Bu yorumların ortak noktası şudur: Allah’ın rahmetinden ancak kör taassup göstererek inkârcılıkta direnen kimseler ümitlerini keser. Mümin kişi ise kullukta ne kadar kusurlu olursa olsun, “Artık kesinlikle Allah bana acıyıp affetmez” diyerek O’nun engin rahmet ve bağışından ümit kesmez; aynı şekilde bu mümin iyi kul olmak için ne kadar gayret ederse etsin asla ameline güvenip, “Ben üstüme düşen her şeyi yaptım, artık Allah’ın rahmetine ve affına ihtiyacım kalmadı” diye düşünmez.
Sevgilerimizi söyleyemez olduk
Göremez olduk nice güzellikleri
Yalanı öğrendik
Utanmayı öğrendik
İnandık sonraları
Bütün yaratıklardan üstün olduğumuza
Büyük zekamız
Önce kafesi, zinciri, zulmü icat etti
İyilik, güzellik ve doğruluk adına
Hiçbir şey kalmadı inandığımız
Aradan bin yıllar geçip
Atom parçalanıncaya kadar
Zaten paramparça olmuştu insanlığımız
Hiç ümit kalmadı demek, bak, fırlatıp attığı,
Sürgün ettiği bizlerin yerine insanı yaratmış;
Yeni hazzı o; bu alemi onun için yaratmış.
Öyleyse elveda ümit ve ümitle beraber, elveda korku,
Elveda pişmanlık: Kaybettim hayırlı olan her şeyi
Sevgilerimizi söyleyemez olduk
Göremez olduk nice güzellikleri
Yalanı öğrendik
Utanmayı öğrendik
İnandık sonraları
Bütün yaratıklardan üstün olduğumuza
Büyük zekâmız
Önce kafesi, zinciri, zulmü icat etti
İyilik, güzellik ve doğruluk adına
Hiçbir şey kalmadı inandığımız
Aradan bin yıllar geçip
Atom parçalanıncaya kadar
Zaten paramparça olmuştu insanlığımız
Senin aşkının derdiyle hasta oldum. Döşeklere döşendim. İşte hayatımın kalanından da ümit kalmadı. Eğer tatlı canımın dudaklarıma kadar gelmiş olduğu şu anda, sen dudaklarını dudaklarım üzerine koyarsan sonsuz hayat bulurum yoksa böyle kıvrana kıvrana can verir giderim...
İşte düştü maskeniz eski günler kalmadı
Bizde değer ölçüsü sizde değer kalmadı
Siz böyle uluorta "namusluyum" dedikçe
Lügat kitaplarında namusa yer kalmadı