l Ayfer Tunç'un kalemi. Ayfer Tunç'un kelimeleri. Ayfer Tunç'un insanları. Ayfer Tunç'un dünyası. Hayranlık, hüzün ve tatmin. Ne mutlu ki yollarımız kesişmiş, bir yazar ve okur olarak. Bir olay yaşandığı zaman olayı tek taraftan değil de iki tarafın da penceresinden görmek isteriz ya, işte Suzan Defter okura tam olarak bunu
Evrenin kendi kendine var olması mümkün değildir. Onu var edecek bir Özne, Yaratıcı bulunmalıdır. Bu Özne'yi beş duyu ile algılamak olanak dışıdır. Çünkü, duyularla algılanabilecek bir şey, cisimlerden bir cisim, bu nedenle de evrenin parçalarından bir parça olacaktır kaçınılmaz olarak. Dolayısıyla, bir yaratıcıya muhtaç olacaktır. O yaratıcı da üçüncü bir yaratıcının varlığını zorunlu kılacaktır. Bu zorunluluk zinciri, sonsuza kadar sürüp gidecektir. Oysa bir şeyin sonsuzca sürüp gitmesi mümkün değildir. Buna göre evren için, cisim ve cisimsel olmayan bir Yaratıcı gereklidir. O Yaratıcı, cisim olmadığı için, duyular yoluyla algılanması söz konusu olamaz. Çünkü duyular, ancak cisimleri ve cisimsel olan nitelikleri duyumsayabilir…
Üzerimde yorgunluk var durgunluk hepsi hiçlikten,
Hiçten öte bir yol olsaydı gidebilir miydim kendimden.
Sırtımdaki ağrı ile,
Ne kadar gidilir ki.
Sahi kaç kilometre öteye koymuşlardır aydınlığı
Bir cühelanın öz güveni bile kadar yokum,
Varla yok arşında kaybolmuş özüm.
İçimden atamadığım ama sığamadığım da bir şehir burası,
Kayboldum, farkındayım
‘’Kendini bulmakla başlarmış yanmak
Ve kendini ararken kaybolursun dedi bir şeyh.”
Elimde bir ateş yangını var,
Bana beni hissettirecektir diye saklıyorum.
Ölü bir kelebek tutuyorum avuçlarımda,
Artık açsam da parmaklarımı uçamaz biliyorum.
Ölü bir kelebek uyutuyorum tırnağım kadar bile kalmadı erimekten,
Tozları döküldü önce,
Sonra ayakları kırıldı...
Parça parça bir ölümü izledim her gün avuçlarımda.
Donuk bir cesedden başkası değildi artık.
Ama artık bırakmalı,
Artık toprağına sarıp sarmalı bu ölüyü,
Artık topraktan bir filiz büyütmeli
Bir tırtıla anne olmalı acım.
Artık bir tırtıla kelebek gözüyle bakmalıyım
Bu bir yaşam rehberi ama diğerlerinden çok farklı bir yaşam rehberi.
Bu bir kişisel gelişim kitabı ama diğerlerinden çok başka bir kişisel gelişim kitabı.
Kesinlikle Okuyun ve Okutun derim
10/10
Hem fiziksel kitap ve hem de 3 farklı kapak tasarımıyla e_kitap olarak yayınlandı..
Her aşamasında özenle çalışmış ve büyük emek verilmiş bir eser..
Çok fazla yazarın kaleminden bahsetmem gerek olsa da uzamaması için kısacık değineceğim. Yaşadığı dönemde hak ettiğini alamayan yazarlar vardır; bunu dediğimize benim aklıma
Oğuz Atay gelir. Bence herkesin aklına ilk o gelir. Yaşamından sonra bile hak ettiğini alamayan yazar olarak da size
Peyami Safa maalesef.
Eserde ben yapayalnız bir karakter beklentim vardı kalabalıklar içindeki yanlızlık vardı. Müthiş kurgulanmış olaylar örgüsü ve hayatınızda yer edecek karakterle tanışacaksınız;Samim mesela…
Dili ağır gelebilir bilmediğiniz kelimeler olabilir bende çok oldu. Kelimeleri bilmesenizde cümle bütünlüğünde çok iyi anlayabiliyorsunuz ilginç! Yeni bir tabir edindim Şüphenin psikolojisi karaktere yapışmıştı ve psiko dram. Kitapta bolca melankoli var. Bazen herkes Samim olur iç sesi,zekası ve devamlı şüphe içinde oluşu. İç sesinizde benzerlikler bulacağınız seveceğiniz bir eser.
İç sesim diyor ki incelemeyi okuyup, kitabı okuyanlar teşekkür edecek.