Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vali yardımcısını son ziyaretinden ve özellikle köye son ziyaretinden sonra, o zamana kadar içinde düşüp kalktığı çevreden iğrenmiş ve o çevreye artık bir daha dönmemeye karar vermişti. O çevreyi, kendi oluşturdukları seçkin bir sınıfın mutluluğu için, milyonlarca halkı acı içinde boğmakla suçluyordu.
Sayfa 240
Tembel ve işe yaramaz adamımız çok olduğu için Recep Yazıcıoğlu dokunulmazlık kazanmıştı. Vali konuşmaktan ve anlatmaktan yorulmazdı. Yazmaya da hiç üşenmezdi. Dahası var, insanları keskin zekası ve hırçın Karadeniz üslubuyla ikna etmeye de doymazdı. Gittiği vilayetlerde, yerel halkın en ilginç kişiliklerinden oluşan bir çevresi vardı. Vali ulaşılmaz adam değildi; elverir ki saçmalamadan, yalan söylemeden yanına gelin...
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Musul Çeşmesinden Su İçmek Musul'da, Yunus Nebi zamanından kalma bir çeşme varmış. Suyundan içen masumlara şifa, zalimlere zehir olurmuş. Ne zaman şehre bir zalim vali gönderilse, halk bir müddet sonra onu götürüp bu çeşmeden su içirir ve birkaç günde göçürterek zulmünden kurtulurmuş. Musul'un zarif kişizadeleri arasında, zalimlere karşı "İçtiğin Yunus Nebi çeşmesi ola!" demek, bir darbımesel olmuş. Garip olan o ki zalim valilerin hepsi, bu sözü nezaketle söylenmiş bir dua sanıp "Allah razı ola!" cevabını verirmiş. Dilimize Osmanlı kültüründen yansıyan bu deyim de zalim yöneticiler hakkında hâlâ kullanılmaktadır.
Dikkatle baktı. Durdu, düşündü ve Şah'tan izin aldı, oyuna laf attı: ''Oturuyor iki han / Arada olmasın kan'' Derviş bu sözlerden tedirgin oldu; telaşlandı ve kafiyeyi yapıştırdı: ''Ya Bağdat'a vali / Ya Mısır'a sultan''
Sayfa 92 - şah ve sultanKitabı okudu
“Evet, Atatürk suçludur!.. Eğer Türk işçisi, Batı’daki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14-16 saat çalıştığı dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmamışsa bunun suçlusu odur! Eğer Türk kadını yasal olarak erkeğine eşitse, “köle” değilse, seçme ve seçilme hakkını Fransız kadınından bile önce elde etmişse; kadınlar bugün Türkiye’de vali, başkan, başbakan bile olabiliyorsa bunun suçlusu odur! Eğer 1923’lerde ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın aydınlığına bir ölçüde yaklaşabilmişse bunun suçlusu odur! Sokaktaki adama küfreden suçludur. Atatürk’e küfreden suçsuzdur.”
Ahmet Taner Kışlalı - Kemalizm Laiklik ve Demokrasi
TAZIYA MUSKA YAZMAK Amasya'da vali bulunan şehzade Bayezit, iyi bir avcı idi. Av merakıyla cins tazılar beslerdi. Maiyetindeki sipahilerden biri, bir tazı satın aldı. İstiyordu ki tazısı şehzadenin tazılarını geçsin ve bu sayede göze girsin, kendisi de iyi bir nam edinsin. Birkaç zaman alıştırdı ise de tazı battal çıkmıştı. Talimler ve
Reklam
Nuri Conker güldü, "Harika bir iş, dedi. Peki onu dışişleri Bakanı yaptın, ya beni ne yapacaksın?" "Seni de vali ve kumandan yapacağım." Salih Bozok söze karışarak, alaycı bir sesle, "Peki ben ne olacağım?" diye sordu. Mustafa Kemal, "Seni de başyaver yapacağım," dedi. "Hiç yanımdan ayırmayacağım." Nuri Conker bunun üzerine, "Allahını seversen," dedi, "hepsi iyi de, nasıl bir göreve geleceksin de bizleri böyle yerlere getireceksin?" Mustafa Kemal hiç düşünmeden, "Bu görevleri kim veriyorsa ben de o görevde olacağım," demekle yetindi. Demek ki Mustafa Kemal daha o günlerde nasıl bir yere geleceğini biliyordu.
Vali, sen, dedi, Yahudilerin kralı mısın? Benim, dedi İsa, ülkem bu dünyada değildir. İsa’yı beraat ettiremeyeceğini anlayan vali bu kez onu affetmenin yollarını aradı. Ne garip! Masum olanın affına talep. O da olmadı. Oysa bayram yaklaşıyordu ve her bayram bir mahkumun salıverilmesi adettendi. Vali, İsa’nın salıverilmesi için gayret gösterdiyse de, kafesinin kapıları açılan İsa değil bir başkası oldu. Bunun üzerine vali Pilatus halkın gözleri önünde ellerini suyla yıkadı ve suçunun olmadığını böyle ima etti: Benim ellerim bu suçsuz adamın kanından beridir. Sanki bu su, Pilatus’un bütün günahının kefaretiymiş gibi. Acaba yetti mi?
"Şunu inkar edemezsin ki, vali bey, insanın varoluş sebebi ruhunu olgunlaştırmak, mükemmel hale getirmektir. Hayatta bundan daha yüce bir amaç olamaz. Hayatın güzelliği de buradadır: Ruhu en üst düzeye götüren sınırsız basamakları birer birer çıkmak. İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır."
Sayfa 198Kitabı okudu
Bu satırlar elli yıl önce yazılmış. Malezyalı Usman Awang'ın (1929-2001)bir zamanlar bir kuş cenneti olan ülkesinin düştü acıklı halleri kuşların ağzından anlattığı metin,hala akıllanmadığımızı gösteriyor. Kuş toplumundan Valiye Mektup Sayın Vali, Biz Kuşlar parlak bir sabah terkedilmiş meclis binasının çatısında bir toplantı yaptık. Kelebeklerin de özel misafir olarak çağrıldığı toplantıda, her ne kadar sizin için oy vermediysekte bizlere verdiğiniz Yeşil Kent vaadini tutmanızı istiyoruz. Yazıklar olsun doların yeşili uğruna kentin yeşilini yok ettiniz. Bu mektubu yerli yabancı, herhangi bir valiye postalarsanız çoğundan yanlış adres diye geri gelmeyeceğinden emin olabilirsiniz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.