Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nur Çetin

Nur Çetin
@vynur
İngilizce Öğretmeni
Antalya
98 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
504 syf.
9/10 puan verdi
Sözlü edebiyatla ilişkim 10 yıl sonra yeniden yeşerdi. Kelime bazlı okunması gereken destanlardan biri Odysseia. Düz yazıya alışmış biri olarak başlarda zorlansam da akışı inanılmazdı. Belli bir mitoloji altyapısı yoksa kişi-olay akışını kavramak için ekstra metin okumaya ihtiyaç duyulabilir. 10 yıl süren yolculukta iyi-kötü, Tanrı-insan, savaş-barış etik ve inanç konularının üstünde durulduğu birçok maceraya tanık oluyoruz. En çok dikkat eden özelliklerden biri Odysseus’un karakteri elbette. Bir insanın doğayla ve Tanrılarla ettiği mücadeleden nasıl sivri zekasıyla galip çıktığı hayranlık bırakıyor. Eve dönüşlerin zorluğu tartışılmaz fakat kattığı tecrübeler hayat boyu izini taşır.
Odysseia
OdysseiaHomeros · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20185,4bin okunma
Reklam
48 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Rus edebiyatının en sevdiğim özelliklerinden biri son derece sıradan sayılabilecek olayların sonunda ulaştığı doruk. Bir memurun bir paltoya sahip olabilmek için uğraştığı çabaları ve yardıma ihtiyaç duyduğunda uğradığı zorbalığın aslında Rus toplumunun orta kesimine ait olan insanların bürokrasiye karşı ilişkililerini temsil ediyor. “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” eleştirisiyle popülerlik kazanan kitap, edebiyatçılara mı yoksa topluma mı atıfta bulunuyor emin değilim. Paltonun toplumu temsil ettiği düşüncesi daha çok içime siniyor.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Zeplin Kitap Yayınları · 202036,9bin okunma
48 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Agora Kristof’un otobiyografik kitabı. Çocukluğundan yazar olma sürecine kadar deneyimlerini dile getiriyor. Aile ilişkileri, Rus işgalinin Macar toplumu üzerindeki etkileri ve Fransızca ile imtihanıyla nasıl bir hayat sürdüğünü görüyoruz. Büyük Defter’den sonra zaten hayran kaldığım yazarın bu kitapta okuduğumuz anılarının etkisini zaten kitaplarında seziyorsunuz. Sovyet Ordusunun Macaristan’ı işgal etmesinin etkileriyle yoğun bir şekilde harmanlanan edebiyatlarında sık sık Stalin hayranlığın baskısını hissediyoruz. Kısacık bi özgeçmiş olup, çerez gibi okunuyor. Etkileyiciliği tartışılır ama Büyük Defter öncesi okunursa sağlıklı olabilir.
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,141 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
279 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Totalitarizm’in doğumdan ölüme denk hayatımızı etkisi altına aldığı alanların akıcı ve yalın anlatışıyla bol bol satırların altını çizip aynaya baktığımız bir kitap. Yazarla ilk tanışmam olan “Cehenneme Övgü” beni yazara hayran bıraktı. Totalitarizmin bendeki açıklaması; anti-bireysellik. Doğarken, doğururken, yas tutarken ve hatta aşık olurken hayat sandığımız kadar bize ait değildir. Hayatımız derken bile toplumun geliştirdiği söz totalitarizmine ayak uydurup bizim olanı herkese mal ettiğimiz yaşantımızda bize ait neredeyse hiçbir şeyin olmadığını görünce ufak çaplı bir şaşkınlık geçirmedim değil. Hislerimizin bile bize aidiyetinin yoksunluğunu bu kitabı okuyunca anlıyorsunuz. Güzel bir aydınlatıp önünüzü, cevaplarını aldığınız sorularınızla devam ediyorsunuz güne kaldığı yerden. Bize bir şey katan ve içimizdeki boşlukları bir nebze dolduran anlaşılması kolay ve okuması keyifli kitaplar listesinde yerini aldı benim için “Cehenneme Övgü”. Tüm bu kalabalıklar içinde kendimize ait olanı bulmak için daha iyi bir rehber çıkana dek bu kitap ışık tutsun yolumuza.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,9bin okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yaşamını anlamsız görem 12 yaşındaki zeki bir kız çocuğu, bilgeliği ve entellektüel zihniyetini basmakalıp yargılara teslim eden 54 yaşındaki bir kadın ve bu insanların yaşamına tüm doğallığı ve sınıf tanımazlığıyla dokunan bir Japon beyefendisi. Üçünün ortak bir paydada buluşması kitapta tanık olduğumuz en hoş manzara. Birinin kaybolduğu yerden çıkması ve ötekinin görünmezlik pelerinini üzerinden atmasıyla can buluyor kitap. Sosyal sınıf farklılığının ne yaşa ne de eğitime dayalı olduğu, kişinin bunu zekası ve kendine edindiği eğitimle alakalı olduğunu fark ediyoruz. Zenginlerin kurduğu düzeni entellektüeller bozuyor :)
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,4bin okunma
Reklam
372 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bir üçlemeden oluşan roman üç kitapta da bizi farklı dünyalara taşıyor. İlk kitapta savaştan kaçırılan ikizlerin anneannelerinin yanında hayata tutunmaları objektif bir dille anlatılıyor. Öyle ki çocukların üstün zekalı gösterilmesinden sonra algılıyorsunuz yaşadıkları etik karmaşasını. İkinci kitap Lucas’ın hayatını ele alıyor. Yıllar boyu kardeşini arayan ve onu beklerken savaşın zihnindeki kalıntılarıyla bazen çirkin, bazen korkutucu anılırını dinliyoruz. Üçüncü kitapta işler biraz sarpa sarıyor. Sorgulamaya başlıyorsunuz. İkizler gerçekten var mı? Kişiler hayal ürünü mü? Tüm bu okunananlar bir şizofrenin notları mıydı? Derken ben gerçek ve gerçekdışının ayrımını yapamadım. Dili sert ve çarpıcı. İnsan ilişkileri tüm çıplaklığıyla verilmiş ve çevirisi muhteşem. Bu objektiflik beni hiç rahatsız etmedi çünkü Macar edebiyatına hakim değilim, okuduğum birkaç not arasında Macar edebiyatının ağır bir dili olduğu yazılıyordu. Nitekim bu kitapta bu yüzden bu kadar çarpıcı sanırım. İkizlerin ilişkisini
Trevanian
Trevanian
’nın
Katya'nın Yazı
Katya'nın Yazı
kitabındaki ilişkiyi andırdı bir nebze. Acımasız ve bi yandan sevginin varlığı inkar edilemez fakat bir o kadar da sert.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,087 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Sizi alıp ilk aşkınıza götüren o kitap burda :) Sevgili Furkan, Kalbini görebildiğim için mutluyum. İnce ruhunun sızıntısı benim de yankılanıyor kulaklarımda. Bekleyip de gelmeyenlerin yolunu en iyi geceler bilir değil mi? Gecelere sormak lazım içimize akıttığımız yaşların sayısını. 15 yaşıma gittim satırlarda. İlk aşkımla bir hasbihal ettik sonra gülümseyerek vedalaştım kalp kırıklarımla. Yetişkinliğin verdiği güvenli adımlar daha temkinli yaklaşıyor aşk denen o dipsiz kuyuya. Bu kitabı okurken mantığı arka plana atıp saf duygularınıza gömülüyorsunuz. Canım Furkan, Nilgün Marmara’nın satırlarından sesleniyorum sana; Kuş koysunlar yoluna, koysunlar ki dönüp dolaşıp yerleşebil kendine.
Furkan Dölek
Furkan Dölek
Ruhumun Aşkla İmtihanı
Ruhumun Aşkla İmtihanıFurkan Dölek · Serencam Yayınları · 20162 okunma
664 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Günümüz “erteleme” hastalığının edebiyatta “oblomov sendromu” olarak bilinen bir tembellik halidir “oblomov”. Kişinin durumunun farkında olup kendine müdahale edememe hali sanırım bu durumun en büyük ironisi. İnsan ilişkilerinin, arkadaşlığın ve sevgi dilinin devrim öncesi Rusya’da nasıl işlediğini görüyoruz. Kalıplaşmış karakterlerin varlığı dönemin göçmenlerine atıfta bulunurken, köleliğin sonlarına gelinen bu coğrafyada hizmetçilerin bireyselliklerine de bizzat tanık oluyoruz. Ilya İliç’in çocukluğundan bahsedilen bölümde onun hiçbir işine kendinin yetişmesine gerek kalmadığını, çevresindeki kadınların zaten bunun için var olması aslında kontrolü ele alma ihtiyacı onu yetişkinliğinde erteleme hastalığına itiyor. Uzun ama bir solukta okunacak kadar dili keyifli ve eğlenceli. İçimizdeki Oblomovlara sevgilerle.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Koridor Yayıncılık · 202039,2bin okunma
212 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Kader mi kısmet mi? Geçirdiği bir kaza sonrası yoğunbakımda kafa travmasıyla 20 yıl öncesine giden Aziz’in gençliğine yâdını okuyoruz. Fantastik - Polisiye diyebileceğimiz türde olan kitap geçmişe gitme şansımız olsaydı kaderi değiştirme hakkımız olur muydu sorusunu uyandırıyor zihinde. 40 yaşındaki halinden memnun olmayan ve pişmanlıklarının gölgesinde kaderin ağlarını çözmek isteyen Aziz acaba bugünün gölgesinde dinlenebilecek mi? Kadere razı olmak mı yoksa kısmet buymuş diyip geçmek miydi tercihlerimiz? Geçmişe gidip değiştirebileceğimiz şeyler olsaydı buna cesaret edebilir miydik? Hangimizin aklından geçmedi ki belli bir yıl aralığına gidip kendimize ufak dokunuşlar yaparak kötü kararlarımızın sonuçlarından kurtulmak? Maalesef şimdi ki aklımız geçmişe, geçmişteki aklımız da şimdiye uymuyor hiçbir zaman. İnsan da tam da bu anlamda zaman içinde en çok değişen varlık. Bu değişim ve gelişimleri kendimizi bilerek pişmanlık duymayacak şekilde deneyimlemek dileğiyle.
Kan ve Gül
Kan ve GülAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 20207,3bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir sızı, hüzün, huzur, öfke… İçimde hepsinin aynı anda can bulduğu bir hikaye. Farklı coğrafyaların ortak kaderi, insanlığın zülme yenik düştüğü bir tarih. İnsanı sadece insan olarak göremediğimiz, kabul edemediğimiz maalesef ki yakın geçmişimizin kalıntılarıyla baş başayız Serenad’da. Max’ı görünce aşka inanıyorsunuz, Mayayı görünce de hala insan olabileceğimize. Bir idea uğruna yitip giden hayatlar, katliamlar ve acılar. Neden kabul edemiyorduk kimseyi olduğu gibi? Biz bizden olana bile acımıyorken çok mu insaf bekliyorduk acaba diğerlerine bakarken? Kafamda bir sürü soruyla baş başa kaldım. Kulaklarımda hala yarım kalmış o melodi. İnsanı insan yapan neydi gerçekten? Biz ki vicdanımızdan sorumlu değilsek ne uğruna savaşıyorduk hala? Dilerim ki hepimiz duyduğumuza ya da öğrendiğimize değil, kendi gördüklerimizle, deneyimlediklerimizle ışık tutarız yürüdüğümüz yola. İnsanı sadece insan gibi görebilmek ümidiyle.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021136,5bin okunma
Reklam
256 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yetişkinlere masal nasıl mı olur? İşte böyle :) Aşk’a, sevgiliye, kendinize bakışınızı değerlendireceğiniz, bir sevdanın içindeyseniz kendinizi sorgulayacağınız ama bir o kadar da okurken ninni hissi uyandıran modern masal kitabı. Yere göğe sığamayan insanoğlu en çok kendi içine sığamıyor. Yıllarca savaşa doyup da kendiyle verdiği savaşı sonlandıramıyor. Beş ülkenin beş prensinden uğruna ne yollar aşıp ne emekler verdiği peri kızının peşinden gidişlerini okuyoruz. Aşk uğruna neler yapardınız? Bir rüya uğruna neleri kaybetmeyi göze alırdınız? İnsan aşkı için kibrini yenmeyi başarabilir mı? Hayalimizdeki kişiye nasıl ulaşabilirdik? Kitapta aşka ulaşmak için beş kelam var; kararlılık, cesaret, tutku, iyilik ve özgürlük. Bir aşık bunların hepsine sahip olursa şayet işte o zaman gerçek aşka kavuşurmuş, ki masal olmasına rağmen sanırım gerçekliğe de çok yakın :) Günümüzde masallara inanmak çok güç, fakat kitabı okuyunca aşık olmak için illa da bir aşk masalında olmaya gerek yokmuş diyor insan. Yeter ki bütün unsurları benimsesin hem kalbimiz hem zihnimiz
Bir Aşk Masalı
Bir Aşk MasalıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20228,2bin okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ölüler cenneti hayattakiler yaşamı kovalasın :)
Yıllar sonra korku-gerilim alanında okuduğum ilk kitap. Gerildim mi? Evet. Özellikle bu saatlerde okunuyorsa ve gerilimden hoşlanmayan bir tipseniz gün ışığında okumanız tavsiye edilir. Velhasıl, Ölenle ölünmüyor. Evet kitap gerilim ama aslında benim aldığım dipnot da bu yönde. Maine Üniversitesi’ne atanan Louis Creed’in Ludlow’da bir eve taşınmasıyla hikaye başlıyor. Yaşlı komşumuz Jud ekibin yardımcı başrolü. Evin arkasındaki hayvan mezarlığıysa kilit noktası. Eskiden mezarlığa gömülenlerin canlandığına şahit olunmuş. Bunlardan biriyse Jud, köpeğini kaybettikten sonra onu tekrar görmesiyle bu efsane aslında bir trajediye dönüşür. Gizemli bir gücü olan bu mezarlığa sadece hayvan değil insanların da gömüldüğünü görüyoruz. İşler de sarpa tam bu noktada sarıyor. Birini kaybetmenin yasını nasıl tutarız acaba? Kendimizi kaybedip kadere karşı gelerek mi yoksa zamanın acımızı dindirmesini bekleyerek mi? Çok keyif alıp sürüklenerek okuduğum bir kitap oldu. Dilerim King’in diğer kitaplarını da bu kadar zevkle okumaya devam ederim.
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911,7bin okunma
146 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Eve dönmemenin yolları. 7 yaşında kaybolduktan sonra ailesiyle yaşadığı içsel bir koşturmacanın macerasını konu alıyor kitap. Başlık her ne kadar bize daha içsel, yol gösteren ya da duygusal bir hikaye gibi hissettirse de, değil. Yazarımızın dümdüz, sade ve akıcı bir dili var. Ama hikayenin bana kalırsa etkileyici bir yanı yok. Yalnız bir adam roman yazmaya çalışıyor. Kendini kelimelerle koruyabildiğini düşünen fakat bir o kadar da bir romanda betimlenen gerçek bireylerin korunma ihtiyacı duyduğunu da söylüyor. Aslına bakarsanız sığındığı bir yalan bu. Öyle ki hayatındaki insanlara kitabında yer verirken en çok kızdığı ya da kırıldığı insanları ele alıyor. Onun için nötr olanlar geri planda kalıyor. Hayata da aslında bu gözlerle bakıyor. Sadece yaşamak için hayatta kalıyor. Ruhunu bir yerlerde kaybetmiş ve sanıyorum ki hala onu arıyor bunu yaparken de herkesin kendini bulabildiği bir roman yazmak istiyor.
Eve Dönmenin Yolları
Eve Dönmenin YollarıAlejandro Zambra · Notos Kitap · 20211,586 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
bir erkek bir kadın
Kitabın en ilginç yanı sol sayfalar Ekmel Bey’in sağ sayfalarsa Derya’nın dilinden yazılmış. Böyle bir deneyimi ilk kez yaşadığım için dumur olmadığım değil. Kitap uzun olsaydı büyük ihtimal yorulabilirdim takibinden. 1980’lerde yarım kalan bir aşk hikayesinin, dönemin gerek politik durumları gerek geleneksel normlarından ötürü ziyan olmuş dört insanın hayatını konu alıyor. Ekmel anne sevgisinden mahsun kalan sevgisiz bir ailede yetişmenin yetişkinliğinde çektiği aşk yoksunluğunu iz bırakacak bir ölüm beklentisiyle hayatını sürdürüyor. Derya ise babasızlığın verdiği yarım kalmışlıkla abisine karşı olan yoğun hislerin karmaşasıyla aşktan nasibini alamayan bir kadının yalnızlığını anlatıyor. Ekmel’in aşka olan ısrarı ve Derya’nın abisine olan ilgisi ilk etapta garip gelse de aslında altında yatan sebepler çocukluklarında yaşadıkları eksiklik. Biri annesini her tanıdığı kadında bulup sevgiye ulaşacağını sanarken, diğeri abisini baba figürü yaparak onu da tıpkı babası gibi başka bir kadınla paylaşmamanın derdinde. Sonuç olarak ne Ekmel hayatta bahsettiği gibi bir hatırlanacak bir iz bıraktı, ne de Derya kendini yerine koyduğu Suzan gibi bir aşkta başrolü oynadı.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kalbim kırık dökük. İçime sinen acılar, Hakan Günday’ı tanıyıp önyargılarımı yok edişim, Derdâ’nın gözyaşları ve Derda’nın dinmeyen öfkesi… Hepsi öyle işledi ki içime kafayı takıp düşündüğümüz şeylere değer mi diyorsunuz. Hayatı yargılıyorsunuz, yargıladığınız kadarıyla anlayabiliyorsunuz ancak. Bir tarikat örgütünün iç yüzü, doğu-batı çatışması ve kadının bu küçük toplulukta iğne ucu kadar olmayan değeri Derdâ’nın hikayesinde anlatılırken, bir erkek çocuğunun korkularıyla çocuk yaşta yüzleşip öfkesinin ve yalnızlığının altında saklayamadığı cesaretiyse Derda’nın hikayesinde anlatılıyor. Bu ülkede hala çocuk olamayanlar var. Bu ülkede çocuk kadınlar var. Bu ülkede cinayet hala toplum kaderi olarak hüküm sürüyor. Bu ülkede az dediğimiz şeyler bütün çok’ların önünde gidiyor. Tıpkı Derdâ’nın mektubunda dediği A’dan Z’ye gidebilmek için o kadar harf katediliyor ki, az dediğimiz şey belki de çoktan fazladır. İçimden sızan şeyin tarifi yok, içimden öyle az şey sızıyor ki adını koymaya yetecek bir gücüm yok.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,3bin okunma
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.