Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ali Şeriati
Eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi-soluğu olmuyorsa yalandır ve afyondur. Bunlar olmadan kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, kesilen kurban, ihya edilen kandil geceleri, ziyaret edilen türbeler vesaire yalandır, afyondur.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Yazarla yolumuz bir hikàyeyle kesişti yıllar önce,lisedeydim arkadaşım seslendirdiği bir hikàyeyi dinletti.O günden beri gerçekten duygulara tercüman olduğuna inanırım,yazarken ki başarısını seslendirmede de cümleye verdiği duyguda da gösterir..Vesaire,Vesaire Hatıra Defteri, ikinci Yastık ve Mutlu Bir Hece adlı dört kitabında da başarısını sürdürmüştür..
Aşıklar Bencil Olur
Aşıklar Bencil OlurÖmer Köroğlu · Dokuz Yayınları · 201828 okunma
Reklam
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Hayatımı Değiştir kitabını katıldığım kitap yarışmasında kazandım ve kargom gelir gelmez okumaya başladığım bir kitap. Güzel olup olmadığına dair şüphelerim vardı ancak okumaya başlayınca elimden bırakamadım. Kitabın en sevdiğim yanı ise tıp için kullanılan terimlerin bende merak uyandırmasıydı yazar karakterini tıp okuyor olarak kafasında kurgularken tıp öğrencisi diyip bırakmamış terimleri araştırıp kitabında da kullanmış olması cidden harika.Kitabın konusuna gelirsek Nihal bir tıp öğrencisi ve geçimini sağlaması için de çalışması gerekli. Staj, iş, okul vesaire derken kızımız iyice bunalıyor ve arkadaşı Nil ve onun sevgilisi Ömür'ün ısrarı ile dışarı çıkıyorlar. Gittikleri yerde yakışıklı bir adam görüyor ve ondan etkileniyor. Kendisini sadece basit bir hoşlantı olduğuna ikna ediyor. Sonrasında bu yakışıklı beyefendimiz Deniz Bey kızımızın karşısına okul hocası olarak çıkıyor ve stajda da beraber çalışacaklardır. Nihal’in çalıştığı iş yerindeki patronu da tesadüfe bakın ki Deniz'in babası. Nihal bir gün patronundan ilginç bir teklif alıyor ve bu teklif Deniz ile ayrılmayacak bir şekilde birleşmeleri demektir. Nihal bu tekliften sonra Deniz'in kırılan kalbine merhem olmayı kafasına koyar. Bakalım önlerine çıkan engelleri aşabilecekler mi?
Hayatımı Değiştir
Hayatımı DeğiştirElif Kaplan · Postiga Yayınları · 2016115 okunma
Bir gülümseme görmeye, sırtımızın sıvazlanmasına ve insanların bizim “iyi biri”, “iyi ana baba”, “iyi vatandaş”, “iyi çalışan”, “iyi arkadaş” vesaire olduğumuzu söylemelerine bağımlı haldeyiz. İnsanlara kendimizi sevdirmek için bir şeyler yapıyoruz ve bizi sevmemelerine ya da cezalandırmalarına yol açabilecek her şeyden kaçınıyoruz. Sevgi almak için bu kadar çabalamamızı ve başkaları bizi sevsin diye onların dediklerini yapıp kendimizi feda etmemiz gerektiğini düşünmemizi trajik buluyorum.
Sayfa 156 - remzi kitabevi
Başının üstünde taze yaprak kokusu, kuş sesleri vesaire, kendi kendinle haşır neşir olur, kendi kendinle konuşursun.
Çocuklara yapılan istismarların bir de görünmeyen, daha doğrusu aldırış edilmeyen bir tarafı daha var. Örneğin; sözde "şarkıcı" bir kız var, daha on sekizine yeni girdi. Sabah akşam medyada. Saçma sapan, yaşına uygun olmayan, açık seçik pozlar veriyor. Tek hüneri bu, ayıptır! Hadi bu kızın utanması yok, diyelim ki henüz cahil, ailesinin hırsları var vesaire, hepsini anlarım. İyi de madem erotik pozlar vereceksin, o zaman kendini 5-6 yaşındaki çocuğa benzetme! O yaş grubuna ait pijamayla makyaj yapıp klip çekme, sözde seksi pozlarını oyuncak ayıların önünde verme! Oyuncak sevebilirsin, ama oyuncağı bu arzularına alet edemezsin. Çocukluları arzulanır bir olguya, cinsel bir fetiş haline getiremezsin. Bu çok iğrenç bir şey. Devletin eğitim vermek kadar, medyada bu ahlaksızlığa da dur diyecek önlemler alması gerekir. Eğer söz konusu pedofili denen sapkınlıkla mücadele ise her alanda, özellikle de medyada sert ve etkin, caydırıcı mücadele şarttır. Eğitimle beraber bu sapkınlığa sevk edecek her yol, tartışmaksızın kapatılmalı, kökünden kazınmalı! Biz çocuklarımızı sokaktan bulmadık!
Reklam
Eski Türkler birine hediye verirken yahut bir suçluyu cezalandırırken dokuz tane kıymetli eşya verirler veya alırlardı. Bu dokuzlama, bir dokuz, üç dokuz, dokuz dokuz gibi muhtelif şekillerde verilir veya alınırdı. Bugünkü Kırgızlarda kız için alınan kalın malı (başlık) bir dokuz, üç dokuz, dokuz dokuz... diye sayılır. Mesela: Bir dokuz baş deve, sığır, at vesaire, nihayet sonu koyundur. Bazen bu adet dokuz dokuz olur ki hepsi 81 maddeden ibaret olur ve en yüksek hediye veya ceza sayılır.
Ne istediğini bilen insan örneği
Avusturya'da biri tam on üç kez çeşitli yollarla kendini asmaya teşebbüs etmiş, intiharın bütün basamaklarını geçmiş. Kendini ipe çekmiş, ip kopmuş. Kendisini nehre atmış, sudan çıkarmışlar vesaire. Nihayet son defa evi boş bulunca, mutfak bıçağıyla ne kadar damarı varsa kesmiş ve bu on üçüncü kez, ölmüş!
İyi bir tıp klinik uzmanı, hastası endişeliyse, kan basıncının bir ölçüde normalden yukarı olacağını, nabzın normalden çok hızlı atacağını vesaire gerçeğini göz ardı etmeyecektir. Konunun özü şudur ki, birisi "bir kalbi" veya bir organizma olarak bir insanın her tarafını inceliyorsa, o insan hakkındaki kişisel duygularının doğasıyla ilgilen­mez; bulgular ne olursa olsun, bu yersiz ve hesapta yeri olmayan bir şeydir. Aşağı yukarı bir standart profesyonel görüş ve tavır korunur.
"ya insanda yürek dediğin taştan olacak yahut da dehşetli namuslu olacak yüreğin. Bizimkisi taştan değil çok şükür, fakat namuslu. Ne malum dersen : dövüştük pir aşkına yaralandık birkaç kere vesaire. Ve kavga bittiği zaman ne çiftlik aldım, ne apartman. Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandık kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan. Yalnız işte ara sıra yerli yersiz anlatırız."
Sayfa 206
Reklam
Sonunda, Despina'nın Atina'ya gideceği gün geldi. Vapura bindirdim. Üzüntülü bir ayrılış... Verilen sözler ... vesaire ... Vapur kalktı; gözden kayboluncaya kadar mendil sallayarak Despina'yı uğurladım ... Geniş ve derin bir nefes aldım: - Oh!..
Sayfa 431Kitabı okudu
"YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN..."
- "... İlk toplum sadece erkeklerden müteşekkil, tek bir kadın yok. Yunan Mitolojisine göre kadının yaratılması Prometheus’un gizlice ateşi çalıp insanlara vermesine sinirlenen baş tanrı Zeus’un topluluğu cezalandırmak istemesi neticesi gerçekleşir. Kadın meydana getirilirken Afrodit ona güzellikler saçar, Hermes ise onun kalbine hıyanet ve aldatıcı sözler yerleştirir. Sonra Zeus tarafından (sadece erkeklerin bulunduğu) dünyaya gönderilir ve Yunanca “bütün armağan” anlamına gelen Pandora adlı bu kadına bir de kutu emanet edilir, açmaması öğütlenir, ancak Pandora merakına yenik düşer ve kutuyu açar. Kutunun içindeki kötülükler, hastalıklar, keder, korku vesaire hepsi dünyaya dağılır. Pandora bunu farkeder etmez hemen kutunun ağzını kapatır. Ancak kutunun içindeki bütün kötülükler dışarı çıkmıştır. Kutuda kalan tek şey ise, insanları yaşatacak ve teselli verecek olan ümittir..." (Ercan Çifçi-Akademya Dergisi, III.Dönem, 1.Sayı, 12 Eylül 2017)
Bir şeyleri paylaşmak için doğru zaman doğru mekân doğru vesaire ararken geçer zaman. Mustafa Kutlu, "İnsanlar ölür ve cenazeler kalkar. Söyleyecek sözü olanlar için bu da bir vesiledir."
İnsan kendinde eksik olanı mı sever?
İstemek arzu etmektir ve aynı zamanda eksikliğini duymak. Bu yüzden kendinizde eksik olan şeyi arzu edersiniz. Her şey bu kadar basit mi acaba? Yoksa zaten elde ettiğiniz bir şeyi isteyebilir misiniz? Aslında: Daha önceden sahip olduğunuz şeylerin tutkulu bir devamını arzu edebilirsiniz.
Sayfa 142Kitabı okudu
Artık bir şeyleri ertelemeyeceğimiz bir çağda olduğumuzu bili­yoruz - bir erteleme olarak sosyalizm ya da başka bir şey, me­sela aşk, mutluluk vesaire ..
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.