Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Rüyada da öyle değil midir? Bırak kendini: rüyada yaşamaktan güzel ne var ki? Dilediğin insanları da yanına alırsın: dairedeki, mühendis olmak isteyen memur gibi. Maceranı yaşa canım kardeşim. Bütün acılarını, senin gibi kahraman bir savaşçıya anlatmak istiyorlar. Birbirlerine anlatacak sözleri kalmamıştı. Seni milletvekili seçtiler oybirliğiyle.
Sayfa 321Kitabı okudu
En fazla ıstırap veren duygular, en can yakan heyecanlar, aynı zamanda en saçma olanlardır: imkânsız şeylere karşı, sırf imkânsızlığın yarattığı istek, hiç var olmamış olana duyulan özlem, geçmişte olabilecek olana duyulan arzu, farklı olmanın acısı, dünyanın var olduğunu görmenin verdiği tatminsizlik duygusu. Bilincin bu yarım tonları içimizde acı verici bir manzara, varlığımızın sonsuza dek süren grubunu çizer.
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Yıllarca efendisi olduğumuz şehirde esir olmanın acısı var yüreğimizde.
Sayfa 258 - Kapı Y.Kitabı okudu
"Rüyada yaşamaktan güzel ne var ki? Dilediğin insanları da yanına alırsın. Çekinmeden istediğini söyleyebilirsin. Her şey, nasıl isterseniz öyle olur. Zaman kavramını silersiniz. İstediğiniz çağdaki insanlarla birlikte yaşarsınız. Kimse kapıdan çevirmez sizleri. Bütün olumsuzlukları kaldırırsınız ortadan. Bütün maceraların sonunu istediğiniz gibi bitirirsiniz. Kimse engel olmaz size. İçinizde hiçbir acılık birikmez. Ne bırakılmış olmanın, ne anlaşılmamanın, ne yaşamamanın, ne de baştan yaşayamamanın acısı düzeninizi acısı düzeninizi bozmaz. Düşünmeden kapılırsınız.olaylara. Sonu ne olacak diye korkmazsınız. Sonu yoktur ki... Sonu gelmez şövalye romanları gibidir bu yaşantı. En zor anlarda daima açık bir kapı bulunur girip saklanacak. Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: “Buraya kadar!” dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin."
Rüyada yaşamaktan güzel ne var ki?.. İçinizde hiç bir acılık birikmez. Ne bırakılmış olmanın, ne anlaşılmamanın, ne yaşamamanın, ne de baştan yaşayamamanın acısı düzeninizi bozmaz. Düşünmeden kapılırsınız olaylara. Sonu ne olacak diye korkmazsınız. Sonu yoktur ki...
Sayfa 321 - İletişimKitabı okudu
Reklam
kimi farkındadır bunların, var olmanın acısı m. silinip gitmenin korkusunu yaşar... kimi de uykudadır, uyanmak istemez... kimi düşünmeden yaşar, kimi de sorar, araştırır, bir çıkış yolu arar... arayanlardan kimi bulur, kimi bulamadan gider... ama aramaktır esas plan... baki olanı, kalıcı olanı, senin ebedi arzularını vermeye kudreti yeteni bulmaktır..
Atadan kalma kasılmaların sürükleyiciliği olmasa binlerce göz gerekirdi bize, saklı gözyaşlarımız için ya da yenecek tırnaklar, kilometrelerce tırnak… Artık akmayan bu zaman başka türlü nasıl öldürülür? Bu bitmez tükenmez pazarlarda var olma acısı kendini tümüyle gösterir. Bazen bir şey içinde kendimizi unutmayı başarırız ama dünyanın içinde kendimizi nasıl unutabiliriz? Bu olanaksızlık o acının tanımıdır. Bu acının yakaladığı kimse hiçbir zaman iyileşmeyecektir, evren tamamıyla değişse bile. Değişmesi gereken yüreğidir, oysa yürek değişmez; onun gözünde, var olmanın da tek bir anlamı vardır; acısına gömülmek, gündelik bir nirvanaya varma talimi onu gerçeksizliğin algısına yüceltene dek…
Araştırmaya dahil edilen kadınların neredeyse tamamın karar mekanizmalarında yer almak için kadın olmanın yetmeyeceğini ifade etmeleridir. Kadınların anlatıları, alan yazınındaki görüşleri doğrulamaktadır. Kadınlar, eşitlik politikaları içselleştirilmeden ve kadın bakış açısı ile var olmadan yapılan temsil siyasetinin eşitliğe bir etkisi olmayacağına işaret etmektedirler. Görüşülen bazı kadınların ise kadınların temsil siyasetini ''şefkat ve sevgi'' ile ya da ''erkek gibi'' yürütmeleri gerektiğinden bahsetmelerinin ikili cinsiyet rejiminin kadınlık ve erkeklik pratiklerini yeniden ürettiği düşünülebilir.
En fazla ıstırap veren duygular, en can yakan heyecanlar, aynı zamanda en saçma olanlardır: imkansız şeylere karşı, sırf imkansızlığın yarattığı istek, hiç var olamamış olana duyulan özlem, geçmişte olabilecek olana duyulan arzu,farklı olmanın acısı, dünyanın var olduğunu görmenin verdiği tatminsizlik duygusu.
Sayfa 256 - Can Sanat Yayınları
210 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.