Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
407 syf.
9/10 puan verdi
Suyu Arayan Adam
Yıllar önce "Tek Adam" serisi ile tanışmış ve hayran kalmıştım Şevket Süreyya Aydemir'e. Normalde kronolojik biçimde yazılmış ve ansiklopedik bilgiler içeren tarih kitaplarını okuyamama gibi bir sorunum var lakin, mevzubahis o tarih, böyle özyaşamsal eserlere ilmek ilmek yedirilmişse durum biraz farklı bir hal alıyor bende... Çok
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,438 okunma
Atatürk "diktatör" müydü?
Bu bahse muhterem arkadaşım sayılı bilgin ve yazarlarımızdan Vedat Nedim Tör'ün "Atatürk'e diktatör diyenlere." başlığı altında yayınlamış olduğu çok veciz bir yazısı ile son vereceğim. "Atatürk'e diktatör diyenler, gelseler de ölümünden 19 yıl sonra bile, nasıl hâlâ, hatta daha da canlı, diri ve taptaze yaşadığını
Sayfa 61 - Yapı Kredi Yayınları, 11.Baskı, Şubat 2022Kitabı okudu
Reklam
40-50 yıl önce Türkiye'nin gündemde olan birçok kişiyi yeni kuşakların hiç tanımadıklarını, adlarını bile duymamış olduklarını görünce şaşırıp kalıyorum. Üniversite düzeyinde eğitim görmüş gençlerle sohbet ederken, Sabahattin Ali'den söz ediyorum, hiç adını duymamışlar. Rıza Tevfik diyorum, Halit Fahri diyorum, Esat Mahmut Karakurt diyorum, "Kim bunlar?" diye soruyorlar. Necip Fazıl Kısakürek'ten, Samet Ağaoğlu'ndan, Vedat Nedim Tör'den yüzde 90'ının haberi yok.
Bahçeli apartman da arafta kalanları temsil ediyor misal bizim apartman
Nitekim Kemalizmin sol kanadında konumlandırılabilecek aydınların bile, hızlı ve 'aşırı' şehirleşmeyle ilgili endişeler dile getirdiğini görürüz. Misal; yüksek apartmanlara karşı uyaran, eski Kadrocu Vedat Nedim Tör'dür (1897-1985) 1930'ların sonlarında: "Apartman, köksüzlüğün, geçiciliğin ve adeta bir nevi modem göçebeliğin, bahçeli ev ise hayata ve yurda bağlılığın, kökleşmenin ve devamlılığın sembolüdür."
Devlet adamı olmadıkları halde son elli yıldır gönüllü olarak bir tür "Kültür Bakanlığı" yapan iki büyük sanat adamımızı da hiçbir zaman unutmamak gerekir. Bunlar, Yaşar Nabi ile Vedat Nedim Tör'dür.
Savaşları kazanan fakat barışları kaybeden acemi liderlerin yarattıkları bugünkü berbat ve huzursuz dünyamızda Yunus'un ve Ata'nın özlemini çekerek avunmamız bizim ve insanlığın en büyük bahtsızlığıdır.
Reklam
Yine bir zamanlar gençliği sokağın hoyratlığından, başıboşluğundan kurtarmak için çok yararlı eğitim örgütleri ve boş zamanları değerlendirme yuvaları olarak Halkevleri açılmıştı. Çok şükür onlardan da kurtulduk.
OSMANLI cemiyetinde kadın, sadece bir dişi idi. Kadına yalnız fiziyolojik bir rol verildiği için, onun cemiyet içinde başka türlü kıymetler edinmesine cevaz yoktu. Kara bir taassup, onu evinin içine tıkamıştı. Ve kadının cahil, görgüsüz kalması, islâm ahlâkının tutunabilmesi için şarttı. Basit bir çadır ve çöl hayatının insanların ahlâkını gemaltında tutabilmek için lüzumlu gördüğü içtimaî tedbirler, sarsılmaz naslar halinde inkılâba kadar sürüp gelmiş ve cemiyeti kadından ayırarak kuvvetini yarı yarıya düşürmüştü. Osmanlı cemiyetinin ahlâk mefhumu, bizzat ahlâka karşı itimatsızlıktan başka bir şey değildi.
Köhne zihniyetlerle, maziperestlikle muhafazai mevcudiyet mümkün değildir. Gazi
1 Dünya Savaşı'nın sonunda Sevr antlaşmasıyla, ... Babıâli hükümeti padişahı ve nazırlariyle bu esaret vesikasını kabul edip imzalamışlardı. Yunan orduları da İzmi'i işgal etmiş ve Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemeye başlamıştık ki, Mustafa Kemal denilen bir süpermen bu kadar olumsuz ve utandırıcı koşullara karşı "Ya istiklal, ya ölüm" parolası ile "Milli Kurtuluş Savaşı"nın bayrağını açtı.
Reklam
“Her devrim yeni bir devlet tipi yaratma ve kurma savaşıdır... Cihanda müstemlekeci (sömürgeci) ve müstemleke (sömürge) milletler tezadının tasfiyesi tarihini Türk inkılabı açmıştır... O halde inkılap Türkiye’sinin devleti, ne Fransız devriminin doğurduğu burjuva devleti, ne de komünist iktidarın doğurduğu bir proletarya devleti olabilir...” Vedat Nedim Tör
Kemalist ideolojinin ve Kemalist demokrasinin en büyük düşmanı demagojidir.
Milli Din Projesi
Jön Türk düşüncesinin sonraki dönemlere etkisi açısında Vedat Nedim Tör’ün içinde dinle ilgili hiçbir mesele bulunmayan veya yeni bir “din” kurmaya çalışan “Dinimiz” başlıklı kitabı dikkat çeken önemli bir örnektir. Kemal Çağlar, söz konusu eser hakkında şöyle değerlendirmede bulunmuştu: “Kemalizm’i yalnız dövizlere, rakamlara, nizamname ve
Yeni Türk devleti geri teknikli bir yarı sömürge ülkesinin hem ekonomik, hem politik kuruluşu sorununun tarihte ilk öncüsüdür.
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.