Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzun yıllardır hüküm süren Ne krallar geldi, geçti. Eser kalmadı birinden; Teker teker hepsi göçtü. Boğdular halkın sesini, Feryatları göğe erdi. Felek vurdu sillesini, Onlara da dertler verdi. Göçüp giderken dediler: Feleğin hiç yoktur suçu. Zulmedenler mihnet çeker. Etme bulma dünyası bu!
Sherlock Holmes keyif için sokağa çıkan, keyif için gezen bir insan değildir. Tanıdığım en kuvvetli insandır, fevkalâde boks bilir. Fakat lüzumsuz yere vücudu yormanın enerji israfından başka bir şey olmadığı kanaatindedir. Ama iş icabı hareket etmeye, yürümeye, enerji sarfına başladığı zaman da yorulmak bilmez. O gün hava çok güzeldi, ilkbahar
Reklam
«Orda ne yapıyordunuz?» diye sormuş bulundum- İkisi birden: «Sana ne?» dediler. Sonra biri bir yanıma geçti, öteki öbür yanıma. Sağımdaki : «Parayı veren düdüğü çalar oğlum!» diye elime vurdu. Her şeyi anlamıştım. Solumdaki: «Göbeğinden atıyorsa sen de gel!» dedi. «Atıyor» dedim, «haydi! Nereye gideceğiz?» «Şu arkada yerimiz var bizim.. Değil bekçi, Allah bile görmez!»
İlk Celali İsyanı
Yavuz Sultan Selim zamanında meydana gelen bir isyan bütün Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Bozoklu (Yozgatlı) Celal adlı bir timarlı sipahi şeyhliğini ilan edip, taraftar top­lamaya başlamıştı. Tokat'ın Turhal ilçesinde bir mağarada ya­şayan Celal'in etrafındakilerin sayısı binlerce kişiye ulaşmıştı. Celal, yanındakilere kendisinin mehdi olduğu söylüyordu. Şah Veli ünvanını alan Bozoklu Celal, Tokat-Sivas havalisinde ha­ kimiyet kurunca Osmanlı yöneticileri harekete geçti. Şehsuvar Ali Bey, İran'a kaçan asilerin Erzincan civa­rında önünü kesti. 1519'da meydana gelen savaşta asiler mağ­lup edildi, reisleri Celal de öldürüldü. İsyan bitmişti. Ama adı yadigar kaldı. Bozoklu Celal'in isyanı Osmanlı literatürüne yeni bir ismi kattı. Bu tarihten sonra Anadolu'da isyan eden­lere Celal'e nispetle "Celali" denildi.
TURNAYI GÖZÜNDEN VURMAK Herhangi bir hususta uzun süre suskun ve hareketsiz kalındıktan sonra gerek tesadüfen, gerekse bilinçli olarak büyük bir başarı elde edildiğinde "Durdu, durdu da turnayı gözünden vurdu" deriz. Tecrübeyle değil de zamanın akışıyla ölçülen hemen bütün başarılar, bu deyimin değişik zaman kiplerindeki bir versiyonu
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Reklam
Peter Stering, sopayı hafifçe kaldırarak Stock’un sırtına tüm gücüyle vurdu. Kıvrılan vücudunun üzerinde derin bir yara gibi kanlı bir iz kaldı. Sessiz bir sevinç inlemesi geçti seyircilerin arasından.
“Neydi bu acaba?” dedi kendi kendine Doktor Kemp. Çalışmasına geri dönmeye çalıştı, başaramadı, kalktı, çalışma odasından merdiven sahanlığına indi, zili çalmasından sonra, aşağıda holde beliren hizmetçiye tırabzanların üzerinden seslendi. “Mektup mu geldi?” diye sordu. “Sadece zili çalıp kaçan çocuklar, efendim,” diye yanıtladı hizmetçi. “Bu
BEKAR BİR ARİSTOKRAT Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
556 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.