Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Akif Çakır

Mehmet Akif Çakır
@ucnoktalicumle
Sıkı Okur
Yalnızca okumak için dünyaya geldiğini hisseden bir seyyah.
Parşomen Katibi
Üniversite öğrencisi
Yalova
15 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
hislerin tarifi
“Umarım konuşmasını öğreniyorum”diye kekeledi, “İçimde söylemek istediğim öyle çok şey var ki. Kimi zaman tüm dünya, yaşam, her şey içime girmiş de benden onların sözcülüğünü yapmamı istiyorlarmış gibi geliyor bana. Nasıl hissettiğimi anlatamıyorum. İçimdeki yüceliği duyuyor ama konuşmaya başladığımda bir çocuk gibi geveliyorum. Duyguları sözcüklere dönüştürmek büyük bir iş .İster söylensin, ister yazılsın bu sözcükleri okuyanlar ya da işitenler aynı duygulara sahip olmalı. Büyük bir iş bu.
Roman Oda Yayınları Nisan 2012
Reklam
Aşk ve mantık
Dinlerken kafasında yepyeni bir aşk kavramı doğdu. Mantığın aşkla hiçbir ilişkisi yoktu. Sevdiği kadının doğru düşünüp düşünmediği hiç önemli değildi. Aşk mantığın üstündeydi.
Sayfa 104 - Roman Oda Yayınları Nisan 2012
Dünyanın en büyük ordusu iki kişidir, en kalabalık kenti de bir kişi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Daha doymamışız yaşamasına. Günlerimiz dün bir, bugün iki. Sakın bir şey bırakma yarına. Yarın yok ki.
Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu
... O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. ...
Reklam
Fikirlerini karmakarışık eden bu dehşetli manzaranın içinde kendisine benzer biri ile aynı çatı altında bulunuyordu. İki kişiydi...
Sayfa 98 - Venedik yayınlarıKitabı okuyor
Mavi, maviydi gökyüzü
Garip, güzel, sonra mahzun Işıkla yağmur beraber, Bir türkü ki gamlı, uzun, Ve sen gülünce açan güller. Beyaz, beyazdı bulutlar, Gölgeler buğulu, derin; Ah o hiç dinmeyen rüzgar Ve uykusu çiçeklerin.
Yalnızlık
"Sokakta idi. Köpek kulübesinden bile kovulmuştu,hem de köpek tarafından... Köpeğin bile bir kulübesi vardı. Amma kendisinin yoktu..."
Sayfa 26 - Venedik yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Olvido
... ... Ebedi âşığın dönüşünü bekler Yalan yeminlerin tanığı çiçekler Artık olmayacak baharlar içinde. Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış! Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış; Her garipsi ayak izi kar içinde Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler. Ya sen! ey sen! Esen dallar arasından Bir parıltı gibi görünüp kaybolan Ne istersin benden akşam saatinde? Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın, Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın; Hatıraların bu uyanma vaktinde Sensin hep, sen, esen dallar arasından. ... ...
Merdiven
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
50.Yıl Hesabı
... ... Çıkar için laf davulu çalmadım Hiçbir yerden makam, rutbe almadım Bildimse söyledim, korkak olmadım Bilmediğim yerde sustum gel de gör.
Serenad
Yeşil pencerenden bir gül at bana, Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak Ben aşkımla bahar getirdim sana; Tozlu yollarından geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana. ... ...
Han-ı Yağma
... ... Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini. Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak, Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Reklam
"Çok şaşırmadınız mı? Şu an tutuklusunuz." " Çok şaşırmış olsam da, otuz yıldır hayattayım ve kendi yolumu tek başıma çizmek zorunda kaldığımdan, beklenmedik şeylere bağışıklık kazanmış sayılırım ve bu tür şeyleri artık felaket olarak kabul etmiyorum"
Sayfa 17 - Josef K.