Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otuz üçüncü kural:
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun . İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.
Sayfa 328Kitabı okudu
İnsanın altı özelliğinden üçü gökten geliyor: İnsan zaman ve mekân içinde hareket imkânına sahip bu bir. İkincisi insan soyutlama yeteneğine sahip. Ve üçüncü olarak insan biçimlendirme gücüne sahip. Diğer üç özellik yerden çıkıyor: İnsan kural tanımadan edemiyor, insan neyin neye denk düştüğünü anlamadan edemiyor, insan vermeden ve almadan edemiyor. İnsanın işte bu altı özelliği onun yerle gök arasındaki konumunu belirliyor. Dikkat edilecek olursa üçerli olarak birbirinden ayrılan bu altı özellik aynı zamanda birbiriyle bakışır, durumdadır. Hareket ve kural, soyutlama ve mütekabiliyet, şekil verme ve mükellefiyet. Hepsi organik bütünlüğe ulaşmanın şartları.
Reklam
Prensipler..
Kurallarımdan biri, piyasa aşırı fiyat oynamaları gösterdiği ve temponun anormalleştiği zaman pozisyonu bırakmaktı. Bunu ölçme yollarımdan biri tavan/taban günleriydi. O günlerde ardarda birkaç gün boyunca, üst üste tavan yapan piyasalara tanık olduk. Üçüncü tavan gününde, çok dikkatli olmaya başlardım. Dördüncü tavan gününde, hemen hemen her zaman pozisyondan çıkardım. Eğer şans eseri pozisyonumun bir kısmı hâlâ uzun kalmışsa, beşinci tavan gününde ayrılmayı kendime zorunlu bir kural olarak koyardım. Bu tür fiyat oynamalarının olduğu durumlarda kendimi piyasadan çıkmaya zorlardım.
Sayfa 61
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Birinci kural yaradana hangi kelimelerle tanımladığımız kendimizi nasıl gördüğümüze aynı tutar şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak utanılacak utanılacak bir varlık geliyorsa aklına demekki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk merhamet ve şevkat anlıyorsan sen de bu vasıflardan bolca mevcut
GAZETECİLİĞİN İNCE RACONLARI
Benim başladığım dönemde, yazının temel iletişim ögesi, emir kipiydi. Okuru kızıştırmak için bir makalede en az altı kez kullanmazsanız, orta sınıfla yakınlaşma yeteneğinden önemli ölçüde yoksun olduğunuz sonucuna varılırdı. İkinci kural, bir gizemlilik duygusu yaratmak için bir soruyla başlamaktan ibaretti. Eğer bir meclis grubu, Fransalı bir sosyolog dil felsefecisi ya da toplumu ürküten bu tarz herhangi bir şey hakkında yazıyorsanız, zorunluluğa dönüşürdü bu kural. Başvurulacak üçüncü yöntem, elinden gelen en delibozuk karşılaştırmaları yapmaktı. Kimi çarpıcı örnekler: "Ortaçağcılığın Andy Warhol'ü". "Barışın Joe Frazier'ı”. "Yıldız adaylarının Virginia Woolf'u." "Fellini, Engels ve Mickey Mouse'un ustaca karışımı." "Proust, Eva Peron ve Kareem Abdul—Jabbar'ın tehlikeli karşılaşması." Ama en önemlisi, klasikleri şaşaalı, eşcinsel çağrışımlara yol açarak yorumlamaktı. Deri elbise giymiş bir Hydn neye benzerdi? Tolstoy, parlak oğlan çocuklarına ilgi duysaydı ne olurdu? İki grafiti, Sistine Şapeli'ni ne ölçüde güzelleştirirdi? Bu sorular, ansızın hayati bir önem kazanmıştı, Post—Marksizm'in, gösterge bilimin ve yapısal antropolojinin, ancak bir punk grubunu lanse etmeye hizmet ettiği takdirde kabul göreceği bir noktaya gelindi. Underground eleştirinin küçük krallığında, muhteva, sonuç, (daha da kötüsü) mesaj gibi dekadan kavramlar yasaklandı, Estetik deneyimin saflığım bozan çarpıklıklar olarak görülüyordu bunlar. Tek bir hafta sonunda, sizin İtibarınızı yerle yeksan edebilirlerdi.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
İnsanın altı özelliğinden üçü gökten geliyor: İnsan zaman ve mekân içinde hareket imkânına sahip bu bir. İkincisi insan soyutlama yeteneğine sahip. Ve üçüncü olarak insan biçimlendirme gücüne sahip. Diğer üç özellik yerden çıkıyor: İnsan kural tanımadan edemiyor, insan neyin neye denk düştüğünü anlamadan edemiyor, insan vermeden ve almadan edemiyor.
Leonardo, fiziğe duyduğu ilginin bir sonucu olarak mekaniğin ilk ilkesini bulmuştur: Her eyleme, eşit ve karşıt bir tepki karşılık gelir. Nesne havaya ne kadar güç uyguluyorsa, hava da nesneye o kadar güç uygular. Bulduğu bu kural için paraşüt tasarlayarak kuralın doğruluğunu ispat etmeğe çalışmıştır; bu kural, yıllar sonra Newton’un üçüncü hareket yasası olarak bilinecektir. Ayrıca Leonardo, hem amcasının ve hem de Roger Bacon’un tutkusu olan uçmak için çalışmalar yapmış, taslaklar çizmiş ve en önemlisi kuşları gözleyip notlar almıştır. Vinci’nin son çizimlerinin, 1900 yılında Wright kardeşlerin ilk girişimlerini gölgede bırakan bir uçuşa olanak veren bir kaldırma kuvveti açığa çıkardığı söylenir. 26 Haziran 2000 yılında Adrian Nicholas, Leonardo’nun çizimlerinden yola çıkarak yapılmış olan bir paraşütle uçmuş, düşüş anında paraşüt değişikliği yapmış olsa da uçuşu tamamlamıştır. Vinci’nin, sineğin arka ayaklarını dümen mahiyetinde kullandığını fark edince çok mutlu olduğundan da haberdarız.
3 Kural
1- Ilk kural, Kemin yasa ve adetlerine itaat etmek ve Tanrı'nın inayetiyle çocukluğum- dan beri bağrında büyüyüp en iyisi olduğu- na karar verdiğim inancıma sıkı sıkıya bağlı kalmak. 2- İkinci kuralım, kararlarımda her zaman elimden geldiğince tutarlı ve sebatkâr olmak; çok kuşkulu nedenlere dayanan ve belki de hiçbirini benimsemeyeceğim görüşleri bile tam manasıyla emin olduğum görüşleri sürdürür gibi en ufak bir kuşkuya kapılmadan ve hiç tereddüt etmeden sürdürmek 3- Üçüncü kuralım, Talihin değil de, kendimin üstesinden gelmeye azmetmek, dünyanın düzenini değiştirmektense kendi arzularımı değiştirmek ve genel olarak kendi düşünce- lerimiz dışında hiçbir şeyin bizim elimizde olmadığına kesinkes inanmak. Bu kurallarla kendimi sağlama aldıktan sonra vaktiyle kana kana içtiğim tüm düşünceleri artık zihnimden silebilirim.
Sayfa 57 - Alfa, Çev: Çiğdem DürüşkenKitabı okudu
İnsanları kazanmak ve onların sizin düşündüğünüz gibi düşünmesini istiyorsanız üçüncü kural şudur: Eğer yanlış yapmışsanız, bu yanlışınızı hemen kabul ediniz.
Reklam
Şayet herkes tarafından sevilmeyi istiyorsanız üçüncü kural şudur: "Başkalarının isimlerini daima aklınızda tutunuz. Çünkü bir kimsenin ismini kendisi için dünyanın en tatlı ve en önemli sesidir."
Bakterilerin üç niteliği, değişkenliklerine katkıda bulunur. Birincisi, bakteri nüfusunun devasa boyutu, bir ya da daha fazla işe yarar özelliğe sahip mutant geliştirme şansını artırır. İkincisi, kısa nesil zamanları türlerin yeni özelliği gen yapılarına eklemelerine yardımcı olur. Üçüncü olarak da, bakteriler küçük ve yoğun oldukları için birden fazla iş yapan enzimler geliştirmişlerdir. Örneğin, doğadaki yaygın organik bileşikleri parçalayan enzimler aynı zamanda kirleticileri de ayrıştırabilirler. Biyosağaltımın altında yatan kural, ortamda diğer gıdalar varken kirleticileri ayrıştıran mikropları kullanmaktır.
Sayfa 156Kitabı okudu
" Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın." Kazanılmış güneşli bağlanma; kişinin geçmişte neden öyle davrandığını bulup savunma sistemlerini anlamlandırıp bugünkü ilişkilerini güvenli bağlanmaya dönüştürmesi. Yani bilim bile kendin çalış kazan diyor. Kişi gördüğü ebeveynliği kopyalıyor. Alışık olduğu davranış
Otuz Üçüncü Kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir."
436 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.