bir tören. varoluşsal bir tören. kendini var eden bir tören. yazılamayanı yazmaya koyulan, yüzüne çarptığı suda boğulan, ateşler içinde yanan, yandıkça yakaran bir tören.
ışıklar içinde o son ve aynı zamanda ilk ışığı arayan, hızla ve hızsız sürüklendikçe bekleyen, bekledikçe susan, sustukça bilen bir sanatçının pişmanlığının, hayatını sanata ve şiire adayan vergilius'tan hayatını bu adamanın anlamına adayan broch'a kadar, silah seslerinin ve yaşam kaygısının altında duyuluşu.
tek anlamıyla "eşsiz" bir yolculuk, öze dönük, öznel bir ayin. gücünü güçsüzlüğünden alan, dileklerle dolu mütevazi bir buyruk: yok olma, evine dönme. tüm bilinmezliklerin içinde bilinmeye gebe, öğrenilmeye mahkum olan: kendini aşmak dikey bir yolculuktur.