Hoyrattır bu akşamüstüleri daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik
Zamanın acıları yüzünden denizler ötesinde sürgün olan o genç adamın umutları burada gömülü. Onun arzuları ve sevinçleri burada yok oldu, gözyaşları burada kurudu ve gülümsemesi burada uçup gitti.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çocukluk bitti, gençlikse uçup gitti.
İhtiyarlık gelip-çattı. Göç artık şu dünyadan.
Her konuk üç gün ağırlanır derler.
Efendi üç gün oldu; kalk hızlı sür eşeğini.