Kitabın benim için en efsane, en hislendiren, en düşündüren cümlesi
"İlerde arkadaşlığımızı bulandırması ihtimali olan şeyleri açıkça konuşmaktan çekinmemeliyiz. Bu gibi meselelerde korkaklık zararlıdır... Ne olur? Anlaşamayacağımızı anlarsak veda eder ayrılırız... Bu o kadar mühim bir felaket mi? Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sukutu, ne inkisar kalır... Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur... Artık gidelim mi?"
İşte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya. “Günaydın” dedi tilki. “Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi. “Buradayım! Elma ağacının altında.” “Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.” “Ben bir tilkiyim.” “Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens. “Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben
Reklam
Ölüm Audi Kullanır – Kristian Bang Foss
Eskiden sıradan mı sıradan, dümdüz bir hayatım vardı. Kopenhag’da Sara ve Amalie ile birlikte bir dairede otururdum. Akşamları Amalie’yi yatırdıktan sonra televizyon karşısına geçip oturduğumuzda ben koltuktan kalkarsam Sara hemen sorardı, “Ne var, ne yapacaksın?” Geceleri işemeye kalktığımda bile sorardı Sara, “Nereye
Dante Kitap - Çevirmen: Sadi TekelioğluKitabı okuyacak
&şimdi bile sana rağmen ipi nasıl olup da göğüsleyebildiğime şaşırıyorum bazen ama elbette kibir dolu bir üstünlük duygusunu aşamadan &hiçbir yere ait değilmişim, bırakıp geldigim ülkemle bu ülke arasında asılı kalmışım duygusunu yenemiyorum. &Son zamanlarda yüzüme bir şey arıyormuş gibi bakışı ve bende artık canlanmayacak bir şeyden,
Açlığı öldürmek yerine açları öldüren ölüm musibetinden mustarip bu dünya, bütün insanlığa yiyecek olarak vermeye fazlasıyla yetecek kadar besin üretiliyor, bazıları açlıktan ölüyor, bazıları ise hazımsızlıktan . Ekmeğin gaspını garanti etmek için dünyada doktorlardan yirmi beş kat fazla asker var. 1980'den beri yoksul ülkeler askeri harcamalarının artırdı ve kamu sağlığı harcamalarını yarı yarıya düşürdü. Afrikalı bir ekonomist ,Davison Budhoo Uluslararası Para Fonunu İhbar ediyor. Başkana veda mektubunda şöyle diyor: '' Kan çok fazla, sizde biliyorsunuz. Nehirler gibi akıyor : Beni tamamen kirletti. Bazen sizin adınıza yaptığım şeyleri temizlemek için dünyada yeterince sabun olmadığı duygusuna kapılıyorum''
Sayfa 69 - metis yayınları
Bugün deliler ülkesinde geri kalan az sayıdaki akıllının aklın artık hiçbir hükmünün kalmadıgını gördükleri için ülke insanlarını vaktiyle akıllarından etmiş olan akılsızlık suyunu kendi elleriyle içerek akla veda etmek zorundakaldıkları gündür.
Sayfa 14
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.