoksa,
bir öküz oturmuş gibi hissediyorsan sırtına,
bir çay demle kızım...
Doldur üç bardak...
Biri sağlığına
biri varlığına
biri yandığına olsun...
Birini hemen içeceksin sıcak sıcak...
Birini ılık ılık....
Bırak diğeri soğusun...
Sen nasıl olsa hangisine niyet ettiğini yudumlarken düşünür durursun... "
Eğri oturur doğru konuşursun bir de dilin yamuk olmasa
Çok okur, çok bilrsin, tuttuğun kitap ters durmasa
Ders verirsin, sağda, solda, atıp tutarsın nasılsa
bedava
Öğüt verirsin, yaptıkların, yapmayın dediklerinin
en başında
Bre alim kendine gel artık bırak kitabı elinde patlar
Bu kibir Trump kibri yakında uçarsın üç vakte kadar
Düştüğünde, unutmaki seni yine, sen gibi biri haklar...
Hazret-i Lokman ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattır. Bunun içindir ki, kendisine Lokman Hakîm, denmiştir. Hz. Lokman, ismi Kur'ân'da da geçen, peygamber veya veli olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmayan bir mânâ büyüğüdür.
İslâm tarihinde Hazret-i Lokman'ın hikmetli sözleri, vecizeleri, öğütleri ve tavsiyeleri meşhurdur.
Hafs
Adam öğüdü beğenerek kuşu bıraktı. Kuş uçarak adamın saçağına kondu. İkinci öğüdünü söyledi: "Geçmiş gitmiş şeylere, kaçmış fırsatlara ah vah etme." dedi. Sonra biraz geriye çekilerek orada bulunan ulu ağaca kondu: "Benim karnımda on bir dirhem ağırlığında paha biçilmez bir inci vardı. Eğer beni kaçırmasaydın o şimdi senin olacaktı." dedi. Bunu duyan adam ağlayıp inlemeye, saçını başını yolmaya başladı. Bunu gören kuş seslendi: "Ben sana geçmiş gitmiş fırsatlar için ah vah edip üzülme demedim mi? Madem fırsatı kaçırdın, neden üzülüp duruyorsun? Ya öğüdümü dinlemedin yahut da sağırsın. Ayrıca sana olmayacak şeye inanma demedim mi? Benim bütün ağırlığım üç dirhem, karnımda nasıl on bir dirhem ağırlığında inci bulunabilir?"
Bunun üzerine adam kendi kendine: "Şimdi söylediklerini daha iyi anladım. Haydi şimdi de üçüncü öğüdünü söyle bakalım." dedi. Kuş: "Allah için o iki öğüdü güzelce tutun da benden üçüncüsünü mü istiyorsun? Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı, yama tutmaz." diyerek uçup gitti.
1-Sen sen ol,kim söylerse söylesin olmayacak şeye inanma !
2-Bir de geçmişe üzülme.Elinden çıkan şeyin ardından ağlama.
3-Sakın ha,akılsıza öğüt vermeye kalkma.Sonra başına bela edersin.
Allah'ın Sevmediği Amel
ZULÜM
Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir.
Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir.
Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir.
Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
Salinger’in ilk yazısı 1940 tarihinde yayınlanmış, son eseri “Hapworth” ise 1965 tarihinde yayınlanmıştır. 25 yılda yaklaşık otuz öykü ve bir roman yayımlamış, sonra da susmayı seçmiş bir yazardır. Daha sonra, Salinger, eser yayımlamayı kabul etmeyerek piyasa odaklı başarıyı kendi iradesiyle reddetmiştir.
Salinger Çavdar Tarlasında Çocukları 1951
Naçizane düşünceme göre, daha çok Suç ve Ceza romanı ile tanınan ve başyapıtının o olduğu kabul edilen Dostoyevski’nin başyapıtı Karamazov Kardeşler’dir. Yazar, insan ruhuna derinlemesine inmiş, insanoğlunu çeşitli kesitler halinde, içgüdülerini ve isteklerini tümüyle ortaya çıkarmıştır. Büyük değişimlere uğrayan on dokuzuncu yüzyıl Rus